Antidemokratik çağrılarda bulundu
7 Mart 2006: Şemdinli iddianamesi TSK'ya darbe girişimidir.
17 Mayıs 2006: Danıştay saldırısı ile siyasete kan bulaştı.
2 Şubat 2007: Emniyet, Jandarma'ya tuzak kurdu.
13 Mart 2007: Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmamalıdır, oldurmayın.
15 Mart 2007: Genelkurmay, Erdoğan'ın Köşk adaylığını engellemek için devreye girebilir.
28 Nisan 2007: Türkiye, devlet kurumlarının uyarı yapma gereğini duyduğu bir noktaya sürüklenmiştir. Bunun sorumlusu iktidardır.
29 Nisan 2007: Anayasa Mahkemesi '367'ye gerek yok' derse ülke çatışmaya sürüklenir.
22 Ocak 2008: Birisi çıkar, 'haddini bil' der; Başbakan buna cevap veremez.
31 Ağustos 2008: Paşalar her zaman güzel konuşmalar yapıyorlar da... Ama sanki sözle etkili olma aşaması geride kaldı gibi geliyor bana.
7 Ocak 2009: Bu gidişin sonu iyi değil. Bu projeyi köşesine çekilip sessizce izleyenler için iyi gidiş değildir. Sessiz kalanlar, sorumluluğun parçası haline gelir.
Ergenekon terör örgütünü ilk günden beri savunuyor
13 Mart 2007: Darbe planı ve fişleme yaptığı ortaya çıkan emekli orgeneral Şener Eruygur ile CHP Genel Merkezi'nde görüştü. (Eruygur, Ergenekon davasında sanık.)
21 Mart 2008: AK Parti kendi derin devletini inşa ediyor. Antidemokratik uygulamalar başladı. Bu, hukuk devletine uygun bir süreç değil. (İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu'nun gözaltına alınmasını değerlendirirken.)
13 Mayıs 2008: Demokrasilerde, ülkenin saygıdeğer bir rektörünü (Alemdaroğlu) havaalanında tutuklayıp cezaevine koyup sonra 'hiçbir şey yok' demek var mı? 80 yaşındaki İlhan Selçuk'u sabaha karşı 04.00'te evinden alıp arkasından 'bir şey yokmuş' deyip bırakmak var mı?
17 Mayıs 2008: Ergenekon kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'u ziyaret etti.
1 Temmuz 2008: Toplumun çok saygıdeğer insanlarının birdenbire gözaltına alınması, normal hukuk devletinde yaşanmayacak bir olaydır. Bu tür olaylar ancak darbe dönemlerinde olabilir. (Grup toplantısında orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un gözaltına alınmasını eleştirirken.)
4 Temmuz 2008: Bunlar deli saçması, Aziz Nesin'lik hikâye. Abuk sabuk işler. Geri zekâlıların bile inanmayacağı şeyler, masal bunlar. Eğer bu davanın savcısı Başbakan'sa, avukatı da Deniz Baykal olur.
8 Temmuz 2008: Böyle bir dava skandaldır. Bu tertip işlemeyecektir. Gerçek savcıların, hâkimlerin, dürüst, saygıdeğer hukuk sisteminin ayağa kalkmasını bekliyoruz.
12 Temmuz 2008: Her mağdurun, her mazlumun, insan hakları ihlal edilen herkesin avukatı olmaktan şeref duyarım.
22 Temmuz 2008: Fesatla fitneyle dava kurulmaz. İddianame safsataya dayanmaz, efsaneye dayanmaz. Şimdi kanıt arıyorsunuz. Akıl hastaları, muhbirler ararsınız. Gizli tanıklar ararsınız.
29 Temmuz 2008: İddianame 'Biri Bizi Gözetliyor (BBG) evinin tutanak belgesi' gibi. Lafların tamamına yakını, normal beklenen laflar. Bir kısmı, özel, şahsi, dedikodu niteliğinde.
30 Temmuz 2008: Ergenekon'un örgüt şemasında, Baykal'ın da yer aldığı ileri sürüldü. İddiayı ortaya atan Taraf Gazetesi, haberini MİT raporuna dayandırdı.
ZAMAN
|