Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-10-2009, 17:43   #2
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Gençlik Yılları
GENÇLİK YILLARI

Üvey-ana elinde büyümesine rağmen, gençlik devresini pek mazbut geçiren İkinci Abdülhamid'in o yıllarını inceleyen Semih Mümtaz der ki:

İkinci Sultan Abdülhamid şehzadeliğinde gayet serbest ve cesurdu. Sokağa çıkmaktan, kırlarda gezinmekten âdeta zevk alırdı. Ata binerdi, hem atların en sertine biner, saatlerce gezer tozardı. Bahçelerinde kuşlar, tavuklar, hindiler besletip meşgul olur, sarayında oymacılıkla uğraşır ve muvaffak da olurdu. Yemek zamanı gayet muntazamdı. Bilhassa açıklıklarda yemek yemeyi tercih eder; bu gibi âlemlerin içkisiz eğlencelerine iltifat eylerdi. Tab'an titizdi, hergün yıkanırdı. Kendi işini kendi görürdü. Uykuşu hafifti. Vücutça zinde ve çevikti. Zekâsı kuvvetli,hele hafızası daha kuvvetliydi. Bilmediklerini sorup öğrenmekte hakikaten mahirdi ve mahviyetkârdı» (11).

(10) Bkz: Ayşe Osmanoğlu. a.g.e.

Uzun yıllar Mâbeyn Başkâtipliği yapan Tahsin Paşa ise hatıratında : «Abdülhamid Efendi, kendi hayat-ı hususiyesi ve maişet ve idare tarzı itibariyle öteki şehzadelere benzemezdi. Diğer şehzadeler, günlerini gaflet ve israf içinde geçirirken; Abdülhamid Efendi muntazam bir bütçe dahilinde ve muktesidâne şeraitle imrar-ı hayat der, dairesinin en ufak masraflarına kadar her muameleyi i kendi teftiş ve nezareti altında bulundurur, bilhassa israftan son derece tevakki ederdi. Binaenaleyh, vaziyet-i mâliye itibariyle diğer şehzadelerden yüksek bir mevkie mâlikti.

Kendi daireleri içinde irâdlarıyle masraflarını kapatamayan öteki şehzadeler, bilhassa para hususunda sıkıntı çekerlerken; Abdülhamid Efendi, bir taraftan tasarruf ve diğer taraftan iradını arttırarak hem müreffeh bir hayat geçirir, hem de para biriktirerek kardeşlerine yardımda bulunurdu. Bilhassa Murad Efendi'ye bir çok defalar ikraz suretiyle para verdiğini bana bizzat hikâye etmişti.» demekte (12); Yılmaz Öztuna ise, «Türkiye Tarihi»nde :

«İkinci Abdülhamid, ağabeyi Beşinci Murad'la beraber ihtimamlı bir tahsil gördü. Sonradan sadrâzam olan Edhem Paşa, Maarif Nâzın olan Kemal Paşa, Fransız Gardet, Fransızca bocalan; Gerdankıran Ömer Efendi, Türkçe; Ferit Efendi ile Şerif Efendi, Osmanlı tarihi; Guatelli Paşa ile Lombardı, piyano ve batı musikisi hocaları idiler.Bir iki parça şiir de yazan ikinci Abdülhamid, sonradan

Bkz-. Resimli Tarih Mecmuası Temmuz 1950 nüshası.Bkz; Abdülhamid ve Yıldız Hatıraları. İstanbul,1931.

İttihatçıların propaganda ettikleri gibi, cahil değil, İttihatçıların hemen hepsinden daha bilgiliydi. Bu arada, pâdişâhın imlâ bilmediği dahi iddia edilmiştir ki, bu yalanın mahiyetini görmek için, İkinci Abdülhamid'in elimizdeki yüzlerce elyazısından birine bakmak kâfidir» diyerek İkinci Abdülhamid'in yetişme tarzının bir başka yönüne temas etmektedir (13).

İbrahim Hakkı Konyalı da, Sultan Hamid'in gençlik yıllarına temasla: «Veremden ölen bir anadan ve yine verem olduğu söylenen bir babadan dünyaya gelmiş olmasına rağmen çok sıhhatli idi. Bunu da intizamseverliğine ve sportmenliğine borçlu olduğunu söylerler. Tâ küçük yaşlarından beri kılıç-kalkan kullanmıya, yay kurmağa, şimdi Topkapı Sarayı'nın silâh galerisinde teşhir edilen gürz, şeşper ve halter ile idman yapmaya meraklı idi. Abdülhamid gençliğinde her sabah günde beşer darbe artırarak mermeri tokatlamak suretiyle yay çekme idmanı da yapardı. Eskiden ok atmaya hazırlanan kemankeşlere üçer ay böyle mermer tokatlatılırdı. Abdülhamid, zamanın kalkan ve kılıç kullanmakta en mahir ustalarından ders almıştı.

Kılıç kullanmakta fevkalâde mahirdi. Üstüste attığı on oku hiç şaşırmaksızın hedefine isabet ettirdiği meşhurdur (14).
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla