Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-31-2008, 08:29   #2
Kullanıcı Adı
AK_Türk
Standart Başbakan'dan çarpıcı açıklamalar

HABERiN DEVAMI

Başbakan Erdoğan, 2002 yılı sonunda iş başına geldiklerinde Türkiye'nin, tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Öncelikle ekonomik krizin yaralarını sarmak için seferber olduk. Ancak kendimizi ekonomik krizle sınırlandırmadık, Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarının da üzerine cesaretle, kararlılıkla, samimiyetle gittik, gitmeye de devam ediyoruz. Her iki yılda, üç yılda bir Türkiye ekonomik krizler yaşıyordu. İşsizlik gibi, enflasyon gibi, faizler gibi temel göstergeler zaman zaman iyileşme gösterse bile iki yılda, üç yılda bir gelen krizlerle ani artışlar sergiliyor, geçici iyileşmelerin yerini etkisi uzun sürecek olumsuz ortamlar alıyordu. Türkiye ekonomisinin sorunlarına eğilirken, gelip geçici önlemlerden kaçındık, kronik sorunları çözecek bir yaklaşım sergiledik.''

1923'TEN 2008'E KADAR İHRACATIN SEYRİ

Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin, bugün, geçmişindeki hiçbir dönemle kıyaslanamayacak düzeyde iyi bir seyir izlediğini belirterek, şunları kaydetti:

''Sadece şu rakamlara dikkatinizi çekmek istiyorum: 1923 yılında Türkiye'nin toplam ihracatı 51 milyon dolardı. 1930 yılında bu rakam 71 milyon dolara yükseldi. 1940 yılında ulaşabildiğimiz rakam 81 milyon dolar oldu. 1980 yılı sonunda ihracatımız 2 milyar 910 milyon dolar, 1990 yılında ise 13 milyar dolar oldu. 2002 yılına geldiğimizde toplam ihracatımız 36 milyar dolar seviyesinde idi. Yani Cumhuriyet tarihimiz boyunca, 79 yıllık sürede ihracatımız 36 milyar dolar seviyesine kadar ulaşabilmişti.

Bu rakamı, 2007 yılı sonunda 107 milyar dolara yükselttik. Bugün ise geriye dönük 12 aylık ihracatımız tam 127 milyar dolar. Bununla da yetinmiyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümünde, 2023 yılında hedefimiz, 250 milyar dolar ihracat. Bunu başarabiliriz... Yeter ki, ülkemize, ülkemizin zenginliklerine, ülkemizin dinamik iş gücüne, ülkemizin girişimcilerine inanalım. Yeter ki, birbirimize bağlılığımızı hiç yitirmeyelim. Bir ve beraber olursak, aşamayacağımız hiçbir engel, ulaşamayacağımız hiçbir hedef olmadığını o zaman hep birlikte göreceğiz.''

YTL'DEN TL'YE

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılı sonunda, Türk Lirası'ndan 6 sıfır atacaklarını ifade ettikleri zaman birçok kişinin buna inanmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle devam etti:

''Bunu ulaşılamaz bir hayal olarak görenler vardı. Enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürdük, enflasyonu belli bir seviyeye çektik ve paradan sıfır atılması için gerekli zemini oluşturduk. 2004 yılında paradan sıfır atılmasına ilişkin yasayı çıkardık, çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdik ve 1 Ocak 2005'ten itibaren de paramızdan 6 sıfırı attık. Milletimiz, çok şükür, çok kısa bir zaman içinde bu yeni banknotlara, yeni paralara uyum sağladı.

2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları bir geçiş dönemi, alışma dönemiydi. Şimdi, 1 Ocak 2009 itibariyle bu geçiş dönemini tamamlıyoruz ve yeniden TL'ye dönüyoruz. Yapılacak operasyon, paralarımızın başındaki 'Y' harfini atmaktan ibaret olacak. Hiçbir karışıklığa, hiçbir tartışmaya mahal vermeden, bu adımı da inşallah tamamlayacağız. Hazine Müsteşarlığımız ve Merkez Bankamız bu operasyonla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar. 1 Ocak 2009 itibariyle büyük bir operasyonu, dünyaya örnek olacak, literatüre girecek bir süreci tamamlamış olacağız.

Bugün Türk Lirası, taşıdığı değerle, taşıdığı saygınlıkla, güçle, dünya para birimleri arasındaki haklı yerini almış durumda. Düne kadar krizlerle boğuşan Türk ekonomisi, bugün layık olduğu, özlediğimiz, arzuladığımız seviyelere ulaşıyor.

Bugün Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 17'inci ekonomisi konumundadır. Bugün Türkiye ekonomisi, Avrupa'nın en büyük 6'ıncı ekonomisi konumundadır. Bugün Türkiye'nin müteahhitlik sektörü, Çin ve ABD'den sonra dünya genelinde üçüncü sırada yer almaktadır. Bunlar Türkiye'nin ekonomik istikametinin doğru olduğunun bariz işaretleridir.''

EKONOMİDEKİ İYİLEŞMEYİ HER FERDE ULAŞTIRMAK

Ekonomideki iyileşmeyi, ekonomideki büyümeyi, eşit ve adil bir biçimde Türkiye'nin her karış toprağına, her bir ferdine ulaştırmak için de yoğun bir gayret içinde olduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biliyorsunuz, Cumhuriyet tarihimizin en büyük yol hamlesini, en büyük hava taşımacılığı, demir yolu ve deniz taşımacılığı hamlelerini yaptık. Cumhuriyet tarihimizin en büyük konut seferberliğini başlattık. Enerji noktasında, sağlık, eğitim noktasında, adalet, emniyet noktasında çok başarılı çalışmalara imzamızı attık. Refahı, kalkınmayı, ilerlemeyi, en ücra köşelere kadar ulaştırmanın heyecanı ve kararlılığı içinde olduk. 6 yılda birçok sorunu çözdük, birçok kronik sorunu çözüm yoluna koyduk. Çözüm bekleyen başka sorunlarımız yok mu? Elbette var. On yıllar boyunca üst üste birikmiş sorunları bir anda çözüp atmak mümkün olmuyor. Ancak zamanı geldikçe, zemini geldikçe bunları da çözüyoruz, çözeceğiz.

Bakınız, çalışanlardan zorla kesilen ve ardından da yılan hikayesine dönüşen zorunlu tasarrufu tamamen tasfiye ettik; çalışanlarımıza tam 13 buçuk milyar YTL'yi, yani 13 buçuk katrilyonu ödedik.

Hiç gündemde yokken, konut edindirme yardımı kesintilerini, yani KEY diye halk arasında ifade edilen, bizzat bu kesintiyi hükümet olarak biz gündeme getirdik, zorlu bir çalışmanın ardından KEY paralarını da ödemeye başladık. Bugüne kadar 2 katrilyon yani 2 milyar YTL'yi hak sahiplerine ödedik, ödemelerimiz devam ediyor. Ortaya çıkan aksaklıklar konusunda da ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bütün hak sahiplerine hakları ödenecek.''

İMKANLAR EL VERDİKÇE'

''Şunu bütün kalbimle, bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum: İmkanlar el verdikçe, Türkiye'nin şartları ilerledikçe, iyileştikçe, bu imkanları, bu iyileşmeleri ilk önce çalışanlarımıza yansıtmaktan asla kaçınmayız'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Nitekim 6 yıllık süre boyunca da yaptığımız budur. Bakınız; 2002 yılında en düşük memur maaşı, aile yardımı dahil olmak üzere 392 YTL seviyesinde idi. En son, önceki hafta açıkladığımız ek zamlarla birlikte en düşük memur maaşı bin 118 YTL seviyesine yükseldi. Ortalama memur maaşı 2002 yılında 578 YTL seviyesinde iken, son zamlarla birlikte bin 360 YTL oldu. Bu 5 buçuk yıl içinde memur maaşlarını enflasyona ezdirtmedik, üstelik de geçmiş yıllardan gelen kayıplarını önemli oranda telafi ettik.

