Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-10-2007, 17:50   #3
Kullanıcı Adı
hayat
Standart namaz namaz namaz
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Muhammed (a.s.) şöyle buyurdu: "Namazda başını imamdan evvel kaldıran kimse, Allah'ın onun başını eşek başına dönüştürmeyeceğinden emin olamaz" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 647

Enes b. Malik'in (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Saflarınızı doğru tutunuz, çünkü safların doğru tutulması namazın kemalindendir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 656

Enes b. Malik'in (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Namazda saflarınızı tamamlayınız. Çünkü ben sizi arkamda iken görmekteyim" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 657

Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) buyurdu ki: "Namazda safları doğrultunuz. Çünkü saf doğrultmak namazın güzelliğindendir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 658

Numan b. Beşir (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü'nden (a.s.) işittiğime göre şöyle buyurdu: "Ya saflarınızı düzeltiniz, ya da Allah Teala'nın yüzlerinizi ayrı ayrı taraflara çevireceğini muhakkak bilesiniz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 659

Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Ezan okumakta ve birinci safta ne (bereket ve) hayırlar olduğunu bilseler de (onlara nail olmak için) kura atmaktan başka çare bulmasalar, muhakkak kura atarlar, (her namazın) ilk vaktinde olan fazileti bilseler (ona yetişmek için) muhakkak yarış ederler ve yatsı ile sabah (cemaatlerin) daki ilahî lütufları bilseler emekliyerek de olsa onlara giderlerdi."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 661

Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Eğer öndeki safta olan (hayır) ları bilseydiniz (yahut bilselerdi) mutlaka kura atmak gerekirdi" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 663

Sehl b. Sa'd (r.a.) şöyle anlattı:
Vallahi ben (bazı) kimseleri bellerindeki fûtaları dar oldukları için çocuklar gibi boyunlarına bağlamış olarak Peygamber'in arkasında namaz kılarlarken gördüm. Bir sözcü (kalkarak cemaate gelen kadınlara): Ey kadınlar topluluğu! Erkekler doğrulup kalkmadıkça başlarınızı secdeden kaldırmayınız, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 665

Abdullah b. Ömer (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: "Herhangi birinizden hanımı mescide gitmek için izin isterse sakın onu engellemesin."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 666

Hz. Peygamber'in eşi Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.), şimdiki kadınların yaptıklarını bir görseydi, mutlaka İsrail oğullarının kadınlarının engellendiği gibi, onların mescide gitmesini de engellerdi. Ravi der ki: Ben Amre'ye, İsrail oğulları kadınları mescitlerden menolunmuşlar mıdır? diye sordum, Amre: Evet, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 676

İbn Abbas (r.a.)
Namazını kılarken sesini yükseltme, o kadar da kısma, ikisinin ortasında bir yol tut!ayeti hakkında şöyle dedi: Bu ayet indiği sıralarda Allah Resulü (a.s.) Mekke'de gizli yaşıyordu. Fakat ashabıyle namaz kıldığı zaman Kur'an okurken sesini yükseltiyordu. Müşrikler ise, Kur'an'ı duyunca hem Kur'an'a, hem onu gönderene, hem de kendisine Kur'an gelene küfrediyorlardı. Bunun üzerine Yüce Allah Peygambere: Namazda kıraatını yüksek sesle okuma,sonra müşrikler kıraatını işitirler. Kıraatını ashabından tamamen de gizleme.Kur'an'ı onlara işittir, fakat bunu bağırmak derecesine de vardırma. Bunun ikisi arası bir yol tut,bağırmakla gizlemek arası, buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 677

Hz. Aişe (r.ah.)
Namazını kılarken sesini yükseltme, o kadar da kısma, ikisinin ortası bir yol tut!ayeti hakkında şöyle dedi: Bu ayet, dua hakkında indirilmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 678

İbn Abbas (r.a.)
Onu tekrarlayıp dilini kımıldatmaayeti hakkında şöyle dedi: Peygamber (a.s.), Cebrail vahyi getirdiği zaman, onları ezberleyip zaptetmek kendisine güç gelir ve bundan dolayı çok kereler dilini ve dudaklarını oynatırdı. Vahy'in geldiği, durumundaki değişikliklerden anlaşılırdı. Bunun üzerine Allah Teala ona meâlen şöyle dedi: Onu acele kavrayıp ezberlemek için dilini onunla kımıldatma!Çünkü onu toplamak ve okutmak şüphesiz bizim işimizdir.Şüphesiz onu göğsünde toplamak ve dilinde akıtıp okutmak bizim işimizdir. Sen onu okuyacaksın. Öyle ise biz onu okuduğumuz vakit, sen onun okunuşuna uy!Dedi ki: Onu indirdiğimiz vakit onu dinle. Sonra onu açıklamak da şüphesiz bizim işimizdir.Onu senin dilinle beyan etmek bizim işimizdir. İşte bundan sonra Cebrail ona geldiğinde susardı. Cebrail gittiği zaman ise Allah'ın ona vadettiği gibi gelen vahyi okur idi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 679

İbn Abbas (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.), ne cinne Kur'an okudu ne de onları gördü. Allah Resulü (a.s.) ashabından birkaç kişi ile birlikte Ukaz çarşısına doğru yürüyorlardı ki o tarihte şeytanlar, semadan haber almaları yasaklanmış, (haber almaya çıktıkça) üzerlerine yıldızlar atılmaya başlanmış bulunuyordu. (Semaya doğru çıkıp da kovulan) şeytanlar kavimleri yanına döndüklerinde kendilerine: Ne oluyorsunuz? (neden hiç bir haber getirmiyorsunuz) dediler. Onlar da: (Ne yapalım?) gökten haber almamız yasaklandı. Üzerimize yıldızlar döktüler, dediler. (Bunun üzerine) Onlar da: Sizin haber almanıza engel olan her halde yeni meydana gelmiş bir şeydir. Yeryüzünün doğusu ve batısını dolaşın da gökten haber almanıza engel olan (bu yeni şey) ne imiş öğreniniz denildi. Daha sonra bunlar yerin doğu taraflarını ve batı taraflarını dolaşmaya gittiler. İşte bunların içinden Tihame yönünü (araştırmayı üzerine) almış olan takım, Ukaz panayırına gitmek üzere Nahle'de bulunan Hz. Peygamber'in bulunduğu yere uğradılar. O sırada Peygamber ashabına sabah namazı kıldırıyordu. (Namazda okuduğu) Kur'an'ı işitince bunlar kulak verdiler ve birbirine: Gökten haber almaktan sizi alıkoyan Vallahi işte budur, dediler. İşte o zaman bu haberciler kendi kavimlerine döndüklerinde: Ey kavmimiz! Gerçekten biz hayranlık uyandıran, doğru yolu gösteren bir Kur'an dinledik ve ona iman ettik; Artık Rabbimize kimseyi ortak koşmayacağızdediler. Yüce Allah da Peygamber'i Muhammed'e (a.s.) De ki: Bana, cinlerden bir zümrenin Kur'an okuyuşumu dinleyip şöyle dedikleri vahyolundu...şeklinde başlayan Cin suresi indirildi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 681

Ebu Katâde (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.) bize namaz kıldırdı (Namaz kıldırırken) öğlen ve ikindi namazlarındaki ilk iki rekâtlarda Fatihatu'l-Kitap ile birer sure okurdu. Bazen bize (sessiz okuduğu) ayeti de duyururdu. Öğlen namazının ilk rekâtını uzatır, ikinciyi kısaltırdı. Sabah namazında da böyle (yapardı).
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 685

Ebu Berze (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) sabah namazında altmıştan yüz ayete kadar okurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 702

Berâe b. Azib (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Allah Resulü bir seferde idi, (günün son namazı olan) yatsı namazını kıldırdı. İki rekâtın birinde "ve't-tîni ve'z-zeytûni" suresini okudu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 706

Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlattı:
Muaz b. Cebel her defa Peygamber'in arkasında (yatsı) namazını kılar sonra kavmine (yani Seleme oğullarına) gelir, onlara imamlık yapardı. Bir gece yine Peygamber'le beraber yatsıyı kıldı. Sonra kavmine gelip, onlara imam oldu. Bakara suresini okumaya başladı. Bunun üzerine cemaatten bir kimse selam verip ayrıldı, sonra namazı yalnız başına kılıp çıktı. Namazdan sonra o kimseye: Ey Falanca! Sen münafık mı oldun? dediler. O da: Hayır, münafık değilim. (Hele sabah olsun) vallahi, Allah Resulü'nün (a.s.) huzuruna muhakkak gideceğim ve ona mutlaka haber vereceğim, dedi. Ertesi gün Allah Resulü'ne gelerek şunları söyledi: Ey Allah'ın Resulü! Biz su çeker develer sahibiyiz. Bütün gün işimizin başında didiniriz, (akşam olunca gelip namaz kılarız). Muaz sizinle birlikte yatsıyı kıldı sonra geldi ve Bakara suresinden başlayıp okumaya kalktı. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) Muaz'a dönüp: "Ey Muaz! Sen dinden nefret ettirici misin? Falanca sureyi oku, falanca sureyi oku!" buyurdu. Sufyan der ki: Amr'a Ebu Zubeyr'in Cabir'den naklen kendilerine Hz. Peygamber (a.s.): "ve'ş-şemsi ve duhaha" yı, "ve'd-duha" yı, "ve'l-leyli iza yağşa" yı, "ve sebbih isme rabbike'l-a'la" yı oku buyurmuştur, dedim. Bunun üzerine Amr İşte bunlar gibi sureler, cevabını verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 709

