Bunu hepimiz istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, İsrail'le kurduğu ilişkilerden sıyrılmasını, ABD'ye mesafeli olmasını.. Bir anda olmaz bu, bir dönüşüm süreci bu.. Küresel gelişmeleri takip edenler, Dünya'yı okuyabilecek ufka sahip olanlar bu dönüşümün başladığını, emarelerin açıkça ortada olduğunu söylüyorlar. BOP çöktü.. Geçen yıl, casus uçaklar ihalesinden İsrail elendi vb gelişmeler gittikçe artıyor. Geri dönülemez bir yolda Türkiye merak etmeyin.
T.C gibi bir devlet yapısına sahip ülke Başbakanının İsrail'i karşısına alıp, Hamas'ın yanında olması buradan baktığımızda çok normal görünüyor, bize normal geliyor çünkü dengeleri umursamıyoruz ama inanın dışardan objektif olarak bakıldığında büyük takdir topluyor, çünkü kolay değil... Masonik devlet sistemimiz henüz dönüştürebilmiş değil TSK burada en önemli paya sahip...
İnanın dünya halkları, İslam ülkelerinin halkları Türkiye'ye ve Türkiye Başbakanı'na gıpta ederek bakıyor. Suriye'de yapılan mitingde kalabalıklar "Selam Sana Erdoğan" diye haykırıyor. Mısır'da vb ülkelerde hakeza.. Hamas lideri ve sözcüleri Türkiye halkına ve Başbakan'a teşekkür ediyorlar, daha geçen gün Halid Meşal, "Türkiye bizim eğilen yüzümüzü kaldırdı" dedi. EL Cezire sabah akşam Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını yayınlıyor. Yok çünkü bizden başka ses çıkarabilen yok..
Size İbrahim Karagül'ün dünkü yazısından durumun ne boyutta olduğunu daha iyi anlatan kesitler aktarıyorum:
"Avrupa'da en çok Yahudi nüfus barındıran şehirlerden Macaristan'ın Başkenti Budapeşte'de binlerce kişi Filistin için Octogon meydanında toplanır. Ellerinde Tayyip Erdoğan'ın da resimleri vardır. Bağımsız Filistin sloganlarıyla yürüyüşe geçen kalabalık, Türkiye Büyükelçiliği önünde durup "Köszönöm Törökorszag, Köszönöm Erdogan" (Teşekkürler Türkiye, Teşekkürler Erdoğan) sloganları atar. Hristiyan kuruluşların düzenlediği yürüyüş, Kahramanlar Meydanı'nda bir Filistinli mültecinin Macarca duası ve kalabalıktan yükselen “Amen” nidalarıyla sona erer..."
Türk Dış Politkasının AK Parti ile nasıl değiştiğini özetleyen paragraflar:
(1996'larda İsrail'le yapılan anlaşmalar kastediliyor) "Çok şey yaptık bu uğurda. Çok zarar verdik hem bütün bölgeye hem de kendimize. Ancak Irak işgal edildikten sonra aklımız başımıza gelmeye başladı. Artık yollar ayrışıyor, çıkarlar örtüşmüyordu. Türk-İsrail ekseni zayıflarken Türkiye'nin hedef ülkelerle yakınlaşma süreci başladı. Suriye ile tam ortaklık, işgal sonrası Irak içinde güçlü bir pozisyon, bölgesel sorunlara yoğun ilgi, İran'la güvenlik ortaklığı…"
"Artık Türkiye, kendi yolunu çizmeye başladı. Bunun sonuçlarını içeride de görmek mümkün şimdi. Bu ayrışma olmasaydı Suriye çoktan saldırılara hedef olacaktı. Bu ayrışma olmasaydı Türkiye bugün bütün komşularıyla düşman olacaktı. Bu ayrışma olmasaydı Türkiye'nin bütün enerjisi İsrail çıkarları için seferber ediliyor olacaktı. Bu ayrışma olmasaydı Türkiye bugün Gazze'de olanlara ses bile çıkaramayacaktı."
|