Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-18-2009, 20:36   #1
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart Erdoğan'dan düşmanlara açık gözdağı
Başbakan Erdoğan Şehitler Abidesi'nde konuştu. Erdoğan, "vatana ve milletin yüce varlığına el uzatmaya yeltenenlere verilecek cevabı" 94 yıl önceki yaşananlarla özetledi:


Başbakan Erdoğan, Çanakkale Şehitler Abidesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümünde, ölümsüz kahramanların, aziz şehitlerin manevi huzurunda bir araya geldiklerini bildirdi.
''Şehitler coğrafyasında vatan sevgisinin nişanesi olan bu abidenin önünde, bu anlamlı törende herkesi saygıyla selamladığını'' ifade eden Erdoğan, ''18 Mart'ta, bugün bir kez daha tarihimizin en dokunaklı, en parlak sayfalarımızdan biri olarak yazılan Çanakkale Deniz Zaferi'nin hatırasını yad ediyoruz. O günleri tekrar hissetmeye, anlamaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Çanakkale Zaferi'nin, milletin en parlak zaferlerinden biri olarak tarihteki yerini aldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale'de destan yazan bütün kahramanlarımızın, bütün şehitlerimizin aziz hatırasını rahmet ve şükranla yad ediyorum. O savaş, Türk milletinin yokluklara, imkansızlıklara rağmen, yüksek bir ruh ve sarsılmaz bir inancın nelere kadir olduğunu göstermesi bakımından örnek bir mücadeledir. Sadece Türk milleti tarihi bakımından değil, bütün bir insanlık tarihi bakımından önemlidir. Çünkü Çanakkale'de, ağır silahlar hüsrana uğramıştır. Çünkü Çanakkale'de işgal ruhu hüsrana uğramıştır.
Burada, yürekler kazanmıştır. Vatan müdafaası kazanmıştır. İnanç galip gelmiştir. Vatan sevgisi, işgal arzusuna üstün gelmiştir Çanakkale'de... Çanakkale'de adeta sular yokuşa akıtılmıştır. Yanlış hesap Çanakkale'den dönmüştür. Çanakkale'de 1915'te bir kez daha görülmüştür ki yeryüzündeki hiçbir silah, vatan sevgisine, millet sevgisine karşı muzaffer olamayacaktır. Bu açıdan, Çanakkale Zaferi bütün milletler için, bütün insanlık için bir semboldür, ibrettir, örnektir. Bütün insanlar için umut tablosu olmuştur. Bir millet bir toprağı nasıl vatan kılar, nasıl vatan hürriyetine kavuşturur, işte Çanakkale ruhu bunu göstermiştir. İnanmış bir millet, vatanperver bir millet, vatan savunmasını nasıl yapar, işte Çanakkale ruhu tüm dünyaya bunu göstermiştir.''

-''MODERN DESTAN''-

Bu sebeple, Çanakkale Zaferi'nin, 20. yüzyılda yazılmış modern bir destan olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Tarihte eşine az rastlanır büyük bir kahramanlık destanıdır'' dedi.
Gelibolu cephesinde verilen benzersiz mücadelenin şüphesiz ki milletin küllerinden doğduğu İstiklal Savaşı ile büyük zaferin de müjdecisi ve ön sözü olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu vesileyle Çanakkale şehitlerimizle birlikte İstiklal Savaşı şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Hepsinin ruhu şad olsun.
O kahramanların her biri bugünkü birlik ve beraberliğimizin ne kadar sağlam temeller üzerinde yükseldiğini bütün dünyaya en gür sesle ilan ettiler. Bugün gerçekleşen bu anlamlı törenden yansıyan hakikat de budur.
Bizler her yıl burada, Çanakkale şehitlerimizi saygıyla anarken yas tutmuyoruz, aksine birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinliyoruz.
Bu güzel günde, aynı aşkla, aynı ruhla, aynı heyecanla ve coşkuyla bu topraklara bir kez daha bakıyoruz.
Çanakkale'de gördüğümüz hüzün değil, gurur tablosudur. Onun için bugün de tek nefes, tek ses, tek yürek halinde bir kez daha 'Çanakkale Geçilmez' diyoruz. Onun içindir ki ecdadımızın, uğruna can verdiği mukaddes topraklar üzerinde, ay yıldızlı bayrağımız ilelebet dalgalanacaktır.
Bizler, bugünkü nesiller olarak, bu vatanı ecdadımızdan miras aldık. Bizler bugünkü nesiller olarak bu vatanı yarınlarımıza kutsal bir emanet olarak aktaracağız.
Bu vatanın mirasçıları olarak bayrağımızı ilelebet dalgalandırmak boynumuzun borcudur.''
Başbakan Erdoğan, bugünkü nesiller olarak, bu vatanı gelecek nesillere kutsal bir emanet olarak aktaracaklarını vurgulayarak, ''Bu vatanın mirasçıları olarak bayrağımızı ilelebet dalgalandırmak bizim boynumuzun borcu. Bu vatanın emanetçileri olarak da hilalimizi, yıldızımızı, gelecek nesillere teslim etmek aynı şekilde bizim için kutsal bir ödevdir'' dedi.

