İnsanlar ölebilir; ama şehirler aslâ ölmez. Şehirleri öldüren şey, insanın nisyan hâlidir: Unutma hâlidir: Kendisine yüklenen “emanet”, ubûdiyet ve hilâfeti terk etme, kendi ruhuna kastetme hâlidir.
Şehirler bilir ki, insan, nisyan hâline geçtiği zaman, ölüm vakti çoktan gelmiştir.
Şehirler unutmaz aslâ: Şehirler, bütün engellere, insanın nisyan hâllerine rağmen, kendilerine verilen yükümlülüğü “delicesine” ölümsüzleştirme mücadelesi verirler
Şehrin yüreği, nisyan hâlindeki insanın nasıl isyanın eşiğine sürüklendiğini haykırmak için isyan eder, güm güm atar. Şehir, insanın nisyanına isyan için şahlanır, şaha kalkar.
....
Ey şehir! Kalk ve konuş öyleyse! “Nasıl yok ettin İstanbul'un ruhunu böyle! İstanbul'un, Konya'nın, Kayseri'nin ve sair İslâm şehirlerinin ruhuna nasıl kastettin, söyle!” diye haykır artık!
|