|
9- NAFİLE NAMAZLAR
Sabah namazından Önce ve Öğle, akşam ve yatsı namazla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rından sonra, ikişer rek´at sünnet vardır.
Öğle namazından ve cura a namazından önce ve cum´a na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazından sonra da dörder rek´at sünnet vardır. Mütûn´da da böyle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. Bize göre dörder rek´atli bu sünnetler, birer selâmla kılınırlar. Bir kimse, bu namazları ikişer selâmla kılmış olsa, kıldığı bu na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazlar sünnetten sayılmaz.
Sünnetlerin kuvvet derecelerine göre sıralanışı şöyledir:
1- Sabah namazının sünneti,
2- Akşam namazının sünneti,
3- Öğleden sonraki sünnet,
4- Yatsıdan sonra kılınan sünnet,
5- Öğleden önce kılman sünnet. Tebyin´de de böyledir.
Âlimlerimiz : «Fetva verme makamında olan bir âlim, fet(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)vasında, diğer sünnetleri, insanların ihtiyaçlarından dolayı terke-debilir; ancak sabah namazının sünnetini terkedemez. Nİhâye´da de böyledir.
Bir kimse, gece zannı ile iki rek´at namaz kılmış olsa ve bu durumda, sabah namazının vaktinin girmiş bulunduğu açığa çıksa, o kimsenin kıldığı iki rek´at, gece namazı olur.
Kâdî Alâüddin Mahmud Nesefî Muhtelefât Şerhi´nde : «Bu me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sele hakkında rivayet yoktur.» demiştir.
Müteahhirûn ise : «Bu namaz, sabah namazının sünneti yerine caiz oîur.» demişlerdir.
Şeyhü´l - tmâmü´l - Ecdft Şemsü´l - Eimme Halvânî, Kitâbü´s -Salât Şerhi´nde : «Şüphesiz, o namazın, sabah namazının sünneti olması caizdir. Çünkü, bu namaz, eda vaktinde kılınmıştır.» demiştir. Muhiyt´te de böyledir.
Ayakta durmaya gücü yeten bir kimsenin, sabah namazı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nın sünnetini oturarak kılması caiz değildir. Bundan dolayı, sabah namazının sünneti, vacibe- yakındır, denilmiştir. - Nâfi´den naklen Tatarhâniyye´de de böyledir.
Bir özür bulunmadığı halde, sabah namazının sünnetini, bi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nekte kılmak caiz değildir. Sİrficül - Vehhâc´da da böyledir.
Sabah namazının sünnetini kılarken, Fatiha´dan sonra birinci rek´atte «Kul Yâ eyyühe´İ-kâfirûn...» ve ikinci rek´atte de «Kıtlhüve´Uahü ehad» sûrelerini okumak sünnettir.
Sabah namazının sünnetinin, fecrin doğmasından önce eda(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sı caiz olmaz. Fecrin doğup doğmadığı konusu şüpheli olursa,- yine sabahın sünnetinin kılınması caiz olmaz.
Böyle, şüpheli bir halde bu namazı kılan kimse, fecrin doğu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)şundan sonra da iki rek´at namaz kılmış olsa, bu şahsın son kıldığı namaz, sünnet namaz olmuş olur. Çünkü farza daha yakındır.
Sabahın sünneti ile farzının arasını, başka bir namazla ayırma-malıdır. Bu hususta, sünnet olan, farzla sünnetlerin arasını bitiştir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mektir.
Sabah namazının sünnetinden başka, sünnetler kaza edilmez(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler. Sabah namazının sünneti ise, kilmamadığı zaman farz ile birlikte, güneşin doğmasından sonra, öğle vaktine kadar kaza edi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lirler. Öğle vaktinin girmesinden sonra sakıt olur. CKaza edilmekten düşer) Serahsf nin Muhiyt´înde de böyledir. Sahih olan da budur. Bahru´r Râık´ta da böyledir.
Sabah namazının sünneti, farzın haricinde fevt olursa, İmânvı A´zam (R.A.) ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)´a göre, kaza edil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mez. İmâm Muhammed (R.A.) ise.buna muhaliftir. Serahsî´nin Mu-
hıyt´inde de böyledir.
Öğleden önceki dört rek´at sünnete gelince, yalnız başına bu dört rek´ati kılmadan imâma uyan kimse, vakit olduğu müddet(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çe, farzdan sonra bunu kaza eder. Bütün âh´rnİerin görüşü budur. Sahih olan da budur. Muhiyt´te de böyledir.
Hakâık te : «Bu durumda, İmâmı A´zam (R.A.) ile İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ´a göre, bu! kimse, önce iki rek´ati kılar. İmâm Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed (RA)´e göre ise, önce dört rek´ati kılar. Fetva da bunun üzerinedir. Sirâcü´l - Vehjıac´da da böyledir.
«Sabah ve öğlenin sünnetlerini terketmekte bir beis yoktur.» denildiği gibi, «bunları terk etmek, haç bir halde caiz debidir.» de denilmiştir. Doğru olan da budur,
Sünnetleri, bunları hak görmiyerek, terk eden kimse, kâfir olur. Çünkü, o kimseler, sünnetleri hafif görerek terk etmiştir.
Eğer, o kimse, sünnetleri hak gördüğü halde, terk ederse, gü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nahkâr olur. Çünkü, sünnetlerin terk edilmesi durumunda, va´ıyd vardır. Serahsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Öğleden önce, dört rek´at sünnet kılan kimse, iki rek´aTm başında, oturmamış olsa, bu namazı istihsânen caiz olur. Mu-hıyt´te de böyledir.
İkindiden Önce dört, yatsıdan önce ve sonra dörder, akşam dan sonra akı rek´at namaz kılmak mendûbtur. Kenz´de de böyle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir!
İmâm Muhammed (RAÎ, ikindiden önce ve yatsıdan son(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra kılınan sünnetlerde, iki rek´atle dört rek´at arasında serbest kal(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mıştır. Efdâl olan ise, her ikisini de dörder rek´at kılmaktır. KâfT-de de böyledir. [54]
Kuşluk Namazı :
Kuşluk namazı mendub olan namazlardandır.
Kuşluk namazının, azı iki rek´at; çoğu ise, on iki rek´attir. Vakti ise, güneşin yükselmesinden zeval vaktine kadardır. [55]
Tahiyyetü’l Mescid:
Tahıyyetü´l - mescid de, mendub olan namazlardandır. Bu namaz da iki rek´attir. [56]
Abdest Aldıktan Sonra Kılınan Nama:
Abdest aldıktan sonra kılınan iki rek´at namaz da mendub-namazlardandır. [57]
İstihare Namazı:
İstihare namazı ida mendub olan namazlardandır. Ve iki rek´at olarak kılınır. [58]
Hacet Namazı:
Hacet namazı da mendub olan namazlardandır. Ve bu da iki rek´atti. [59]
Gece Namazı (=Teheccüt Namazı):
Gece namazı da mendub plan namazlardandır. Bahrü´r -Râık´ta da böyledir.
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz; teheccüt namazını en az iki, en çok sekiz rekat olarak kılardı. Fethü´l - Kadir´de de böyledir. [60]
Teşbih Namazı
Mutekit ta zikredildiğine göre, teşbih namazı şöyle kılınır:
Tesbîh namazını kılacak olan kimse, önce tekbir alır ve süb-haneke´yi okur.
Sonra, 15 defa: «Sübhanellahi vel - hamdü ÜHahi ve Iâ Slahe illaUâhÜ vellahü ekber. der.
Sonra, yukarıdaki teşbihi 10 def a okur.
Sonra, eûzü - besmeie çekip, Fatiha ve sûreyi okur.
Sonra da, rükû´da 10 defa; kıyamda 10 defa; birinci secdede de 10 defa; iki secde arasında 10 defa, ikinci secdede 10 defa okur. Ve bu namazı dört rek´atta tamamlar. (Böylece, namazın tamamın(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)da, bu teşbihi 300 defa tekrarlamış olur.)
îbh-i Abbas (R.A.)´a:
— Bu namazda okunması gereken sûre var mı? diye sorulunca:
— Evet, tesbîh namazı kılan kimse, «elhakümü´t - tekâsür, ve´l - asr, kul yâ eyyükel - kafirûıı ve kul hüvellâhü-ehad» sürelerini o-kur buyurmuştur.
Muafla da: «Teşbih namazı öğleden önce kılınır.» demiştir. Muz-marat´ta da böyledir.
Mutlak nafileleri, her vakitte kalmak müstehabtır. Serh-sî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Nafile namazları, gündüz dört rek´atten fazla, gece ise sekiz rek´atten fazla, bir selamla kılmak mekruhtur. Efdal olan, gecede de gündüzde de, dört rek´attebîr selam vererek kılmaktır. Böylece, tah-rîme (=iftitâh tekbiri) devam etmiş, meşakkat çoğalmış ve fazilet artmış olur. Bundan dolayı dört rek´atti bir selâmla kılmayı nez-veden kimse, bunu iki selâmla kılsa, nezrini yerine getirmiş olmaz. Sunun aksini yaparsa, nezrini yerine getirmiş olur. (adağından kur(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tulur) Tebyin´de de böyledir.
Sünnet ve nafileleri evde kılmak efdaldir. Çünkü Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ber (S.A.V.Î Efendünöz:
«Farz namazlar müstesna, bir kimsenin en efdâl namazı evin(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)de kıldığı namazdır.» buyurmuştur.
Eğer, imâm nafileleri rnescidde kılıyorsa, bunları, mesci(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)din kapısında kılması efdaldir.
Eğer, imân? farzı mescidin, dış kısmında kılıyorsa, nafileyi iç kısımda, farzı mescidin iç kısmında kılıyorsa, nafileyi dış kısımda kılması daha evladır.
Eğer, mescid bir ise t yani içi ayrı, dışı ayrı değilse), imâmın, nafileyi, direk arasında kılması efdaldir.
Bir hâil (mani) olmadan, saflarının arasında nafile kılmak mek(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ruhtur. En şiddeti kerahat de — namaz kılmakta olan cemaatin arasına girerek, safta nafile kılmaktır. Bunların tamamı, imâm na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazda olduğu vakittedir. Fakat, bir kimse, imâm namaza başlama(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dan, canı nerede kılmak iseterse, nafileyi orada kılar.
Farzlardan sonra, kılınan sünnetlere gelince, bir kimse, bunları tarzı kıldığı yerde de kılabilir; evla olan ise, bir âdım ileri gidip o-rada kılmaktır.
îmâmm, farzdan sonraki nafileyi, muhal (imkansız) olmazsa farzı kıldığı yerden geride kılması efdaldir. Kâfi´de de böyledir.
Halvâni: «Efdal olan, teravih hariç, bütün nafileleri evde kılmaktır." demiştir
Âlimlerden birisi de: «Efdal olan, nafileleri zaman zaman evde kıîmaktıı\» demiştir. SahiJı olan ise, bu kavillerin hepsinin, de bir olduğudur. Evde kılmak üstündür veya mescidde kılmak üstündür veya aşağıdır, denilmez. Üstün olan namaz, riyadan uzak oı«n, ıhlâs ve huşûun tamamını, içinde toplayan namazdır. Nihâye´de de böyle: dir.
Öğle namazından önce kılınan dört^ rek´atin ve cum´a´dan önce ve sonra kılman dört rek´atin ilk oturuşlarında Peygamber (SAV.) Efendimize salavât getirilmez. (ALLAHümme salli, AHahüm-me bârik okunmaz.) Bu namazlarda, üçüncü rek´atte kalkınca da is-tiftâh edilmez. (Sübhâneke okunmaz ve eûzü çekilmez.* Diğer dört rek´atli nafileler, bunun hilafınadır. Zamdı´de de böyledir.
Bir kimse, sabah namazının iki rek´atını veya öğle nama(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zının dört rek´atim kıldıktan sonra, alış verişle meşgul olsa veya bir şey yiyip içse, o kimse, bu namazları yeniden kılar. Ancak, bir lok(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)macık yiyecek veya bir içim su, bit sünnetleri iptal etmez. HuJâsa´da da böyledir,
Bu durumda, bir kimsenin, farzı kıldıktan sonra konuşmuş olması, sünneti düşürür mü? sorusunda, «Hayır düşürmez. Fakat, sevabı, konuşmadan kılınmış olan namazın sevabından az olur.» de(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nilmiştir. Nîhâye´de de böyledir.
Nafilelerin her rek´atinde. Fatiha ve sûre okunur. Şayet bir rek´atinde veya iki rek´atinde, kıraat terk edilmiş olursa, o rek´atler fesada gitmiş olur. Muzmarât´ta da böyledir.
A İmâm Muhammed (R.A.)´e göre —bu durumda— vitrin hükmü de nafilenin hükmü gibidir. Fakat, Ebû Hanîfe (R.A.) göre, burada da kıyas ve istihsan vardır. îstihsanda ise, bu namaz fesada gitmez. Kıyasda ise, O´na göre de namaz fesada güder. Alınıp, kabul edilen kavil de İmâmı Azam (R.A.)´m kavlidir. Hulâsa´da da böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Bir kimse, nafile bir namaza, abde&tsiz veya pis bir elbise ile başlasa, namaza girmiş olmaz. Başlama sahih olmayınca da, bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nun kazası lâzım gelmez. Muhıyt´te de böyledir.
Nafüîe bir namazı. ayakta kılmaya gücü yettiği halde oturarak kılmak mekruh değildir. Sahih olan budur. Mecma´u´İ-Şerhinde de böyledir.
Nafile bir namazı, ayakta kılmakta olan kimse, oturmak is(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)terse, îmâm-i Azam (R.A.) a göre —istihsanen— oturabilir. Muhıyt´ te de böyledir.
Nafileyi ayakta kılarken yorulan kimsenin, bir bastona ve(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya duvara dayanmasında bir beis yoktur. Câmlu´s - SağSr ŞerM´nde de böyledir.
Nafile bir namazı,, özürsüz olarak îmâ ile kılmak caiz ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz.
Nafile bir namazı kılmaya başlayıp, sonra da onu bozan bir kim(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se, eğer abdestinin bozulması veya konuşmak gibi bir sebeple, tah-rîmeden çıkmış ise, namazın kalan kısmını bina eyleyemez; bu du(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rumda bina etmek sahih değildir. Fakat, bu kimse, okumayı terk etmek gibi bir sebeple tahrîmeden çıkmamışsa, o kimse, namazının kalan kısmını bina eder. Tatarhâniyye´de de böyledir.
Bir kimse, kıyama gücü yetmediği için, namazı- otura(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rak kılıyorsa, o kimse serbesttir, kıraat ederken, isterse dizlerini dikerek oturur; isterse bağdaş kurarak oturur. Tatarhâniyye´de de böyledir.
Muhtar olan, bu durumda, teşehhüd de oturulduğu gibi oturmaktır. Hidâye´de de böyledir.
Bir kimse, nafileye, oturduğu yerde başlar, bir kısmını öy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lece kılar; sonra da ayağa kalkmayı ister ve kalkıp bir kısmını da öyle kılarsa, bütün âlimlere göre, böyle yapmak caiz olur. Mu-hıyt´te de böyledir.
Bir kimse, üzerinde, nafile bir namaz olduğu zannı ile bu namazı kılmaya başlasa da sonra, üzerinde böyle bir namaz olmadı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğı açığa çıksa; bu, durumda, başlamış bulunduğu o namazı bozar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa, bozduğu bu namazı kaza etmez. Zahidi´de de böyledir.
Arkadaşlarımız, iki rek´attan fazla nafileye, mutlak niyye-tin lâzım olmadığı hususunda ittifak etmişlerdir. Dört rek´ate niy-yetin lüzumu konusunda ise, ihtilaf vardır. HuÜâsa´da da böyledir.
İmâm Ebû Hanîfe (R.AJ ve İmâm Muhammed (RA>´e gö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)re, dört rek´at niyyeti ile nafile namaz kılmaya başlayan kimse, aslında iki rek´at kılmaya başlamıştır. Gunye´de de böyledir.
Dört. rek´at nafile namaz kılmakta olan bir kimse, kas den iki rek´ati kıldıktan sonra oturmasa, namazı —istihsânen— fasid olmaz. Bu, îmâm-ı A´zam ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)´un kavileri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. Kıyasda ise, bu kimsenin namazı fasid olur. Bu ise, îmânı Mu-hammed (R.A.) ´in kavLüdir.
Bir kimse, üç rek´at nafile kilsa da, tkinci rek´atten sonra oturmamış bulunsa, esahh olan kavle göre, o kimsenin namazı ifsâd olmuştur.
Bu kimse, altı veya sekiz rek´at nafile namaz kılmış ve sadece bir defa oturmuş olsa, bu durumda da âlimlerimiz, görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Esahh olan, istihsanen bu durumda —yukarıdaki— görüşler gibidir.
Imâmü´l - Sifâr, Asl´m bir nüshasında : «Bu kimse, eğer, otur-mamişsa, üçüncü rekate kalkıncaya kadar, İmâm Muhammed (R.A.) ´in kıyası üzeredir; yani, bu kimse döner ve oturur. Diğer imam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)larımıza göre ise, dönüp oturmaz, onun, sehiv secdesi yapması ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rekir- Hulâsa´da da böyledir.
Bu hüküm, dört rek´at kılmaya niyyet edildiği zamandır. Eğer dört rek´ate niyyet edilmez ve üçüncü rek´ate oturulmadan kalkıl(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mış olursa, bil-iernâ avdet edilip, oturulur. Şayet, dÖnülmezse, na-ınaz fesada gider. Bürcendî´de de böyledir.
Öğleden önce kılman dört rek´atin hükmü de, İmâm Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed (R.A.)´e göre, nafilenin hükmü gibidir. Fakat, İmâm Ebû Hanife İKA.) ,ye göre, burada istihsanen kıyas vardır.
İstihsanda ise, —bu durumda— namaz fesada gitmez. Kabul edilen kavil de budur. Muzmarât´ta da böyledir.
Bu kimse, Önceki iki rek´atten birinde, ve son rek´atlerin de bi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rinde kıraat etmiş bulunsa; veya sadece jlk iki rek´atin birinde kı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)raat etse. İmâmı A´zam ve İmâm Ebû Yûsuf (R.A.>´un kavillerine göre, dört rek´at olarak kaza eder. İmâm Muhammed (R.A.)´e göre ise, Önceki iki rek´ati kaza eder.
İmâm Muhammed (R.AJ ´e göre, aslolan : Nafile kılan bir kim(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se, eğer önceki iki rek´atte veya bunlardan birinde kıraati terk eder(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se, —fazla rek´atin secdesi ile kayıtladığı zaman— tahrîme (= ifti-tâh tekbîri) ibtal olur ve namaz sahih olmaz.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)´a göre is© : îtkikî rek´atte, kıraati terk etmek, tahrîmenin bozulmasını gerektirmez. Çünkü, okumak, fazla bir rükündür. Kıraat olmadan namazın olabileceği sebebi ile, oku(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma bilmeyenin, ahrasm ve muktedî´nin okumadan namazlarının ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duğu gibi... Fakat, —okumamak— edanın fasadam yerektirir; bu ise, terk etmenin üzerine ziyade yapmaz; böylece tahrîme de hatti olmaz. Bu durumda da ikinci şef´a ( = ikinci İki rek´ate) başlamak sahih olur.
îmâm-ı A´zam (R.A,>´a göre de : Önceki iki rek´atte kıraati t£rk etmek, tahrîmenin batıl olmasını gerektirir. Çünkü, kıraat hakkın(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)da, icmâ´ı ümmet vardır. Ve bu durumda, üzerine bina caiz olmaz. İlk iki rek´atin birisinde kıraat etmek hususunda da ihtilâf edil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miştir. Bu durumda da, biz, o-namazın ballanma (— bâtıl olduğu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)na, bozulduğuna) hükmederiz. Kazasının ve son iki rekâatin beka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sının lâzım olduğu hakkında —ihtiyaten—, hükmederi?.. Tebyîn´de de böyledir.
Nafilenin ilk iki rek´atinde, bir imâma uymuş olan bir kim(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se, imâm son iki rek´ate girmeden önce konuşsa, bu kimsenin, ilk iki rek´atten başka rek´atleri kasa etmesi gerekmez. Bu İnaâmeyn*e göre böyledir.
kimse, şayet imâm, son iki rek´ate kalktığı zaman, konuşmuş olsa, imâm ise dört rek´atte de okumuş bulunsa, bu kimse dört rek´at kaza eder.
Böyle yapmak, mekruh da olmaz. Serahsî´nin Muhıyî´lnde de böyledir.