Bugün geldiğimiz seviye elbette ideal seviye değildir, elbette arzuladığımız seviye bu değildir. Ancak, biraz önce de ifade ettiğim gibi, Türkiye'nin imkanları arttıkça, Türkiye'nin refahı arttıkça, bunu öncelikle çalışanlarımıza yansıtmaya devam edeceğiz ve şuna özenle dikkat edeceğiz enflasyon hiçbir zaman halkımızı artık ezen bir canavar olmayacak, her geçen gün bu canavarın tesiri, evet vatandaşımızın üzerinde baskısını azaltacaktır.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin altı yıla yakın zaman önce başlattığı büyük değişim atılımını bugün bütün hızıyla devam ettirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Ülkemizin her köşesinde yeni yatırımlar yapılıyor, geleceğin ihtiyaçlarını bugünden karşılamaya matuf projeler gerçekleştiriliyor. 7-8 Ağustos tarihlerinde düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıl dönümünü kutlamak için gittiğimiz Bitlis'te, bu atılımın nişanesi olan tesisleri de hizmete açtık. Toplu olarak hizmete açtığımız tesisler arasında ilköğretim okulları, çeşitli liseler, derslikler ve bir yurt vardı. Yine tamamlanan Tatvan Sahil Yolu'nu ve Bitlisli kardeşlerimize yeni iş imkanları sağlayacak bir çimento üretim tesisini de hizmete açtık.''

120 KÖYE 120 PARK PROJESİ

''19 Ağustosta İstanbul'da erken yaşta kaybettiğimiz Futbol Federasyonu Başkanımız merhum Hasan Doğan'ın adını taşıyan Kartal Spor Kompleksi'nin açılışını yaptık'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''Aynı törenle İstanbul'un her iki yakasında 120 köyümüze Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaptırılan 120 Park'ı hizmete açtık. 120 Köye 120 park projesi bizim çok önemsediğimiz, özellikle de çevreciliğin en güzel ifadesi olan yerel yönetimlerimize örnek gösterdiğimiz bir proje.

Artık köylerimize de sosyal, sportif, kültürel tesisler kazandırma, kültürel tesisler kazandırma, köylerimizin hayat standartlarını da yükseltme zamanı geldi diye düşünüyoruz. Bu çerçevede 120 köye 120 park projesini bir ilk adım olarak görüyoruz, nice başka projeye ilham vermesini bekliyoruz. 23 Ağustosta bu defa Rize'de bir sağlık ocağı, bir sağlık merkezi ve bir termal ötelin açılışlarını gerçekleştirdik. Bugün Türkiye'nin nasıl bir kalkınma dinamizmi içinde olduğunu, nasıl bir yatırım seferberliği içinde olduğunu gösteren güzel örnekler bunlar. İnşallah, bu yatırımlar Türkiye'ye geleceğini kazandıracak, güzel projeler her geçen gün artarak devam edecektir. Türkiye emin adımlarla hedeflerine yürüyor, kimsenin bundan şüphesi, endişesi olmasın.''

Her ağustos ayının sonunda büyük zaferin yıl dönümünde, 30 Ağustos Zafer Bayramını milletçe büyük coşku ile kutlandığını anımsatan Erdoğan, ''Konuşmamın sonunda Zafer Bayramınızı kutlarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklal kahramanlarımız başta olmak üzere bu ülke için canını feda etmiş bütün şehitlerimizi bir kere daha rahmetle, şükranla anıyorum'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Ulusa Sesleniş''i, ''Hafta başından itibaren idrak edeceğimiz barış ve hoşgörü ayı mübarek Ramazan'ın da ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum'' diyerek tamamladı.
AK_Türk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla