Nuray hanım'ı birkaç gün önce bir TV kanalında izledim. Kendisi işten çıkarma olayını şu şekilde anlattı; Önce chp'nin çarşaf açılımı ile Ak Partimizin uygulamalarını eleştirmiş. Bundan rahatsızlık duyan patron, kocasından Nuray hanımı susturmasını istemiş. Hatta Nuray hanım patronunun "sustur" emrini kayda bile almış.
Patronun bu isteğine rağmen Nuray Hanım hükümetimizi eleştiren tavrını devam ettirmiş. En son Çeçen Komutan olayındaki Ak Partiye yönelik tavrından dolayı, patron siyasi geleceğini sebep göstererek eşinin görevine son vermiş.
Zaten kendisi başbakanımıza oldukça tepkiliydi. Konuya ilişkin başbakanımıza olan tepkisini ise şu şekilde ifade etmişti;
“Fikir özgürlüğü, düşünceyi özgürce ifade etme hakkı denilince sadece solcular mı aklınıza geliyor? Sayın Başbakan ‘Türkiye artık Çetin Altan’a dava açan, Nazım Hikmet’i hapseden Türkiye değil” diyerek Altan’a ödül veriyordu. Konuşan Türkiye bu mu? Ben konuştum, eşim ve çocuklarım cezalandırılıyor. Göbeğini kaşıyan adam tanımlamasından rahatsız olunuyorsa, bu kraldan çok kralcı işgüzar bürokrakratların ya eğitilerek rehabilite edilmesi ya da insanların yaşamlarına dair hayati kararlar alacak noktalardan uzaklaştırılmalarını öneriyorum. Bizimkisi basına yansıdığı için biliniyor. Ya yansımayanlar.“
|