[Üç mevsim]

Vatan muhabiri, Fehmi Koru'yla içi dolu bir röportaj yapmış, kendisini tebrik ediyorum. Röportaj okunmaya değer.

Fehmi Koru'nun bazı "yorum"larına zaman zaman ben de katılmıyorum. Mesela, röportajda da dediği gibi Fehmi Koru, Abdullah Gül'ün değil Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyordu, bunun Türkiye'yi normalleştireceğini düşünüyordu. O dönemi hatırlarsak, bir curcuna vardı, neyin ne olacağı belli değildi, rejimin reflekslerini iyi kestirmek gerekiyordu. Ayrıca Tayyip Erdoğan icraatın başında kalmalı, yani Başbakan olarak devam etmeliydi, halk da bunu istiyordu. İşte bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı adaylığına Abdullah Gül'ün belirlenmesi bence çok yerindeydi.

Bir diğer husus; Fehmi Koru, başörtüsü düzenlemesinin yapılmasına (gerek olmadığı) düşüncesiyle karşı çıkıyordu. Oysa bu isabetli bir görüş değil. Zira 5 yılını doldurmuş AK Parti başörtüsü için artık bir adım atmalıydı ve sonunu düşünen kahraman olamazdı.. Ben burada da Fehmi Koru'ya katılmadım.

Şimdi gelelim en son meseleye; bu konuda forumun başka bir yerine yazdığım mesajı tekrarlıyorum:

Fehmi Koru'nun Başbakan'a demek istediği şu: AK Parti, Türkiye'nin "mutlu azınlık" diye tabir edilen halk kesimi veya "vatandaş" kesimi ve ülkeyi çıkmaza sürükleyen statükocu - bürokrat - elitist - seçkinci devlet yapısıyla mücadele ederek ülke yönetimini millete sunmak için yola çıktı.

Yani işbaşına Obama gibi geldik..

Bugün ise Genelkurmay Başkanı'nın tehdidine "biz doğru yerde duruyoruz" acizliğiyle muhattap olunan ve Dengir Fırat gibi halkçı bir yöneticinin yerine Aksu gibi devletçi bir zihniyetin getirilmesiyle devam edilen bir yola girildi.

Yani Bush yönetimi gibi militarist devletçiliğe yöneldiğimiz izlenimi var..


Partimiz bu gelişmelerin analizini yapacaktır. Bu arada birşeyi de öğrenmiş olduk. Fehmi Koru, Başbakan'dan çok Abdullah Gül'le arkadaşmış.