02-20-2009, 16:57
|
#1
|
|
Bu üstte verdiğim linkte de o konuya değiniyor gerçi. Ama bir başka yönden de değineyim konuya..
Alıntı:
19 Mayıs 1919'da, Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı mücadeleye, kadınlar, değişikler yerlerde toplantılar, mitingler yaparak destek verdiler. Muallimler Cemiyeti Başkanı Nakiye Elgün Hanım da, 13 Ocak 1920'de, soğuk bir kış günü, Sultanahmet Meydanında bir mitingde şöyle haykırıyordu: "Önümüzde açık iki yol var: Biri, tarihimizle, şanımızla devam etmek; diğeri, gözlerimizle tarihimizi de kapayıp ebediyete götürmektir." Kadınların bu mücadeleleri, Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1923'te İzmir'de zaferle sonuçlanana kadar sürdü.
|
Alıntı:
Mustafa Kemal Atatürk, bu kahraman Türk kadınlarına hak ettiği hakların hepsini teslim etti. Medenî Kanun, eğitim birliği, kılık kıyafet devrimi, seçme ve seçilme hakkı bunlardan başlıcalarıdır.
|
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı.. 'Resmî tarih' bize bunu laylaylommuş gibi sunuyor; kadınlara verilmiş bir armağan gibi.. Değil mi?..
ÖYLE MİDİR ACEP?..
Hayır, sanmıyorum... Bu ithal gömlekleri giymeye hiç de hevesim yok!
BUYRUN KONU İKİ;
Kadınlara hakları verildi mi, aldılar mı?
.. Ne de güzel diyordu Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye koğuşunda:
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve [isterse] üstüne yalan, Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasiyle, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" der.
Konu FarukARSLAN. tarafından (02-20-2009 Saat 17:06 ) değiştirilmiştir..
|
|
|