-TÜRK MİLLETİNİN KARAKTERİ-

Çanakkale Zaferi'nin, çok önemli bir miras devrettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu savaş açıkça göstermiştir ki Türk milletinin karakteri özgürlüktür, istiklaldir, bağımsızlıktır, başka hiçbir millete boyun eğmemektir. Onun için hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir zorluk karşısında yılmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatırası ebediyen Türk milleti ile yaşayacaktır. Onların verdiği mücadele ruhu, bugünkü nesillerin yolunu aydınlatacak meşale olacaktır.
Nitekim aradan 94 yıl geçmiş olmasına rağmen ne mutlu ki bu topraklarda yaşayan her insanımızın gönlünde aynı istiklal ateşi bütün canlılığı ile yanıyor. Çanakkale Zaferi, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak bugün de milletimizin hissiyatını belirliyor.
Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetimizi temel ilke ve nitelikleri ile geleceğe, dünya milletleri arasında hak ettiği konuma taşımak için mücadele veriyoruz. Bir yandan yurt içinde atalarımız istiklal mücadelesini verdi, şimdi bizler de istiklal mücadelesinin yanında istikbal mücadelesini veriyoruz, kalkınma mücadelesini veriyoruz. Diğer yandan da dünya barışına katkı sağlamak için gerekli adımları atıyoruz. Zira Çanakkale Savaşı'nı diğerlerinden ayıran en önemli özellik, esas itibarıyla kahramanlığın yanında asaletin, insani değerlerin ön plana çıkmış olmasıdır. Birbirini tanımayan milletler, hazin bir şekilde bu cephede karşı karşıya gelmiştir. Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan binlerce genç, ilk defa bu cephede tanışmıştır.''

-MEHMETÇİK-

Mehmetçiğin, en ağır savaş şartlarında, karşısındaki düşmanın kendisi gibi bir aile evladı olduğunu unutmadığını, insan onuruna yakışır şekilde davrandığını anlatan Erdoğan, ''Savaşın içinden barış doğmuştur, kardeşlik doğmuştur, dostluklar inşa edilmiştir. Vatanını savunan vefakar, fedakar Türk milleti, NATO'da, BM Güvenlik Konseyinde, bölgesinde ve dünyada barışa ara buluculuk etmiştir'' diye konuştu.
''Yurtta sulh, cihanda sulh'' şiarını samimiyetle benimsemiş bir milletin fertleri olarak, her zeminde, dünyanın barışa ve kardeşliğe duyduğu ihtiyacı büyük bir sesle seslendirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şanlı tarihimizden aldığımız ilham ile ülkelerin bağımsızlıklarına, insanların hürriyetlerine, milletlerin onurlarına saygı göstermenin gereğini ısrarla vurguluyoruz. Türkiye'nin bu değerlere sahip çıkmaktaki ısrarını dile getiriyoruz. Bugün burada insanlık değerlerini savaş meydanlarında bile terk etmeyen bu aziz kahramanların huzurunda dostluk ellerimizi bir kez daha birleştiriyoruz. Ne mutlu ki milyonlarca vatandaşımız, gencimiz her yıl buraya gelerek, Çanakkale ruhuna sahip çıkıyor.
Şu kesin olarak bilinmelidir: Türkiye, dünya meselelerine şartlar ne olursa olsun, daima barışçı yaklaşmakta ısrarlı olacak ancak vatanımızın ve milletimizin yüce varlığına el uzatmaya yeltenenlere vereceğimiz cevap, bundan 94 yıl önce bu topraklarda verdiğimiz cevaptan asla farklı olmayacaktır.

Bugün bu millete karşı sorumluluğumuz, ne olursa olsun hepimiz aynı aydınlık geleceğin imarı için canımızı dişimize takarak çalışma azmindeyiz.
Ekonomide, dışişlerinde, adaletin ve güvenliğimizin tesisinde, üretimde ve teknolojide, eğitim ve sağlıkta, sporda her birimiz farklı alanlarda olsa da bu milletin geleceğini aydınlık kılmak için çalışıyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye Cumhuriyeti, 100. kuruluş yılını dünyanın en parlak 10 yıldızından biri olarak kutlayacaktır. Bu ideali mutlaka gerçeğe dönüştüreceğiz.
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart şehitler gününde başta Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum ve şükran ile yad ediyorum.''

DIŞİŞLERİ BAKANI BABACAN: BARIŞI HAKİM KILMA ARAYIŞI CESARET İSTEYEN BİR İŞTİR. BİZ HER BİR ÜLKEYİ VE TÜM ULUSLARARASICAMİAYI BU CESARETİ VE AKLI SAHİPLENMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Yurt dışında görev yaptıkları sırada uğradıkları saldırılar sonucu hayatlarını kaybeden Dışişleri şehitleri, Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki Dışişleri Şehitliği'nde düzenlenen törenle anıldı.
18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla düzenlenen törende saygı duruşunun ardından konuşan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bir 18 Mart daha aziz şehitleri anmak için bir arada olunduğunu belirterek, "Onları anmak her boyutuyla Türkiye'yi kavramaktır. Bu böyle olduğu içindir ki, onları anma günü milletimizin gücünü, inancını, iradesini en kuvvetli şekilde hatırlatan Çanakkale zaferimizle aynı gün olarak, 18 Mart olarak belirlenmiştir. Tüm şehitlerimizin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğiliyoruz" diye konuştu.

Babacan, Dışişleri Bakanlığının da Türkiye'ye şerefle hizmet veren birçok değerli mensubunu şehit verdiğini kaydederek, çok sayıda diplomatın, kamu görevlisinin, diplomatların eşlerinin ve çocuklarının şiddetin en ahlaksızcasını benimsemiş örgütlerin hain saldırılarına hedef olduklarını, şehit düştüklerini söyledi.
Sadece Türk oldukları için ve Türk milletini temsil ettikleri için öldürülen Dışişleri Bakanlığı mensuplarının en yüksek onur mertebesi olan şehitlik makamına yükseldiklerini ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak onları kaybetmek, bu denli menfur koşullarda yitirmek, bizlere acı vermiştir. Acımız yüreğimizde yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Bu çok kıymetli insanlarımızın aziz hatırasını, gelecek nesillerimiz de aynı hislerle taşıyacaktır.
Türkiye uluslararası kurallara ve iyi komşuluk ilişkilerine her zaman saygılıdır. Bulunduğu coğrafya nedeniyle geniş bir bölgenin barış, istikrar ve refahına katkıda bulunmaktadır. Bölgemizde ve dünyada barışın kalıcı kılınmasına yönelik çabalarımızı sürdürme kararlılığımızı burada, huzurunuzda yineliyorum."

Bakan Babacan, Türk milletinin barışa olan inancında ve bu yolda gösterdiği çabalarda samimi olduğunu vurgulayarak, "Ancak barış yolunda gösterdiğimiz çabaların da karşılıksız kalmaması gerekir. Biz, ebedi düşmanlık anlayışının sadece acılara sebep olduğunu, insani değerlere en uygun yaklaşımın ebedi barış arayışı olduğunu en iyi bilen milletiz" dedi.
Barışı hakim kılma arayışının cesaret isteyen bir iş olduğunu kaydeden Babacan, her ülkeyi ve tüm uluslararası camiayı bu cesareti ve aklı sahiplenmeye çağırdıklarını bildirdi. Babacan, şu sözlerle konuşmasını tamamladı:

"Ülkemiz için canını feda eden şehitlerimize, minnet duygularımızı kelimelerle ifade edebilmemiz mümkün değildir. Bu acı günde, şehitlerimizin aziz hatıraları önünde, bir kez daha saygıyla eğiliyor ve geride bıraktıkları saygıdeğer ailelerin acılarını paylaştığımızı da tekrar belirtmek istiyorum. Ruhları şad olsun."

Bakan Babacan'ın konuşmasının ardından şehitliğe, sırasıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın ve Dışişleri Bakanlığının çelenkleri konuldu.
Törene şehit ailelerinin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve çok sayıda bakanlık yetkilisi katıldı.



AA

 


Konu Ak_Kelebek tarafından (03-18-2009 Saat 20:54 ) değiştirilmiştir..
Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder