Işıkları ıslanmışlıklarla sarıp,sarmaşığımla gitmeliyim,aklım geç kalıyor firarlara hep yağmura gebe yaşar mı bir adam,yaşıyorum işte günahım isa kadar meryemi mi gömüyorum!
Yada sadece olduğum yere yığılıyorum daha ilk yumrukta,güçsüzüm en az sizin kadar çünkü kasıklarımda saklıyorum bende kendimi…
Adın yüreğimin güneyinde durulacak,duracak çünkü ellerimin tam ortasında işaretleri ömrün bir tanık gerek bana yaşamışlığıma işaret parmağını bulaştıracak bir başkası gerisi ..gerisi gölgeleriniz olsun..El-aman dilime tövbelerinizi bulaştırın.
Mabet törenlerine geç kalıyor ruhum,ateşime sar beni..Putlarım avuç içlerinde..
Yar diyince yarılmıyorsa yüreğim ki kaldırımlara düşen gölgemden utanırım o zaman..ve bütün zamanlarımı ipe germeliğim boğazıma dokunmadan parmak uçların,göğsüne işaretler koyduğum erkeklerde kaldı adımın ilk harfleri..üçüncü tekil susanım ben siz gözlerinizle konuşun olmaz mı,yada omuzlarınızla ki kaldı aklımda akladığım onca o..
Hiçbir sözüm bir diğeriyle bağdaşmıyor,bağ kurmuyor mu demeliydim hay aksi ne demeliyim şimdi ben,elma ile armudun o anki haline bir kez daha baksam çözülür dilim bilirim ve kimse az önceki sözün anlamını bile bilmiyor..Kedimi doyurmak için parmak uçlarımla dokunuyorum gözlerinize,göz gözü görmüyor şimdilerde kardan mıdır bilmem.
Bilginin de bir yanılsama yada alıştırılma olduğunu düşünürüm çünkü..iyiden iyiye sınıfı mı belli ediyorum,iyileştim oysa daha da çok kanamam var.
erdem@98
|