Nafileyi oturarak kılan bir kimse, rükû´-a gitmeyi isteyince ayağa kalkar ve rükû´a gider. Efdal olan da, kalktığı zaman Kur´ân1 dan bir şey okur. Şayet, doğruca kalkar bir şey okumadan rükû´a giderse, bu da caiz olur. Fakat, kıyamını tam yapmazsa caiz olmaz. Hulâsa´d a da böyledir.
İki rek´at kaza kılan bir kimse, dört rek´ate niyyet eylemiş olsa da, onu da bozmuş bulunsa, ister ilk oturuştan önce, isterse sonra bozmuş olsun, —durum değişmez ve— namazı bozulmuş olur.. Kenz´de de böyledir.
«Öğlenin —son — sünneti de, yukanda olduğu gibidir. Çün(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kü, o da nafiledir. Bunu da ihtiyaten dört rek´at kılar.» denilmiştir. Çünkü o, bir namaz yerindedir. Hidâye´de de böyledir. Eşahh olan da budur. Muzmarât´ta da böyledir.
Nısâb Sahibi ise, —yukarıdaki— hükmün esahh olduğuna nass getirmiştir. Bahrü´r - Râık´ta da böyledir.
Nafile namaz kılmakta olan bir kimse, üçüncü rek´ate kalk(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa ve kalkınca da, ikinci rek´atte oturmadığını hatırlasa, kıldığı na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz, öğle namazının sünneti olsa bile, dönüp oturur.
Alıyyü´I - Bezdevî : «Bu kimse oturmaz.» demiştir. Eğer, dört rek´ate niyyet eylememiş ve oturmadan üçüncü rek´ate kalk-mışsa, bu durumda, o kimse bü-icma´ oturur; oturmazsa namazı bo(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zulur. Bürcendiy´de de böyledir.
Birinci oturuşta oturmuş olan kimse, selâm verse veya ko(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nuşsa, bir şey lazım gelmez.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) : «Bu kimsenin, son iki rek´ati ka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)za etmesi gerekir.» demiştir.
Bir kimse, dört rek´at kılmaya niyyet etmiş olsa da, hiç bir şey okumasa veya sadece son iki rek´atin birisinde okumuş bulunsa, bu durumda, o kimsenin ilk iki rek´ati kaza etmesi lazım gelir. Bu, İmâm ı A´zam ve İmâm Muhamnıed (R.A.) ´in kavlidir. İmâm Yû(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)suf (R.A.) ´a göre ise, bu kimse dört rek´ati de kaza eder.
Fakat, bu kimse, imâma son iki rek´atte iktidâ etmiş ve bu iki rek´ati imâmla birlikte kalmış ise, bu kimse, sadece ilk iki rek´ati kaza eder.
Nafile kılan kimse, ön rek´atte veya son rek´atte, öğle na(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mazının farzını kılana uymuş olsa, sonra da konuşsa, bu kimse, dört rek´at kaza eder.
Nafile kılan bir kimse, öğlenin farzını kılmakta olan bir kimseye uysa, sonra da, kendisinin fcğleyi kılmadığını kesinlikle ha-tırlasa; bu şahıs, tekbîrini yeniler ve kendisine kaza lâzım gelmez.
Bir kimse, Öğle namazını kılsa da : «Üzerimde hakkı olan ALLAH için, şu odanın arkasında, bu namazı nafileolarak kılaca(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğım.» dese; sonra da, öğle namazını kılmadığını »hatırlasa, bu kimsenin, uyduğu kimse ile, öğle namazının farzı niyyeti ile, bu namazı kılması caizdir. Ve bir şey kaza etmesi de gerekmez.
Bir kimse, dört rek´at nafile kılsa, sonra da beşinci rek´ate kalkıp, bunda imâma uysa ve bu rek´ati de îfsâd etse, bu muktedî altı rek´at kaza eder.
Şayet bu kimse, iki rek´at kıldıktan sonra, imâma uymuş olsa ve muktedî´nin burnu kanasa, gidip abdest alır. Eğer imâm, o za(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mana kadar üçüncü rek´ati kılar da, muktedî o vakit konuşursa, imâm da namazını alltı rek´ate tamamlarsa, bu durumda muktedî, dört rek´at kaza eder, Serahsi ııin Muhiyt´mde de böyledir. [61]
|