12-17-2008, 05:57
|
#24
|
|
Alıntı:
KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı
Haklısın Sapla samanı karıştırmamak gerekir. Çok şükür Halk bilimi eğitimi almış biri olarak, bu kadar basit bir konuyu karıştıracak kadar yaşlanmadım.
Nevruz, eski takvimde yeni gündür, yılbaşıdır. Hıdırellez ise Hızır ile İlyas'ın yeryüzünde buluştuğuna inanılan bir bahar bayramı kutlamasıdır. Kutlanma tarihleri bile farklıdır. Biri mart'ta diğeri mayısta kutlanır.
Bizler islamiyete geçmeden önce 12 hayvanlı Türk takvimini kullanıyorduk. Güneş yılı esas alınarak hazırlanan 12 hayvanlı Türk takviminde yılbaşı, gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart gününe denk geliyordu.
Biz Nevruz kelimesini ise İranlılardan aldık. Çünkü onların kullandığı Celali takvimine göre de yılın ilk günü 21 marttı ve Nevruz olarak adlandırılıyordu. Yani yılbaşı demek Nevruz demekti.
Şimdiki kullandığımız miladi takvimde ise yılbaşı, Hz. İsa'nın doğumu esas alınarak hesaplanmıştır. Bu nedenlede 1 Ocak, yılın ilk günü oldu. Fakat Yılbaşı anlamına gelen nevruz kelimesi 1 ocak için kullanılmamış, 21 Martı 22 marta bağlayan geceye nevruz denmeye devam edilmiştir.
İşte bu nedenle halk bilimciler, Türklerin yılbaşı kültürünü araştırırken nevruz kutlamalarını ele alır. Üstelik her ne kadar benzerlik göstersede Hıdırellez ve Nevruz günleri farklı şekillerde kutlanır. Farklı etkinlikleri vardır. Hıdırellez'de kutlamalar Hızır eksenindedir. Nevruz ise yeni bir yılın kutlanmasıdır.
Yorum yazmana kızmıyorum ama bilmediğin bir konuda yazıp, altına da bana hitaben "sapla samanı karıştırmamalı insan" demen çok ilginç. Garezin mi var anlamadım gitti.
|
Garezim falan yok. Ancak bilip bilmeme konusu tuhaf olmuş..
Alıntı:
Nevruz, eski takvimde yeni gündür, yılbaşıdır
|
Diyorsunuz. Bende aynen üstte demişim;
"İran’da kullanılan güneş yılının birinci günü yani yılbaşıdır."
Yılbaşının altıda çizili emi?..
Alıntı:
Biz Nevruz kelimesini ise İranlılardan aldık. Çünkü onların kullandığı Celali takvimine göre de yılın ilk günü 21 marttı ve Nevruz olarak adlandırılıyordu. Yani yılbaşı demek Nevruz demekti.
|
Deniliyor.. ;
Yeni gün manasına gelen (yani YILBAŞI MANASI DEĞİL) ve Farsça bir kelimedir. Tarih boyunca birçok Türk topluluğunda ve günümüzde İran’da kullanılan (...)
Yani belirtilmiş emi?..
Alıntı:
Şimdiki kullandığımız miladi takvimde ise yılbaşı, Hz. İsa'nın doğumu esas alınarak hesaplanmıştır. Bu nedenlede 1 Ocak, yılın ilk günü oldu. Fakat Yılbaşı anlamına gelen nevruz kelimesi 1 ocak için kullanılmamış, 21 Martı 22 marta bağlayan geceye nevruz denmeye devam edilmiştir.
|
VE BENDE DEMİŞİM Kİ:
'' Nevruz, güneşin Hamel (Koç) burcu bölgesine girdiği gün olup, Rumi Takvimde Mart’ın dokuzu; Miladi takvimde 22 Mart’a rastlar. Türkler arasında halen Rumi takvimdeki günü ile “Mart Dokuzu” diye anılır. ''
Manalar aynı yere mi çıkıyor ne?!..
-
Peki, eski Türk gelenekleriyle, kutlamalarıyla, YILI ve BAŞIYLA kutlanılan şeyle bugün Hz. İsa'nın doğumu esas alınarak hesaplanan şeyin arasında ne bağ var.. Bunun ''Yılbaşılarında evinize çam ağacı alıp onu süsler misiniz? '' sorusuyla ne alakası var ?
Çam ağacı alıp süslemiyormuşuz değil mi önceden?!..
( Bizler islamiyete geçmeden önce 12 hayvanlı Türk takvimini kullanıyorduk. )
İşte bu takvimden sonra bir takvim daha eskittik biz. Bunun Hz. İsa'nın doğumu ve evdeki 'ÇAM AĞACI' süslemesine alakası ne? idi şeklindedeydi benim yorumum.
Yani siz benim mesajımdaki rakam ve olayları nevruzu açıklama derdiyle zaten tekrarlamışsınız.
Alıntı:
Çok şükür Halk bilimi eğitimi almış biri olarak, bu kadar basit bir konuyu karıştıracak kadar yaşlanmadım.
|
Sanırım bu sözlerin güvencesiyle 'tekrarladınız'.. Tekrara gerek yoktu lafıma eklencek laf aynısı olacağı yere 'manasına' olsaydı keşke.. Halk bilimi eğitimim yok ama bende Tarih okuyorum. Yani hangi tarihin 'nerede' ve 'nereye' koyulduğunu iyi bilirim...
Ve bizde de yok yaşlılık çok şükür. Ama çok bilmişlik edasında da değiliz..
--
En üstteki lafınıza da çıkacak olursak:
Burada önemli olan husus, yılbaşını, hristiyan bayramı olan Noel ile karıştırmamaktır. Bu çerçevede, dinimize aykırı düşecek davranışlarda bulunmadan (içki içmek gibi) yılbaşını kutlamanın bir zararı olmadığı kanaatindeyim. Zira yılbaşı kültürü, hristiyanlardan çok daha önce vardı bizlerde.
Dine uygun elbisesi giydirerek(dinimize aykırı düşecek davranışlarda bulunmadan (içki içmek gibi) yılbaşını kutlamanın bir zararı olmadığı kanaatindeyim) yutturmuşsunuz resmen.. Dine uygun ufak tefek kutlamalarda olur, olmaz değil. Ancak Ocak 1den 10-11 gün sonrasını, yani Hicrî yılbaşını beklememiz lazım Din kılıfı giydirebilmek için ;)
--
Konu FarukARSLAN. tarafından (12-17-2008 Saat 06:10 ) değiştirilmiştir..
|
|
|