|
Cenaze Namazı Nasıl Kılınır
Cenaze namazı, dört tekbirle kılınır. Bu tekbirlerden birisi terk edilmiş olsa, namaz caiz olmaz. Kâfî´de de böyledir.
Cenaze namazı kılacak kimse, iftitâh tekbirini alır ve süb-haneke´yi okur. Sonra bir tekbir daha alır. Peygamber fS.A.VJ Efen(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dimize salat okur; sonra bir tekbir daha alır. Ölü için ve bütün müs-lümanlar İçin dua eder.
Cenaze namazında okunması mecburi olan bir dua yoktur. Pey-yamber (S.A.V.) Efendimiz´in, cenaze namazında şöyle dua buyurdu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğu rivayet olunmuştur. (= Ey ALLAH´ım!... Şağ olanlarımızı/ölü bulunanlarımızı; hazır olanlarımızı, gaib bulunanımızı; küçüğümüzü, büyüğümüzü, erkeği(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mizi, kadınımızı bağışla.
Ey ALLAH´ım!... Bizden kimi yaşatırsan, müslüman olarak yaşat. Ve bizden kimi de öldürürsen, onu da imân üzere öMür.)
Ölen küçük bir çocuk ise, İmâmı A zam (R.A.) ´in, onun ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nazesini kılarken, şöyle dua ettiği rivayet olunmuştur:
(= Ey Alah´im!... Bunu, bizim için önde gönderilmiş bir hayır kıl.
Ey ALLAH´ım!.1.. Bunu, bizim için, ebedî bir azık, bir menfaat kıl.
Ey ALLAH´ım!... Bunu, bizim için, şefaati kabul edilen bir şefaat(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çi kıl.)
Bu duaları güzelce bilen kimseler, bunları okur. Şayet bunları iyice bilmiyorsa» bildiği başka duaları okur ve sonra dördüncü tek(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)biri alır. Sonra da iki tarafına selam verir.
Dördüncü tekbirden sonra ve selamdan Önce, hiç bir dua okun(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz. Cami´ Şerbi´nde de böyledir. Mezhebin zahiri de budur, Kâfî´de de böyledir.
Cenaze namazı kıldıran kimse, tekbirler hariç, diğerlerini içinden okur. Tebyîn´de de böyledir.
Cenaze namazında Kur´an okunmaz. Ancak, Fâtiha´nm dua niyyeti ile okunmasında bir beis yoktur. Fakat, Fâtiha´nın da Kur´(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)an rayyeti ile —cenaze namazında— okunması caiz olmaz. Çünkü, cenaze namazı dua yeridir; kıraat mahalli değildir. Serahsî´nin Mu-hıyt´inde de böyledir.
Cenaze namazında, iftitah tekbirinden başka tekbirlerde, el kaldırılmaz. Aynî´de de böyledir.
Bu hususlarda, imâm ile cemaat arasında bir fark yoktur. Kâfî´de de böyledir.
îki tarafa selam verirken, —selamda— cenazeye riiyyet edilmez. Ancak, sağ tarafa selam verilirken, sağ tarafta bulunan ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maate, sol tarafa selam verilirken de, so] tarafta bulunanlara -—se(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lam vermeye— niyyet edilir. Sirâcü´l - VeJıhacMa da böyledir.
Şayet, imâm, —cenaze namazında— beş defa ´tekbir alsa, muktedî ona tabi olmaz. O halde, ne yapar İmâm Ebû Hanîfe (R. A.) ´den rivayet edildiğine göre, o kimse, bekler ve imâmla birlikte selam verir. Sahih olan budur. Serahsî´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Cenaze namazında, imâm birinci tekbiri aldıktan sonra bir şahıs gelse; bu şâhıs, imâm1 ikinci tekbiri alana kadar bekler ve onunla birlikte tekbir alır. tmâm cenaze -namazını bitirince de, mes-buk, yedşememis bulunduğu tekbiri, cenaze kaldırılmadan önce alır. Bu, İmâmı A´zam Ebû Hanîfe CR.A.) ve İmâm Mıihammed (RA.)´in kavlidir.
tmâma; iki veya üç tekbir aldıktan sonra yetişmiş olan kimse de, keza böyle yapar. Sirâcü´l - Vehhâc´da da böyledir.
Cenaze namazına, imâm dördüncü tekbiri alırken yetişen kimse, eğer imâm selâm vermemişse, Ebû Hanîfe (R.A.)´den gelen bir rivayete göre, bu tekbirle namaza girmez. Esahh olan ise, o kim(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se bu tekbirle, cenaze namazına girer. Fetva da buna göredir. Muz-marât´ta da böyledir.
Bu şahıs, sonra, cenaze kaldırılmadan önce, arka arkaya ûç defa tekbir alır; dua okumaz. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir.
Cenaze namazında, eller kaldırılmış olsa bilet omuzlara kon(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)maz. Zahirü´r - rivâyede böyle zikredilmiştir. Zâhîrîyye´de ise, «böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le´ bir rivayet gelmemiştir.» denilmiştir.
Bir kimse, imâmla beraber bulunmasına rağmen, gaflet edip tekbir almaöuş olsa veya bu tekbirleri sonradan almaya niyyet et(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)se; bu kimse hemen tekbir alır. İmâmın ikinci tekbiri almasını bek(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lemez. Çünkü, âlimlerimizin kavillerine göre, o kimse gücü yettiği müddetçe, imâma iştirak etmiş durumdadır. Kâdîhân´ın Camîmâmla birlikte iftitah tekbirini almış olan kimse, ikinci ve üçüncü tekbirleri almamış bulunsa; onları alır ve sonra da, imâmla birlikte dördüncü tekbiri ahr. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir.
Sehven, üçüncü tekbirden sonra selam vermiş bulunan bir imâm, dördüncü tekbiri alır ve yeniden selam verir. TatarhânJyye´-de de böyledir.
Çok sayıda cenazenin toplanmış olması halinde, imâm mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hayyerdir, isterse, bunların namazlarını ayrı ayrı kıldırır; isterse de, hepsine birden niyyet ederek bir cenaze namazı kıldırır. Mî´râcü´d-Dirâye´de de böyledir.
Cenazelerin ne şekilde konulacağı hususunda da, imâm ser(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)besttir : İsterse onları, yan yana tek hizaya kor ve kendisi de, onla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rın en ef dal olanının önüne durur; isterse, cenazeleri, kıble cihetine, bir biri arkasına kor ve bu durumda onları hayatta iken imâmın ar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kasında nasıl durur idi iseler, o şekilde sıraya dizer. Yani, en efdal-leri, imâma en yakın olur.
Cenazeler karışık olursa, imâmın önüne erkekler konur. Onların arkasına erkek çocuklar, onların arkasına da hünsalar ve onlar ar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kasına ise kadınlar konur. Kadınlardan sonra da, mürâhik kızlar di zilir.
Cenazelerin hepsi de erkek olursa, Hasan´ın Ebû Hanîfe XR.A.) ´-den rivayet ettiğine göre, en ef dalleri ve en yaşlıları öne konur.
Şayet, hür ve köle cenazeleri bir araya gelmiş olursa, meşhur olan kavle göre, hürlerin cenazeleri ön tarafa konulur. Fethül - Ka-dîr´de de böyledir.
İmâm, bir cenazenin namazını kumaya başladıktan sonra, başka bir cenaze gelmiş olsa, imâm, ilk cenazenin namazına devam eder. İkinci cenaze için ise, yeniden cenaze namazı kıldırmaya baş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lar.
Ve, ikinci cenaze imamının önüne konduğu zaman, ikinci defa tekbir alıp da, cenazelerin ikisine birden niyyet etse, bu durumda alınmış bulunan bu tekbir de, birinci cenaze için alınmış olur. An-; cak imâm, bu ikinci tekbiri alırken ikinci cenazeye niyyet ´etmiş olursa, işte bu durumda, o ikinci tekbir, ikinci cenaze için alınmış olur. Ve bu durumda imâm, birinci cenazenin namazından ayrılmış olur. Sonradan başlamış bulunduğu, ikinci cenazenin namazını bi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tirdikten sonra, birinci cenazenin namazımı yeniden kılar; Sîrâcü´l -Vehhâc´da da böyledir.
Cenaze namazı kıldırmakta olan bir imâmın, abdesti bozul(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)muş olsa, yerine başkasmı geçirmesi caiz olur. Sahih olan kavil bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dur. Zahîrîyye´de de böyledir.
Yıkanmadan veya cenaze namazı kılınmadan defnedilmiş olan ölünün, kabri üzerine üç güne kadar cenaze namazı kılmabiîir. Sahih olan kavle göre, bu zarurî olan bir takdir —sınırlama— değil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. O cenazenin parçalandığı bilinmediği müddetçe» cenaze namazı kılınır. Sirâdyye´de de böyledir.
Cenaze namazının, namazgahta, açık bir yerde veya evde kı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lınması müsavidir. Muhıyt´te de böyledir.
İçinde, cemaatin namaz kıldığı mescitlerde, cenaze namazı kılmak mekruhtur.
Ölünün de, cemaatin de beraberce mescidde bulunması; cena(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zenin dışarda ve cemaatin mescidin içinde olması; imâmın, cemaatin bir kısmı ile mescidin dışında, cemaatin kalan kısmının mescidin içinde olması; cenazenin, mescidin içinde, imâmla cemaatin de, mescidin dışında olması hallerinin hepside müsavidir. Muhtar olan gö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rüş budur. Hulâsa da da böyledir.
Ancak, bu haller, yağmur ve benzerî gibi bir öziir sebebi ile olursa, mekruh olmaz. Kâfî´de de böyledir.
Yolda veya bir insana ait olan arazide cenaze namazı kıl(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mak mekruhtur. Muzmarât´ta da böyledir,Cenaze namazı kılmak için Özel olarak yapılan bir mescîd-de cenaze namazı kılmak mekruh olmaz. Tebym´de de böyledir.
Cenazenin peşinden gidenlerin, namazı kılınmadan geri dönmeleri münasip olmaz. Namaz, kılındıktan sonra da, ancak cena(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ze sahibinden izin alındıktan sonra dönülebilir. Fakat, definden Ön(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce veya sonra, cenaze sahibinden izin almadan dönmeye ruhsat var(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dır. Muhiyt´te de böyledir. [29]
Kabir, Defin Ve Ölünün Kabirden Başka Bir Yere Nakledilmesi
Ölüyü defnetmek, farz-ı kifayedir. Sirâcüİ - Vehhâc´da da böyledir.
Sünnet olan mezar şekli, lahiddir. Serahsî´nin Muhayt´inde de böyledir.
Lahdin şefcli : Mezar kazılıp bittikten sonra, mezarın kıble cihetini biraz daha kazıp, ölüyü oraya koymaktır. Muhıyt´te de böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Lahid, sanki tavanı olan bir ev gibi yapılır. Babrü´r-Râık-
ta da böyledir.
Yeıyumuşak olduğu zaman, şak yolu ile mezar yapmakta da bir beis yoktur. Fetâvâyî Kâdîhan´da da böyledir.
Şıkkın şekli şudur : Kabrin ortası, bir nehir gibi kazılır. îki tarafı ker(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz) veya benzeri bir şeyle Örülür. Cenaze oraya konularak, üzeri tavan gibi kapatılır. Mirâcü´d - Dirâye´de de böyledir.
Kabrin derinliğinin, erkeğin göğsüne kadar veya yaran boy ka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dar olması münasiptir. Aslında, kabir ne kadar derin olursa, o kadar efdal olur. Cevheretü´n - Neyyire´de de böyledir.
Hasan bin Ziyâd, İmâm Ebû Hanîîe (R.A.) ´nin şöyle buyur(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duğunu nakletmiştir : «Kabrin uzunluğu, —gömülecek— adamın uzunluğu kadardır; genişliği ise, yarım boydur.» Muzmarât´ta da böyledir.
Şeyhü´İ - İmâm Ebû Bekir Muhammed bin Fazl: «Yerin yu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)muşak olmasından dolayı, bizim beldemizde tabut edinmek caizdir... Demirden tabut yapılmasında da bir beis yoktur. Ancak, demir tabut içine toprak döşemek, cenazeye yalan yerleri çamurlamak ve lahid yerini tutsun diye ölünün sağma ve soluna birer ker(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz) koymak uy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gun olur. Cenazeye dokunması halinde, lahde kiremit koymak mek(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ruhtur.» demiştir. Fetâvâyi Kâdîhân´-da da böyledir.
Cenazeyi, fâsıklann yerine defnetmek mekruhtur. Fethü´I - Ka-dîr´de de böyledir
Cenazeyi mezara indiren kimselerin, kuvvetli, güvenilir ve iyi kimseler olması müstehaptir. Tatarhânİyye´de de böyledir.
Bir kadının cenazesini, rahm sahibi olan bir akrabasının indir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mesi, diğer akrabaların indirmesinden daha evladır. Uygun oîan bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dur. Ceyheretü´n - Neyyire´de de böyledir.
