Yahu arkadaşlar yorumlarınızı okuyunca ben başka program mı seyrettim demekten kendimi alamadım. Ben kendi yorumumu yapayım.
Daha program başlar başlamaz, söz Kılıçdaroğlu'ndayken ve Kılıçdaroğlu konunun etrafında dolaşırken Gökçek'in -buna müsaade etmem burda başka konuları konuşturtmam- biçimindeki saldırgan çıkışları hiç hoş olmadı. Gökçek sürekli sürekli müdahale etti. Nitekim Dündar programın sonuna doğru daha fazla dayanamayarak -ben 40 yıllık televizyoncuyum (gazeteciyim) bu agresiflik size zarar verir- dedi. Sen Melih Gökçek'sin bu adamı her halukarda alt edersin ama biraz sakin ol. Hepimiz gördük Melih Gökçek'in en iyi savunma yaptığı zaman, sakin ve aklıselim haliyle o kartları gösterip durumu anlattığı zamandı.
Eşref'in bahsettiği anı hatırlıyorum:
"Yayında bence kırılma noktası ise, bir ara Kılıçdaroğlu'nun "sende yalan söyledin o zaman" demesiydi. Bilmiyorum, bu söz o an dikkatinizi çekti mi ama bu sözün anlamı "ben yalan söyledim, şimdi sende benim gibi yalan söylüyorsun" demektir. Böylece Kılıçdaroğlu, yalan söylediğini kendisi de kabul etmiş oldu."
Orda şu vardı. Programın başında Kılıçdaroğlu 168 Dolar'ı yanlışlıkla 168 Euro diye söylüyordu. Gökçek bu tezatı ortaya çıkardı ve bu yanlış okumadan dolayı Kılıçdaroğlu'na yalancı dedi. Biraz sonra Gökçek de dili sürçüp 168 Euro deyince, Kılıçdaroğlu da "ben yalan söyledim, şimdi sende benim gibi yalan söylüyorsun demektir" dedi. Yani orda Kılıçdaroğlu, Gökçek'in bir yanlış okumadan, dil sürçmesinden dolayı kendisine yalancı demesine sitem etmiş oldu ve bence Gökçek buradan bir ders çıkarmalı. Bu yalancılık değil dil sürçmesidir.
Uğur Dündar'ı sevmem çünkü laikçi yapıda biri olduğunu bilirim. Ama şöyle birşey var buna hiç dikkat etmiyorsunuz. Tıpkı Fırat - Kılıçdaroğlu tartışmasında olduğu gibi bu tartışma da tüm dikkatlerin üzerinde olduğu ve gazetecilik bakımında büyük başarı sayılacak bir tartışmadır. Onun için Dündar2ın bu tartışmada taraf olması söz konusu değildir, taraf olduğu azıcık belli olsa kamuoyunda çok küçülür. Bunu yapmaz. Ve bu akşamki programı izlemiş olarak tamamen inanarak söylüyorum ki; Dündar2ın taraf tutuması sözkonusu değildi.
Melih Gökçek'in hoş olmayan sinirli tavırları Dündar'ı da zor durumda bıraktı. Kendimizi orada Uğur Dündar'ın yerine koyalım. Bir ara Dündar'ın kulağına "Gökçek'in sesini yayından alalım mı?" denmiş olacak ki "Hayır Melih Gökçek'in sesini almayın" demek zorunda kaldı.
Sonuç olarak Gökçek yolsuzluk yapmadığını yolsuzluk yapacak biri olmadığı güzelce ifade etmiş oldu. Ama vatandaşın neden 300 dolarlık sayaç almak zorunda bırakıldıuğı konusunda Gökçek pek tatmin edici konuşamadı. Bu parayı Ankara halkın ayatırım yapıyoruz vb gibi şeyler söyleyerek yolsuzluk yapmadıklarını anlattı ama bir vatandaş çıkıp da Ankara'ya benim paramla mı yatırım yapacaksın derse cevap vermek biraz zor olur. Bu tıpkı okula çocuğunu kaydettirmek isteyen veliden kayıt parası almaya benzer.
Herşeye rağmen Gökçek kazandı ama sırf bu agresfiliğinden prestij de kaybetti.
Düşünsenize Gökçek ilerde Başbakan olacak ama bu saldırganlıkla mı?
|