|
4. MGK Bildirisi ve İmza Krizi
Müzakereler saat 23.00'da sona ermiş, sıra kapıda beklemekte olan basın mensuplarına dağıtılacak "Milli Güvenlik Kurulu Bıidirisi"nin yazılmasına gelmişti.
Erbakan, önceden, Genelkurmay önerilerine göre ayrıntılı biçimde hazırlanmış olan taslak bildiri metnine itiraz etti,
Bu itiraz üzerine Kurulun asker üyeleri yeniden yazılacak bildiride, Sincan ve Türban gibi tartışmalı konuların da yer almasında ısrar ettiler. Erbakan, Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, özel konulara girilmemesini, genel ifadelerle yetinilmesini önerdi. Demirel de Erbakan gibi düşünüyor, yayınlanacak bildiride sivri ifadelerin olmamasını ve kamuoyunu rahatlatacak bir üslup kullanılmasını istiyordu.
Uzun müzakerelerden sonra, askeri kanadın laiklik konusundaki endişeleri ile Başbakan Erbakan'ın bildirinin yumuşatılması yönündeki önerileri telif edilerek bir orta formül bulundu ve bildiri yazılıp, o gece basına dağıtıldı.
İşte o tarihî toplantının MGK Bildirisi:
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden bildirilmiştir.
1. MGK, 28 Şubat 1997'de aylık olağan toplantısını yapmıştır.
2. Kurul'un toplantısında, bölücü terörle mücadelede şimdiye karar alınan tedbirler ve elde edilen sonuçların geniş bir değerlendirilmesi yapılmış mücadelenin devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne gönülden inanmış, bu inancı sonsuza dek sürdürmeye azimli halkı*mızın, basınımızın, devletin bütün kurum ve kuruluşları ve milli iradenin sembolü olan yüce Parlamento'nun destekleri ile çok olumlu bir noktaya ulaştığı müşahede edilmiştir. Bu sonuçların bundan sonra halkımızın huzur ve güvenliğine ekonomik, sosyal kültürel ve siyasal yaşamına olumlu olarak yansıması için bu konuda alınacak tedbirlerin bir plan dahilinde süratle yürürlüğe konulması gerektiği hususunda görüş birliğine varılmıştır. Bu tedbirlerin güvenlik içinde gerçekleştirilebilmesi bakımından halen dokuz ilde devam etmekte olan olağanüstü hal uygulamasının, 30 Mart 1997'den itibaren dört ay daha uzatılması uygun bulunmuş ve bu görüşün Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine karar verilmiştir.
Kıbrıs sorunu ve Yunanistan'la ilişkilerle ilgili durum değerlendirilmesi yapılmış, bu konuda Türkiye'nin ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini korumayı amaçlayan, siyasi, ekonomik ve askeri tedbir/er uygun bulu*narak Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine karar verilmiştir.
4. Toplantıda, bilhassa, Anayasa ile Atatürk Milliyetçiliğine bağlı,
demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik
rejim aleyhtarı faaliyetler de gözden geçirilmiş;
¦ Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultu*sunda çağdaş medeniyet yolunda, demokratik sistem içerisinde iler*lemesini teminat altına alan Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmemesi gerektiği,
¦ Anayasanın tanımladığı, Cumhuriyetin demokratik laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesine imkan sağlayacak güvenlik, huzur ve toplumsal barışın önem ve öncelik taşıdığı,
¦ Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı, yıkıcı ve bölücü grupların laik ve antilaik ayırımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri,
¦ Türkiye'de laikliğin, sadece rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve toplum huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu,
¦ Devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri anlayışından vazgeçilemeyeceği, yasalarla belirlenmiş kuralların gözardı edilerek yapılan çağdışı uygulamaların da, hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı,
¦ Türkiye'nin 1997 yılı içinde Avrupa Birliği'ne tam üye olacak ülkeler listesine girmeyi öncelikli bir hedef olarak sürdürdüğü, böyle bir dönemde, resmi sivil kurum ve kuruluşların bu sürece katkıda bulunmasının gerekli olduğu, bu sebeple, demokrasimiz hakkında kuşkulara yol açacak, Türkiye'nin yurtdışındaki imajını ve itibarını zedeleyecek her türlü spekülasyona son vermek gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğu yönündeki temel ilkelerinin Anayasamızın ve Devletimizin teminatı altında olduğu, rejimin; kendisine ve geleceğine yönelik tartışmaların, içinde bulunduğumuz ortamda Türkiye'ye yarardan çok zarar verdiği,
5. Açıklanan bu esaslar aksine davranışların, toplumumuzda hu*zur ve güveni bozarak yeni gerginliklere ve yaptırımlara neden olacağı, değerlendirilmiş, bu konularda alınacak ve alınması gereken tedbirler uygun bulunarak bu tedbirlerin Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine karar verilmiştir. "
|