Keza, mahrem olmayan akrabanin (rahm sahibi), kadını kabre indirmesi de, yabancıların indirmesinden daha evlâdır. An(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)cak, akrabasından kimse yoksa, kadını yabancıların kabre indirme(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sinde de bir beis yoktur. Bahrü´r - Râık´ta da böyledir.
Cenazeyi indirmek için, hiç bir kadın kabre inmez. Serahsî-´nin Muhıyt´inde de böyledir.
Cenaze, mezarın kenarına indirilir ve mezarın kıblfe tarafına konur. Buradan da alınarak Lehda konur. Mezara inip, yerine koymak üzere cenazeyi alan kimselerin yönleri kıbleye doğru olur. Fethü´I - Kadîr´de de böyledir.
Cenazeyi lahda koyan kimseler, bu esnada : «Bismillah ve alâ milleti Resûliîlah». (= ALLAH´ın adı ile ve ALLAH Resûlü´nün mille(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ti üzere —koyuyoruz.—0»derler. Mutunda da böyledir.
Cenaze, sağ yanı üzerine, kıbleye karşı konur. Kefenin bağ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lı yerleri çözülür. Mezar, ker(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz) ve kamışla tesfiye edilir; mezara kiremit konulmaz.
fCadm defnedilirken, kabri kapatılır. Erkeğin kabri kapatılmaz; toprak dökülür. Toprağı elfe dökmekte bir beis yoktur. Kabir, bütün imkanlar kullanılarak, toprak atihr ve örtülür. Cevheretii´n - NeyyS-re´de de böyledir.
Kabre, bu kabir kazılırken çıkmış olan topraktan daha faz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)la toj5rak atmak mekruhtur. Aynî´de de böyledir.
Cenaze defnolunurken hazır bulunan kimsenin, bu ölünün kabrine, avucunun dolusu ile, üç avuç toprak atması müstehaptır. Toprak atan kimsenin, ölünün baş ucunda durması ve birinci defa toprak atarken : «Minhâ halaknâküm (^ Sizi topraktan yarattık)»; ´ ikinci defa toprak atarken : «Ve fihâ nü´ıydükum (= sizi toprağa
döndürürüz) » ve üçüncü defa toprak atarken de : «ve minhâ nüh-ricüküm .târeten uhrâ (= Sizi topraktan ikinci defa çıkarırız.) » la(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)fızlarını okumak da müstehap olur.
Cenazeyi geceleyin defnetmekte bir beis yoktur. Fakat im(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kan nisbetinde, cenaze gündüz defnedîlmelidir. Sirâcül Vehhâc´da da böyledir.
Kabir, yerden bir karış kadar, yukarı kaldırılır. DÖrtkÖşe yapılmaz. Çamurla sıvanmaz. Kireçle badana edilmez. Kabrin üzeri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ne su dökmekte bir beis yoktur. Kabrin üzerine ev yapmak mekruh(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tur.
Kabrin üzerine oturmak, uyumak, üzerinde cim´a etmek, üze(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rine abdest bozmak, bevletmek, mezar üzerine yazı ile işaret etmek ve benzeri şeyler yapmak mekruhtur. Tebyîn´de de böyledir.
0 Kabiiüer yıkıldığı zaman, onları çamurla sıvamak veya yap(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)makta da bîr beis yoktur. Tatarhâniyye´de de böyledir. Esahh olan budur. Fetva da buna göredir. Cevâhirü´İ - Ahlâtî´de de böyledir.
Bir kimsenin, sağlığında kendisi için kabir kazdırmasında bir beis yoktur. Bununla sevap kazanır. Tatarhânİyye´de de böyledir.
Bir kimsenin kendisi için kazmış olduğu mezara, bir baş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kasını gömmek isteseler, eğer mezar genişse, bu kimseyi defn etmek mekruh olur. Fakat, mezar dar isef defnetmek caiz olur. Ancak, ön(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ceki adama, mezarı kazma masrafım borçlanırlar ve Öderler. Muz-marât´ta da böyledir.
îçinde iyi kimselerin bulunduğu, kabristana defnedilmek en efdal olandır.
Ölü defnedildikten sonra, kabrin başında, bir deve kesilip eti dağıtılacak kadar bir müddet oturup Kur´an okumak ve ölü için dua etmek müstehap olur. Cevheretü´n - Neyyire´de de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.Ve göre, kabrin yanında Kurban okumak mekruh değildir. Âlimlerimiz bu görüşü alıp, kabul etmiş(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerdir.
Okunan Kur´an ölüye fayda verir. Muhtar olan kavil budur. Muz-marât´ta da böyledir.
Kabrin üzerine mescit veya başka bir bina yapmak mekruh(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tur. Sfcrâcül - Vehhâc´da da böyledir.
Kabrin yanında sünnete uygun olmayan bir şey yapmak; va-siyyet edilmemiş bir iş yapmak mekruhtur.
Ancak, kabir ziyareti ve kabrin yanında ayakta durup dua et(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mek caizdir; mekruh değildir. Bahru´r - RMkta da böyledir.
Zaruret olmadıkça, bir kabre, iki veya üç cenaze koymak mekruhtur.
Zaruret halinde ise, ihtiyaçtan dolayı kabrin kıble tarafına er(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kek, onun gerisine erkek çocuk, onun gerisine hunsâ ve onun gerisi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ne de kadın konur; araları da toprakla aynlır. Serâhsî´nin Muhıyt´-inde de böyledir.
Eğer iki erkek bir kabre konacaksa —zaruretten dolayı—, bunlardan efdal olan hangisi ise, o, lahdin ön tarafına konur, Mu-hiyt´te de böyledir.
Keza, iki kadın bir kabre defnolunacağı zaman da, bunlar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dan efdal olan, kabrin ön tarafına konur. Tatarhaniyye´de de böy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ledir.
Bir cenaze tamamen çürümüş, toprak olmuş ise, o kabre başka birini defnetmek, Jcabrin üzerine bir şey ekmek ve bina yap(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mak caiz olur. Tebytu´de de böyledir.
Ölen veya öldürülen kimseleri, Öldükleri yerin kabristanına defnetmek müstehaptır. Ancak, defin´den Önce, cenazeyi bir veya iki mil mesafede bîr yere nakletmekte bir beis yoktur. Hulâsa´da da böyledir.
Keza, bir kimse başka bir memlekette Ölürse, onu öldüğü yerde defnetmek müstehaptır. Başka bir şehre nakletmekte de bir beis yoktur. Ancak, defnedüdikten sonra, bir cenazeyi çıkarmak mü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nasip olmaz. Fakat, defnedilmiş olduğu yer zorla veya şuf´a yolu ile alınmış olursa, bu cenaze kabirden çıkarılır. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir.
Bir cenaze, başka bir kimsenin yerine ve yerin sahibinin iz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ni olmadan defnedilmiş olursa; bu durumda mal sahibi muhayyer(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir : isterse emreder ve cenazeyi çıkarttırır; dilerse o kabri düzleyip üzerinde ziraat yapar. Tecnîş´de de böyledir.
Cenaze kıble tarafına konmamış olsa; sol tarafı ürerine ve(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya başı ayağının konacağı tarafa konmuş bulunsa, eğer üzerine top(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rak atılıp mezar kapatılmışsa, geri açılmaz. Şayet ölü lahde kon(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)muş, ker(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler örülmüş ve fakat kabir Örtülmemişse, ker(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler kaldırılır ve ölü sünnet olan şekilde konulıar. Tebyîn´de de böyle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir.
Eğer kabre bir şey düşer de, bundan kabir örtüldükten son(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra haberdar olunursa; kabir açılıp, düşen şey çıkartılır. Fetâvâyi Kâ-dîhân´da da böyledir.
«Kabre düşen şey, bir dirhem miktarında bile olsa, —kabir acılır. —» demişlerdir. Bahrü´r - Râık´ta da böyledir.
Kabristanın otunu koparmak, odununu kesmek mekruhtur. Fakat bunlar kurumuş olursa, kesmekte, koparmakta bir beis yok(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tur. Fetâvâyi Kâdîhân´da da böyledir.
Bize göre, kabristanda ayakkabı ile yürümek mekruh değil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dir. Sirâcü´l - Vehhâc´da da böyledir. [30]
Bu Konu İle İlgili Bazı Meseleler :
Ölü sahibine ta´ziyette bulunmak güzeldir. Zahîrlyye´de de böyledir.
Hasan hin Ziyâd´ın şöyle dediği rivayet olunmuştur : «Ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)naze sahiplerine, bir defa ta2İyette bulunmak kâfidir. İkinci defa ta-ziyette bulunmak münasip olmaz.» Muzmarât´ta da böyledir.
Taziyenin vakti : Ölümden itibaren üç gündür. Üç günden sonra taziyede bulunmak mekruhtur. Yalnız, taziyede bulunan veya taziye edilen kimse gaib iseler; taziyenin üç günden sonra olmasında da bir beis yoktur.
Taziyeyi definden önce yapmak —şayet cenaze sahiplerinde, fer-yad-u figan yoksa— definden sonra yapmaktan efdaldir. Yani, bir kimse cenaze sahipüerini sakin görürse, definden Önce taziyede bu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lunur.
Ölünün bütün akrabalarına taziyede bulunmak müstehaptır. Büyük olsun, küçük olsun; erkek olsun, kadın olsun... Ancak, ölü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nün akrabası olan genç kadınlara, mahremi olmayan kimseler tazi-yette bulunmazlar. Sîrâcü´l - Vehhâc´da da böyledir.
Taziyede bulunurken şöyle demek müstehap olur
Ğaferallehü Teâlâ li meyyitike ve tecâvez anhu. Ve teğmidehû bi rahmetilıî. Ve rezagake´s-sabre alâ musıybetihî. Ve âcereke alâ mevtihî.
ALLAHû Teâlâ, ölünüzü bağışlasın; günahlarını affetsin. Ve ona rahmeti ile muamele etsin. ALLAHû Teâlâ, onun ölümünden dola(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yı sana sabır versin. Ve, onun Ölümüne sabretmenden dolayı, müka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)fatını artırsın.)
Taziyelerin en güzeli Peygamber (S.A.VJ EfendibnKzin ta-zi-yesidir. Resûlullah (S.A.V.) şöyle derdi :
İnne lillahi mâ ehaze ve lehü mâ a´tâ ve külle şey´in ´indehû bi eceli´m-müsemmâ.
Şübhesiz, aldığı da verdiği de ALLAH´ındır. Ecel´i müsemmâ da onun yanındadır. —kimin ne zaman öleceğini, ancak O bilir.—)
Müslüman bir kinişe, bir kâfire taziyede bulunurken :
´zamellâhü ecreke ve ahsene ´azâeke
ALLAH, ameHiiıin karşılığını büyük kılsın. Ve sana sabır ver(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sin.) der.
Bir kâfir de, müslümana taziyede bulunurken :
ALLAH, sana sabır versin ve ölünü bağışlasın.) der. Kafir : «A´zamellâhü ecreke» demez.
Bir kafir, diğer bir kafire taziyede bulunurken :
(= ALLAH sana sabır versin ve Ölünü bağışlasın) der. Kafir : «A´zajneBahû ecreke» demez.
Bir kâfir, diğer bir kâfire taziyede bulunurken :
Ahlefe´llaheu leyke ve lâ nekasa ´adedeke. C= ALLAH, sana halef versin ve adedini eksiltmesin) der. Sirâ-cü´l - Vehhâc´da da böyledir.
Ölüsü olan kimselerin, insanların gelip taziyede bulunmala(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rı için, bir evde veya bir mescidde oturmalarında bir beis yoktur. Evin kapısında oturmak ise mekruhtur.
Acem memleketlerinde olduğu gibi, bir sergi serip başına diki(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerek Kur´an okumak ve para toplamak kötülüğün en kötüsüdür. Zâhİrıyye´de de böyledir.
Hızânetü´l-Fetâvâ´da : «Musibetten (bir yalanın ölmesin(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)den) olayı, oturup üç gün bekleme hususunda ruhsat vardır. Ancak, bunun terkedilmesi de daha evladır.» denilmiştir.
Ölünün ardından sesli olarak ağlamak caiz değildir. Kalbin incelmiş, hassaslaşmış olmasından dolayı, sessiz bir şekilde ağla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)makta bir beis yoktur.
Bir yakını Ölmüş olan erkeklerin, siyah elbise giymeleri ve onu . taziye için yırtıp parçalamaları mekruhtur.
Kadınların ise, siyah elbise giymelerinde bir beis yoktur. An(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)cak, bunların da, yüzlerini karalamaları, yakalarını sırt maları, yüz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerini çizmeleri, saçlarını yolmaları, başlarına toprak saçmaları, diz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerine ve bağırlanna vurarak dövünmeleri, kabirlerin üzerine ateş yakmaları batıldır; cahüiyye adetlerindendir ve boş bir,aldanmadır. Muzmarât´ta da böyledir.
Ölü sahipleri için, komşularının yemek yapmalarında bir beis yoktur. Tebyîn´de de böyledir.
Ölümü takip eden ilk üç günde, ölü evinin yemek yedirme(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)si, ziyafet vermesi mubah değilidir. Tatarhâniyye´de. de böyledir. [31]
|