Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2009, 00:00   #8
Kullanıcı Adı
HAKK DAVA
Standart
Sayın Asparuk'un kısa ve özlü mektubunda, yazdıklarıma tek itirazı, irtica tehdidi konusundaki şahsi kabullerim hakkındaydı. Asparuk'un o itirazlarla ilgili düşüncelerinin yanlışlığını da II. Bölümde "Refah Partisi ve Terör" başlığı altında cevaplandırmıştım.

6. EK-A metni






28 Şubat tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Sayın Demirel'in önerisi üzerine Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'ne tevdi edilen 18 maddelik Genelkurmay önerisi, Anayasal açıdan tetkik ve mahzuru olmayanların uygulanması arzıyla MGK Gen. Sekr. Org. İlhan Kılıç imzasıyla, Başbakanlığa gönderildi.

Askerler, Cumhuriyetin ve laik düzenin korunması için önerdikleri teklifte şu tedbirlerin alınmasını istiyorlardı:

1. Laiklik ilkesinin büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunması,

2. Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okulların denetim altına alınıp Milli Eğitim Bakanlığı'na devrinin sağlanması,

3. "Sekiz yıllık kesintisiz eğitim"in tüm yurtta uygulamaya konulması ve Kur'an kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğu altında faaliyet göstermeleri,

4. Din adamı yetiştirmekle yükümlü Milli Eğitim kuruluşlarımızın ihtiyaç düzeyinde tutulmaları,

5. Dini tesislerin siyasi istismar konusu yapılmaması,

6. Tarikatların tüm unsurlarının faaliyetlerine son verilmesi,

7. YAŞ kararları bahane edilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni dine karşı imiş gibi göstermeye çalışan bazı medya kuruluşlarının yayınlarının kontrol altına alınması,

8. Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına imkan verilmemesi,

9. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne aşırı dinci akımların sızmasını önlemek için alınan tedbirlerin üniversiteler ve diğer eğitim kurumları başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında uygulanması,

10.İran İslam Cumhuriyeti'nin ülkemizdeki rejim aleyhtarı faaliyetlerinin önlenmesi için tedbirler paketinin hazırlanması,

11. Mezhep ayrılıklarını körükleyici faaliyetlerin önlenmesi için mutlaka tedbir alınması,

12. Anayasaya, Siyasi Partiler Yasasına, Türk Ceza Yasasına ve Belediyeler Yasasına aykırı faaliyetler hakkında gerekli yasal ve idari iş*lemlerin derhal yerine getirilmesi,

13. Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olan uygulamalara mani olunması ve Anayasa Mahkemesi kararlarının taviz verilmeden uygulanması,

14. Özellikle pompalı tüfeklere ait olan taleplerin dikkatle değerlendirilmesi,

15. Kurban derilerinin rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunması,

16. Özel üniforma giydirilmiş korumalar hakkında yasal işlemlerin ivedilikle sonuçlandırılması,

17. Millet kavramı yerine ümmet kavramının kullanımının önlenmesi,

18. Atatürk'e karşı işlenen suçlar hakkında 5816 Sayılı Kanunun titizlikle uygulanması.

İşte Sabah Gazetesi'nin "Erbakan imzaladı" diye verdiği haberin metni buydu. Söz konusu 18 maddenin altındaki imzalar Başbakan Necmettin Erbakan da dahil Milli Güvenlik Kurulu üyelerine ait olmayıp, MGK Genel Sekreteri Org. İlhan Kılıç'a aitti.











Bu 18 maddenin MGK kararı olarak imzalandığını iddia edenler, iddialarını ispat için neden 18 maddelik metni, altındaki imza veya imzalarla birlikte yayınlayamıyorlar? Yalanları ortaya çıkacak da onun için!

Peki, İlhan Kılıç bu yanlış haberleri neden düzeltmedi? Kim bilir, belki işine öyle geldiği için!

Artık kim, nerede, ne zaman, ne derse desin, bu konuda dedikoduculara söylenecek son söz şudur:

"Güneş balçıkla sıvanmaz, zırva tevil götürmez."

İşte takvimin en kısa ayı olan 1997 yılı Şubatının son gününde, siyasi tarihimizde derin izler bırakan MGK toplantısının iç yüzü ve gerçek hikâyesi budur.
HAKK DAVA isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla