Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-18-2009, 14:42   #7
Kullanıcı Adı
Alem_i Ervah
Standart
19- İSTİSKA ( = YAĞMUR DUASI)

İmâmı Azam Ebû Hanîfe (R.A.) : «İsüskâ´da (=yağmur duasında) cemaatle kılınacak, sünnet bir namaz yoktur.» demiştir. Hidâye´de de böyledir.

İstiska´da hutbe okumak da yoktur. İstiska, ancak dua ve istiğfardır. Fakat, istiska´da namaz kılmakta da bir beis yoktur. Ze-hıyre´de de böyledir.

İmâmı A´zam Ebû Hanife (R.A.)´ye göre, istiska namazın(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)da, cübbeyi ters çevirmek de yoktur. Tebyîn´de de böyledir.

Ebû Yûsuf ve İmâm Muhanuned (R.A.) : «îstiska´da, ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maat, imâmla birlikte çıkar ve iki rek´at namazı imam, cemaatlf beraber, açıktan okumak suretiyle kılar.» denıişüerdir. Muzmarât´ ta da böyledir.

Bu namazda, birinci rek´atte «Sebbihisme Rabbt kel - a´Iâ» sûresini, ikinci rek´atte de «Hel etâke hadlsü´l - ğâsiyeh» suresini okumak daha fedaidir. Aynî´de de böyledir.

îstiska namazından sonra, ayakta olarak iki hutbe okunur. Hatip yönünü cemaate çevirir. Yerde durur; minbere çıkmaz.

Hatip, iki hutbe arasında biraz oturur. Fakat, hatip dilerse, tek bir hutbe de okuyabilir. Cenâb-ı Hakka dua eder; teşbihte bulunur ve mü´min erkekler mü´min kadınlar için istiğfarda bulunur. lîâ-tip- yayına dayanır; hutbe okumak için ileri geçince, cubbesini ters çevirir. Bu, İmâm Muhanuned (R.A.) ´in kavlidir, fetva da bu kavle göredir. Muzmarât´ta da böyledir.

Imâm´ın, cubbesini ters çevirmesinin şekli : Eğer, imâmın üzerinde ridâ varsa ve bu ridâ dört köşeli ise, imâm bunun altını üstüne, üstünü altına çevirir. Eğer ridâ, nıüdevver t = yuvarlak) ise, imâm, bunun sağını soluna, solunu sağma çevirir. Fakat, bu durumda cemaat, ridâlarım çevirmezler. Muhıyt´te, Kâfî´de, Sirâcü´l Vehhâc´da ve Tuhfe´de de böyledir.

İmâm hutbeyi bitirince, arkasını cemaate ve yönünü kıbleye dö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ner. Hutbe´de de, duada da, imâm, ayakta olarak; cemaat de otur(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dukları yerde dua ve istiğfarda bulunurlar. Tekrar istiğfar ve tev-be ederler.

Dua esnasında, ellerini semaya doğru kaldırırlar. Güzel olan bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dur. Fakat, ellerini bu duada semaya doğru kaldırmasalar da olur. Şahadet parmaklan ile işaret etmek ve böylece cemaatin ellerini kaldırmış olmaları da güzeldir. Çünkü, duada, sünnet olan, elleri aç(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maktır. İMuzmarât´ta da böyeldir.

İstiskâ hutbesi okunurken, cemaat susar ve hutbeyi din- * ler. Muhıyt´te de böyledir.

îstiska´da, imâmın cemaatle birlikte, üst üate üç gün dua(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya çıkmaları müstehaptır. Zâd´da da böyledir.

Ekseriyet, bu «üç gün üst üste çıkma» yi nakletmemiştir.

İmâm, istiska duası için, minbere çıkmaz.

Yağmur duasına çıkan cemaat,.yaya olarak ve eski elbisalerini giyerek çıkarlar. Veya yıkanmış elbiselerini veya yamalı elbiselerini giyerler. Bunları, Aziz ve Celil olan AUahû Teâlâ´ya karşı tevazu´, huşu ve tezellül maksadı ile yaparlar. Yağmur duasına, boyunları büyük bir vaziyette çıkarlar. Ve, yağmur duasına çıkmadan önce, sadaka dağıtılır. Zahîriyye´de de böyledir.

Tecrîd´de : «Cemaat, yağmur duasına çıkmayacak olursa, imâm, onlara, çıkmalarım emreder. Cemaatın, yağmur duasına, imâmdan izin almadan çıkmaları da caizdir.

Zimmîler, müslümanÜarla birlikte, yağmur duasına çıkamazlar. 0 Şayet,, zimmîler kendi başlarına, klişelerinde veya havra(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ların da yağmur duası yaparlar veya bu maksatla sahraya çıkarlarsa, bun mani olunmaz. Aynî´de de böyledir.

Yağmur duası, ancak derelerin bulunmadığı, nehirlerin ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)madığı, kuyuların yok olduğu yerlerde yapılır. Bunlar bulunur fakat ihtiyaca kafi gelmezse, yine yağmur duasına çıkılabilir.

Fakat, dereleri, nehirleri ve kuyuları bulunup, bunların ihtiyaca kafi geldiği yerlerde, yağmur duasına çıkılmaz. Çünkü, yağmur du(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ası, ancak şiddetli ihtiyaç ve zaruret zamanlarında yapılır. Muhıyt´te de böyledir. [21]



20- KORKU NAMAZI


Şüphesiz ki, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz zamanında, korku namazı meşru´ idi. İmâm-ı A´zam Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Muhammet! (R.A.)´e göre, korku namazının meşruiyeti, Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gamber (S.A.V.) Efendimiz´den sonra da bakidir. Sahih olan da bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dur. Zâd´da da böyledir.

Korku ziyadeleştiği zaman, komutan cemaati ikiye böler. Bir kısmını düşmana karşı gönderir; bir kısmını da arkasına alarak, namazı kıldırır. Kudûrî´de de böyledir.

Korkunun şiddetlenmesi : Hep birlikte namaz kılmak iste(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dikleri ve namazla iştigal ettikleri zaman, düşmanın durumu görüp, birden hücum etmesinden korkulması halidir. Cevheretü´n - Neyyi-re´de de böyledir.

Bir topluluk, bir karartı görür ve onu düşman zannederek korku namazı kılarsa, sonra da bu zamları doğru çıkarsa, namazları caiz olur. Fakat, zanlannın aksisi çıkarsa, namazları caiz olmaz.

Ancak, birinci taife nöbetten döndükten sonra ve henüz diğerleri namaz kılmakla iken ve gelenler safları geçmedn durum açıklık ka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zanmış olursa, namaz kılmakta oLanîar, namazlarını bina ederler. Müstahsen olan budur. Fethüİ - Kadîr´de de böyledir.

Bu hükümlerin tamamı, cemaat hakkındadır. İmâma gelin(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce, onun namazı her halinde caizdir. Çünkü, onun namazım ifsad edecek bir şey bulunmamaktadır. Bahrü´r - Râık´ta da böyledir. [22]
Alem_i Ervah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla