10-21-2008, 15:49
|
#13
|
|
Alıntı:
hakan11 Nickli Üyeden Alıntı
Efendi sorunun sendeki canlılığı ilemi meseleye felsefe kazandıracaz yoksa bireyler üzerindeki her bireyin kendi doğrusu ile yaşadığı hayatımı irdeliyecez başka yaşamların farklı güdülerine binaen bizlerin o yaşam tarzlarını süzme ve onlar hakkında yorum yapma gibi bir gafletimiz olabilirmi sizce sorun nedir .
Bir inancın sosyal hayattaki konumunu mayo ve bikiniye indirgeyen zihniyetin , ülke bütünlüğüne evrensel demokrasiye , bağımsız yargıya bunun ötesinde laik bir düzene verdiği zararı hesap edemeyecek kadar basitleşmekte neyin ürünü anlamakta güçlük cekiyorum , elindeki güçü kullanarak , halk ve bireylere doğru yaşamın ve medeni insan olmanın gereği olarak bir modeli insanlara dayatmanın izahı sizce ne olabilir . Dünya birey haklarını gözeterek her farklı kültürü ve anlayışiı içinde eriterek homejen bir yapı beşinde koşarken , nazi ve despot bir anlayış ile bir yaşam güdüsünü halka dayatmanın insani bir yönü olabilirmi , devlet ve güç odaklarının insanların nerde nasıl ve ne şekilde yaşamasının gerektiğinin bir portresini halkına empoze edemez , evrensel laik ve demokratik ülkelerde bunun izahı olmaz , faşistliğe yakın bir duruş silsilesi ile bir arada farklı kültürlerde yaşama sevinci olan koca bir milleti bir arada tutmak ahmaklıktan öte bir şey değildir. Devlet ve kurumları her bireyin özgür güdüsüne sahip cıkmak ve bunların her alanda kendisini ifade edebilecek alanları oluşturması gibi bir görevi var iken belli bir yaşam felsefesini halkına dayatamaz , devletin dini devletin bir baskısı olmaz her farklı anlayışa olan mesafesi ortada olması gerekir laikliğin ana gayeside bu değilmidir. Neden laikliğin gelişmiş ülkelerdeki nüansları ile hareket etmeyizde , laikliği bir din telakkisi olarak algılayıp halkın üstüne dikta ederiz demokrasinin özünde böyle despot bir anlayış olabilirmi , neden herkese eşit mesafede duran bir devlet var iken devletten ve kamalist ideolojiten bu halk rahatsız bunu sorgulamak gerek .Cözüme ve anlayışa dair geniş sunum beklerim kişilere bireylere takılı bir zihniyet kusacaksanız acılım yapmam efendi
|
Özgürlük, insan hakları kavramları tabii ki bütün insanlar içindir. kalıplaşmış kelimelerle söylenecek olursa "din, dil, ırk" ayrımı yapılmaksızın bütün herkes bu haklara sahiptir. fakat.. insan haklarının tam olarak oturmadığı bir ülkede insan haklarının tam olarak korunması için gerekli olan kavramlar tabii ki daha önemlidir.
Daha ileri ülkelerin gündemlerinde laiklik kavramı yoktur bile çünkü böyle bir kavrama ihtiyaç yoktur ve sağlanılmak istenen düzeni sağlayan mekanizmaların hepsi yerine oturmuş, sistemi sarsacak bir tehdit yoktur. bir de türkiye' ye bakalım.. her gün laiklik kavramını tehdit ettiği öne sürülen haklı haksız mantıklı mantıksız onlarca olay gazetelerin baş sayfalarını ve köşe yazılarını işgal ederken, türkiye laik bir ülkedir ve bu ilke tamamen korunma altındadır bile denilemez. bunu söyleyebilmek için çok bir şey bilmeye de gerek yoktur zaten.
Tabii ki din özgürlüğü vardır, insanlar istedikleri gibi okullara girip çıkmalıdır, nasıl serbest kıyafetlerle rahatca girebiliyorsa bir insan okula, inandığı şeyin gerekliliği olan giyinme tarzında da girip çıkabilmeli ve karışılmamalıdır.
Fakat Türkiye bu durum için hazır değildir. olayın herhangi bir avrupa ülkesi için geçerli olabilmesi gibi bir durum söz konusu bile değildir zira avrupa' da yaşayan türkler okullarına gayet rahat istedikleri şekilde girip çıkabilmektedirler. ülkeyi ya da sistemi tehdit eden bir durum söz konusu değildir çünkü söz konusu ülkelerde bu gibi sorunlar aşılmıştır.
temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ise sistemin ve laikliğin korunması adına meşrudur.
|
|
|