Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-10-2008, 19:03   #26
Kullanıcı Adı
EniGma
Standart
Alıntı:
gelecek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Türkiye'de din-devlet ilişkileri bakımından köklü değişim cumhuriyetin kurulmasıyla yaşanmıştır. Bu değişimin düşünsel kökleri hiç kuşkusuz cumhuriyet öncesi karşımıza çıkmaktadır, ancak bu düşünceler köklü biçimde uygulama imkanına cumhuriyet sonrasında kavuşmuştur. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra kesin bir tutumla laik bir devlet ve seküler bir toplum yaratma çabalarına başladığını görüyoruz. Rutsow'un da işaret ettiği gibi, pek az ülke tüm siyasal,sosyal ve kültürel hayatında bu dönem Türkiye'si kadar kapsamlı veya hızlı değişiklikler geçirmiştir.

1924 anayasası "Türkiye devletinin dini İslam'dır" (m.2) ibaresini taşımaktadır.Bununla birlikte köklü değişikliklerin bir bölümü bu madde yürürlükte iken yapılmıştır. Bunları başlıklar olarak verecek olursakşu yasal düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir:

• 1924 hilafeti ilgası.

• Osmanlı devlet yönetiminde en yüksek dini yetkiye sahip olan ve işlevleri arasında siyasal kararları İslam hukukuna uygunluğunu gözetmek olan şeyhülislamlık makamının 1924'de kaldırılışı.

• 1924'te tevhid-i tedrisad kanununun kabul edilmesiyle medreselerin kapatılması,şer'iye ve evkaf bakanlığının kaldırılarak diyanet işleri başkanlığının ihdası.

• 1925 'te şapka kanunu ve miladi takvimin kabul edilmesi tekke ve zaviyelerin kapatılarak tüm faaliyetlerinin yasaklanması.

• 1926'da İsviçre medeni kanunu ve borçlarkanunu ile İtalya ceza kanununun kabul edilmesi.

• 1928'de harf inkilabı ve anayasadan "İslam dini" ibaresinin kaldırılarak anayasadaki yemin metinlerinin laikleştirilmesi. Bu nedenle yeminle ilgili maddelere "vallahi" ifadesi yerine "namusum üzerine söz veririm" ibaresi konulmuştur.

• 1929'da Alman ceza mahkemeleri usulu kanunu ve isviçre icra iflas kanununun kabulu.

• 1930'da imam-hatip okullarının kapatılması.

• 1931'de Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin türkçe'den ayıklanması sürecinin başlatılması.

• 1932'de ezanın ve kametin türkçeleştirilmesi.

• 1934'te hafız,ağa,şeyh,molla,efendi,paşa, gibi lakap ve unvanlarla beraber bazı kisvelerin yasaklanması.

• 1935'te hafta tatilinin Cuma gününden pazara çevrilmesi,

• 1937'de laiklik kavramının anayasa maddesi haline getirilmesi.
haddini aşıyorsun gibi geliyor bana ...
kisveler derken ne demek istediğini anlamadık seni kafasını laiklikle yemiş zevat...
EniGma isimli Üye şimdilik offline konumundadır