Bunalım Gençliği FE EyNe TezHebüN
Örnek şahsiyetlerin az olması ve onlara ulaşmanın zor ( ! ) olması da gençleri gelişmesi için alanı daraltırken dininden kopuk yaşayan bir ailenin çoçukları ile olan arkadaşlıkları ,gençliği ahiret şuurundan adım adım uzaklaştıran tv programları , kutsal emanetlere ulaşmanın değilde gelen mesajı algılayacak frekanslara uygun olmayan alıcılara sahip olmaları ruh aleminin gelişmesine gem vuran birçok neden birkaçı muhakkak ! Necip Fazıl'dan devam edelim ;
Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, Allah'ın Kur'an'ında "belhüm adal" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, Türkü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu gören... Bu devirleri yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... ( Ne güzel özetliyor üstad gençliğin bu hale gelişini ! ) Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
Gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir nida kopararak "Mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...Halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bulan bir gençlik...
Ümidimiz ve gayemiz uğrunda yürürken kendisine ulaşmayı nasip etsin RABBİM !
|