Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-08-2009, 18:42   #2
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
"Ve sen çöllere düşeceksin… Kuyuya atacaklar seni, yetim kalacaksın. Yağmurlar yağana dek bekleyeceksin kuyuda, yüreğin hakikat muştusunun polenleriyle dolacak. Baharı getireceksin gözlerine bakanların yüreklerine ve onlara gül ülkesini gezdireceksin. Ellerini tutanlara dirilişin tohumunu vereceksin…

Senin yokluğunda karanlık oluşacak, sen eşref-i mahlûkat olacaksın…

Diriliş toplumunun bir ferdi; El Vedud’un bir muştusu olarak tevazu mayasıyla yoğrulup, hikmet deryasına gireceksin. Her bir zerren titreyecek, her gözyaşının toprağa düşmesiyle sen de toprak olacaksın. Toprak seni arzulayacak, sen toprağı arzulayacaksın. Güneş yüreğini ısıtacak, sen güneşin secde etmesiyle çevreni ısıtacaksın.

Cevheri keşfederek taşların arasından inciyi fark edeceksin. Bir doğum sancısı alacak yüreğini. Kâinatın sırrının rahmine düşerek doğacaksın tekrar, inci gibi parlayacaksın. Diriliş koşusunu başlatarak iç âlemine doğru yol alacaksın. Issız şehirlerden, ölü denizlerden, antik kentlerden geçerek varacaksın mahşer alanına. Bir tek sadeliğiyle göz kamaştıran, mütevazı Kâbe’yi göreceksin orada.

Gül gibi açılacak yüreğin. Eşyanın El Vedud karşısında ifadesine bürüneceksin. Yıldızlar seni selamlayacaklar, kâinatın senfonisiyle harmanlayıp ay ışığıyla öreceksin saçlarını. Aşk yolunda bulacaksın kendini, ardından karıncayı göreceksin aynı yolda.

Çöldeyim;
Karınca ile arkadaş oldum.
Gidiyoruz gündüz gece
Mevt’e kadar yolumuz var…

Sevgi varlığın tohumu, El Vedud sevginin kaynağı, sevgiyi sevgiyle yaratan en büyük sevgili…"

Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla