Bu çok ilginç bir olaydır ve daha çok su götürür.
O günleri hatırlayabiliyorum.. İddia edilene göre Üzeyir Garih adlı musevi işadamı Eyüp mezarlığında kendisinden cep telefonunu veya saatini isteyen bir gece ters cevap vermiş ve o genç tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.
Merkez medya bangır bangır olayı bu yöne sevkediyordu ama biz bu işte bir gariplik olduğunu seziyorduk. Gün gelecek bu olay da çözülecek diye iç geçiriyorduk.
işte gün geldi Ergenekon bendi yıkıldı ve ardında biriken su coşarak akmaya başladı. fırsattan istifade eden Yener Yermez de konuşmaya.. Önce Fehmi Koru'ya mektup yolladı, sonra savcıya ifade verdi ve birçok şeyi açıklamış oldu.
Kurtlar Vadisi'nde, Baronun öldürülmesi bu iki olay arasındaki benzerliği açık seçik ortaya koyuyordu. Kurtlar Vadisinin dikkatli izleyicileri hemen "bu Üzeyir Garih cinayeti" dediler.
Şimdi Yener Yermez'in son sözlerine bir kez daha bakalım
"Üzeyir Garih, mensubu olduğu tarikatımsı gizli bir yapılanmanın, üst birimi tarafından cinayet tarihinde gizli bir tapınağa davet edildi. Çok özel durumlarda kullanılan tapınaktaki davete icabet eden Üzeyir Garih için tören düzenlendi. Ayin ritüelleri taşıyan bu tören sonrasında garip giysiler içindeki çok sayıda örgüt üyesinin gözleri önünde, esrarengiz kadın Meral ve arkadaşı, farklı bıçaklarla Üzeyir Garih'i vahşi şekilde infaz etti. İnfaz sonrası ise ünlü işadamının cesedi, soruşturma dosyalarında adı geçen Meral'in yanındaki kimliği belirsiz bir kişi tarafından Eyüp Mezarlığı'na taşındı.”
Vadi'deki sahneler de böyleydi.
|