Ebu Mesûd Ensari (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü'ne biri gelip: Falanca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki, sabah namazına gitmekten (adeta) geri kalıyorum, dedi. Allah Resulü'nü (a.s.) hiçbir konuda o günkü kadar kızgın görmedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ey insanlar! İçinizde bazı kimselerde cemaatı nefret ettirme hasleti vardır. Herhangi biriniz insanlara imam olursa hafif tutsun. Çünkü arkasındaki cemaatte yaşlı olanı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı var."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 713

Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz halka imamlık yapacak olursa hafif tutsun. Çünkü içlerinde küçük olanı var, yaşlı olanı var, zayıf olanı var, hasta olanı vardır. Yalnız başına namaz kıldığında ise namazını nasıl isterse öyle kılsın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 714

Enes (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) namazı hem kısa, hem de tamam surette kıldırırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 719

Enes (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.) kendisi namaz kıldırırken saflarda annesiyle beraber bulunan çocuğun ağlamasını işitirdi de hemen hafif bir sure okur, yahut kısa bir sure okur idi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 722

Berâe b. Azib (r.a.) şöyle dedi:
Muhammed (a.s.) ile birlikte kılınan namazı gözetleyip dikkat ettim. Kıyamını, rükuunu, rükudan sonraki ayakta bekleyişini, secdelerini, iki secde arasındaki oturuşunu, tekrar secdesini, selam vermekle kalkıp gitmesi arasındaki oturuşunu, (ve bunları vakit olarak) birbirine denk buldum.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 724

Enes (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü'nü (a.s.) bize nasıl namaz kıldırırken gördüysem size de öylece namaz kıldırmaktan vazgeçmeyeceğim. Enes'in namazını tarif eden ravi Sabit b. Eslem Bünani şöyle dedi: Enes (r.a.), sizde görmediğim bir şey yapardı: Başını rükudan kaldırdığı zaman, gören secde etmeği unuttu diyecek kadar ayakta dikilirdi. Başını secdeden kaldırdığı zaman iki secde arasında da yine gören unuttu diyecek kadar dururdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 726

Bera'nın (r.a.) anlattığına göre:
Kendileri Allah Resulü'nün arkasında şöyle namaz kılıyorlardı: Allah Resulü (a.s.) başını rükudan kaldırdığı zaman, o alnını yere koymadıkça hiç bir kimseyi (secdeye varmak için) belini büker görmedim. Sonra Allah Resulü'nün arkasındakiler secdeye vararak yere kapanırlardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 728

Aişe (r.ah.) şöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.) rükuunda ve sucudunda: "Ey Allahım! Seni tesbîh ederim. Ey Rabbim seni, senin övgünle överiz. Ey Allahım! Beni mağfiret eyle! tesbih ve istiğfarını çokça söylerdi. Allah Resulü bunu demekle Kur'an'ı imtisal ediyordu."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 746

İbn Abbas (r.a.) şöyle nakletti:
Hz. Peygamber'e (a.s.) yedi aza üzerine secde etmesi emredildi, saçlarını ve elbisesini eliyle gidermesi (toplaması) de yasaklandı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 755

Enes'in (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Secdede itidal üzere bulununuz. Hiç biriniz de kolunu (secde esnasında) köpeğin ayaklarını yaydığı gibi yaymasın" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 762

Abdullah b. Malik b. Buhayne'nin (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) namazı kılarken koltuklarının aklığı görünecek derecede pazılarının arasını açardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 764

Abdullah b. Ömer'in (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) bayram günü (namaza) gideceği zaman bir mızrak getirilmesini emreder ve derhal bir mızrak önüne dikilirdi, arkasındaki cemaatle birlikte ona doğru namaz kılardı. Seferi iken de aynı şeyi yapardı. Emîrlerin (bayram namazlarında) önlerine mızrak dikmeleri bundan dolayıdır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 773

İbn Ömer'in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) binek devesini kendisiyle kıble arasına alır ve ona doğru namaz kılardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 775

Ebu Cuhayfe (r.a.) şöyle dedi:
(Bir seferde) Mekke'de iken Peygamber'e geldim. Kendisi (Mina'ya yakın) Ebtah denilen yerde kızıl sahtiyandan bir kubbe içinde idi. Bilâl, Allah Resulü'nün abdest suyunu dışarı çıkardı. İnsanlardan kimisi o sudan ele geçirdi, kimisi de ele geçirenlerin serpintilerine ve ıslaklığına ulaşabildi. Akabinde Peygamber kırmızı bir cübbe giymiş olarak çıktı. Bacaklarının aklığı hâlâ gözümün önündedir. Abdest aldı, Bilâl de ezan okudu. Ben onun ağzına şuraya buraya dönerek takip ettim (sağa ve sola yönelerek) "hayye ale's-salati, hayye ale'l-felahi" diyordu. Sonra Allah Resulü için bir mızrak dikildi. Allah Resulü ileri geçip öğleni iki rekât kıldırdı. Önünden eşek, köpek geçerdi de engel olunmazdı. Sonra ikindiyi iki rekât kıldırdı. Sonra da Medine'ye dönünceye kadar hep ikişer rekât kıldırdı durdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 777

İbn Abbas (r.a.) şöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.) Mina'da insanlara namaz kıldırdıği sırada dişi bir merkebe binerek karşıdan geldim. Ben o zaman bulûğ yaşına yaklaşmıştım. Safın önünden geçtim. Merkebi otlasın diye salıverdim, ondan sonra safa girdim. Bu yaptığıma kimse ses çıkarmadı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 780

Ebu Saîd Hudrî'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "İçinizden biri namaza durduğu zaman, önünden geçecek olan hiçbir kimseyi bırakmasın. Gücü yettiği nisbette onun geçmesine engel olsun. Eğer dinlemezse onunla döğüşsün. Çünkü o ancak bir şeytandır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 782

Ebu Cuheym'in naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) "Namaz kılanın önünden geçen kimse, ne kadar günah işlediğini bilse, önünden geçmektense kırk (...) durması daha hayırlıdır." buyurmuştur. Hadisin ravilerinden Ebu'n Nadr kırk rakamıyla kastedilen gün mü, ay mı, yıl mı bilmiyorum demektedir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 785

Sehl b. Sa'd Saidî (r.a.) şöyle anlattı:
Allah Resulü'nün (a.s.) namazgâhı ile (kıble cihetindeki) duvar arasında bir davar geçebilecek kadar yer vardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 786

Seleme b. Ekva'dan (r.a.) nakledildiğine göre:
Kendisi Mushaf sandığının konduğu yeri araştırır orada nafile namaz kılardı. Ve zikretti ki Allah Resulü de (a.s.) bu yerde namaz kılmayı tercih ederdi. Kıble duvarı ile minber arasında bir davar geçebilecek kadar uzaklık vardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 787

Aişe (r.ah.)
Hz. Peygamber (a.s.) geceleyin, kendisi ile kıblesi arasında ben, cenazenin uzanması gibi karşısında uzanmış olduğum halde namaz kılardı, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 791

Hz. Peygamber'in zevcesi Meymune (r.ah.) şöyle dedi:
Ben karşısında iken hayızlı olduğum halde Allah Resulü (a.s.) namaz kılardı. Bazen da giydiği elbise, secdeye vardığı zaman, (ben hayızlı iken) bana dokunurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 797

Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattığına göre:
Bir kimse Allah Resulü'ne (a.s.) bir tek elbise ile kılınan namazı sordu. Allah Resulü de: "Her birinizin ikişer elbisesi var mı ki?" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 799

Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Hiç biriniz, üzerinde bir tek elbise varken onun bir miktarını omuzlarının üstüne dolamaksızın namaz kılmasın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 801

Ömer b. Ebu Seleme (r.a.) şöyle dedi:
Ben Allah Resulü'nü (a.s.) Ümmü Seleme'nin evinde bir tek elbise ile, ona sarılmış ve iki tarafını omuzları üzerine koymuş olarak namaz kılarken gördüm.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 802

Cabir (r.a.) şöyle dedi:
Ben Peygamber'i (a.s.) bir kısmını omuzuna dolayıp bağladığı bir tek elbise ile namaz kılarken gördüm.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 805
hayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla