Alıntı:
ANTİ İRTİCA Nickli Üyeden Alıntı
Özgürlük, insan hakları kavramları tabii ki bütün insanlar içindir. kalıplaşmış kelimelerle söylenecek olursa "din, dil, ırk" ayrımı yapılmaksızın bütün herkes bu haklara sahiptir. fakat.. insan haklarının tam olarak oturmadığı bir ülkede insan haklarının tam olarak korunması için gerekli olan kavramlar tabii ki daha önemlidir.
Daha ileri ülkelerin gündemlerinde laiklik kavramı yoktur bile çünkü böyle bir kavrama ihtiyaç yoktur ve sağlanılmak istenen düzeni sağlayan mekanizmaların hepsi yerine oturmuş, sistemi sarsacak bir tehdit yoktur. bir de türkiye' ye bakalım.. her gün laiklik kavramını tehdit ettiği öne sürülen haklı haksız mantıklı mantıksız onlarca olay gazetelerin baş sayfalarını ve köşe yazılarını işgal ederken, türkiye laik bir ülkedir ve bu ilke tamamen korunma altındadır bile denilemez. bunu söyleyebilmek için çok bir şey bilmeye de gerek yoktur zaten.
Tabii ki din özgürlüğü vardır, insanlar istedikleri gibi okullara girip çıkmalıdır, nasıl serbest kıyafetlerle rahatca girebiliyorsa bir insan okula, inandığı şeyin gerekliliği olan giyinme tarzında da girip çıkabilmeli ve karışılmamalıdır.
Fakat Türkiye bu durum için hazır değildir. olayın herhangi bir avrupa ülkesi için geçerli olabilmesi gibi bir durum söz konusu bile değildir zira avrupa' da yaşayan türkler okullarına gayet rahat istedikleri şekilde girip çıkabilmektedirler. ülkeyi ya da sistemi tehdit eden bir durum söz konusu değildir çünkü söz konusu ülkelerde bu gibi sorunlar aşılmıştır.
temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ise sistemin ve laikliğin korunması adına meşrudur.
|
Evrensel insanlığa dair söylemleriniz hoş yalnız dayandığınız son kerte yine despot bakış üzgünüm , bu milletin neye hazır olup olmadığına bunun sınanmasına ideolojik cevreler karar veremez , sistemin böyle bir görevi olmaz , sosyal dönüşümler , sosyal algılar seküler gelişen dünya siyaseti ile paralel gelişir. Bu gün mevcut kemalist ideoloji için bir memurun namaz kılması karşısındaki duruşu ve onu laik sistem için düşman olarak algılanması karşısında neyin düşman ve olgunluğunu bekleyecez , aslında olgunluk kavramı kemalist ideolojinin kendi algısını baştan başa yenilemesi gerekir. Her faklı düşünce ve yaşamı tehtid olarak algılaması kendi yaşamını monte etmesinden başka bir şey değildir, bir şeyin tehtidi üzerine tasarlanmış anayasal ve kalıp fikirler bu zemin üstünden hak sağlıyorsa neden böyle bir sorunun ortadan kalkmasını istesin , burda kemalist jajoben otoriter güç sahipleri öz eleştiri yapması gerekir.
Hukuk düzeni değişik inanç ve düşüncelere sahip bireylerin bir arada yaşayabilmelerine olanak sağlayacak nitelikte olmalıdır. Kimlik farklılıklarına saygıyı oluşturacak bir hukuk düzeni oluşturmak zorunluluktur.İnsan ruhu, kendisinin, ister kolaylık uğruna, ister amaçlı olarak kategorilere göre sınıflandırılmasından nefret eder, buna meydan okur, bu gün mevcut sistem bu dengenin aleyhine işliyor . Bu nedenlerle adalet ve eşitlik gibi etik değerlere dayanan ve bu değerlere ulaşmayı hedefleyen hukukun bu anlamda barışın ahlakiliğini sağlaması görevidir. Bunun sağlanamadığı yerde barış tehlikededir. Ve bireyi hiçe sayan bir hukuk düzeni hukuk adını taşımaya hak kazanamaz.
Toplum içinde barışın sağlanmasının temelini oluşturan, barışı ahlaki bir esasa dayandıran diğer bir nitelik hukukun eşitliği sağlayan bir düzen getirmesidir. Eşitliğin olmadığı yerde barış tehlikeye girer. Bu nedenle yasa önünde eşitlik ilkesi evrenseldir. Hukuk her şeyden önce herkese eşit mesafede duran genel bir eşitliğin güvencesi olmalıdır. Hukuk ırk, sınıf, zümre, etnik kimlik, inanç ayırımı gözetmemelidir.