|
Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler.
İnsanlar onu hayatı boyunca belki bir kez görürler. Ben o
yıldızı gördüm, o da sensin birtanem…
Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek
istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.
Karanlık gecede önemli değildir yıldızları görmek. Gündüzleri
yıldızları görmek marifet, aşık olmak önemli değil, bir ömür
boyu sevebilmek marifet…
Seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar uzak onlar kadar
erişilmezsin ama bir farkın var onlar bin tane sen bir
tanesin.
@--)--) sana dijital bir gül yolluyorum, çünkü bu uzaklarda
elimden ancak bu kadarı geliyor. Ama bil ki gerçeğini,
gözlerinin içine bakarak vermek isterdim. Ve seni sevdiğimi
fısıldamak.. Seni seviyorum! Aşkım, birtanem, her şeyimsin…
Hep kalanlara gidenleri kattım! Bir gün yerine geçemediler. O
kalanlara gidenleri kattım yine de bir tane “sen” edemediler.
Önceleri hasreti hiç tatmadım, yarimden hiç ayrı kalmadım,
biter diye takvimlere baktım. Zor geldi ayrılık alışamadım. An
gelir insan gülerken ağlarmış. Gözyaşları sel olup kalbine
akarmış… Seni çok seviyor ve özlüyorum. Bu güzel aşkımıza
nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getiriyorum…
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek
isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir
defa görülebilen harika bir rüyasın! O kadar güzelsin ki
yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum.
Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum. Öylesine
bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum. Seni çok seviyorum…
Gönlüme taht kurdun, gönlümün sultanı oldun, gece gökyüzünde
parlayan yıldızım, sabah ise ruhuma doğan güneşim oldun…
Sen var ya sen aynı sigaram gibisin. Dumanı gözlerin… Külü
dudakların... Yalnız aranızda bir fark var sigaramı ben, beni
ise sen yakıyorsun...
Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi. Bir insanın
özlemi olmalı, özlemle açan çicekler gibi. Bir insanın bir
tanesi olmalı, tıpkkı senin gibi.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim,
ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz
duramıyorum.
Yüreğimdeki tek arzu, hayalimdeki tek tutku, beni yaşatan tek
duygu senmişsin bebeğim...
Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok
seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin...
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın
cesaret veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek
nedenisin.
Günün ilk ışıkları sahile vurduğunda, martılar yalnızca
ikimizin anlayacağı bir dille şunu fısıldar denizin kulağına:
Seni çok özledim...
Seni seviyorum çünkü elini kalbimin üzerinde hissettiğim
zaman, üzüntülerimi alıp onların yerine o tarifsiz sıcaklığı
koymayı başarıyorsun...
Sana nasıl hitap etmeliyim bilmiyorum. Hayatım desem hayat çok
kısa, çiçeğim desem çiçek soluyor. Sana canım demeliyim, çünkü
bu can sen oldukça yaşıyor...
Doğan her günün sabahında, içimde gözlerini görebilmek aşkı
olmasa, inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak..
Ben sevdanın sokağında oturuyorum… Geceler hiç bitmiyor, ben
hiç uyumuyorum.
Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve
rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Hadi uyandır beni söyle gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi
git, uzaklaş, yokluğuna inandır beni. Gerçekten yoruldum her
bulduğum yerde seni kaybetmekten.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken
ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün bu ayrılık
şarkılarını kurşuna dizeceğim ve seni benden ayırdığı için
kaderimi mahkemeye vereceğim.
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın
yanlızlığımı, çaresizliğimi… Yavaş yavaş eriyen yüreğimi
güller anlatsın ben anlatamadım…
Rüzgar alabildiğine hırçın,yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin
ise onlara inat sanki bir liman... Tıpkı gözlerindeki huzur
gibi...
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun
için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya
insana, imkansız olduğun için tutkunum sana…
Seni sevdiğim kadar yaşasaydım; ölümsüzlüğün adını aşk
koyardım...
Önce düştüğümde kalkmayı, sonra aleve dokunduğumda acıyı,
sevmeyi öğrendim, sevilmeyi her şeyi öğrendim de yalnız seni
unutmayı öğrenemedim!
Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak, mutluluk gözbebeğin kadar
yakın olsun. Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk,
mutlulukların sonsuz olsun...
Bir an buruk bir acı saplanırsa yüreğine, gözlerin zamansız
takılırsa, kulakların zamansız deli gibi çınlarsa bil ki bir
yerlerde özlemişsindir beni…
|