=)
Ahh klavye ah. Sen nelerede kadirsin böyle!
Siyasetten bî'haber ler bile siyasal profösör kesilir olmuş! Daha ne?
Fakıbaba ile bahsi geçen adayın karşılaştırılmasına bir türlü anlam veremedim! Muhaliflerin siyasi görüşüne atıfta bulunulup belaltı vurmak sureti ile kazanılmaya çalışılan bir puan hamlesi olduğu nasılda belli!
Buradaki kişi DP'den aday olmuş, onların desteklerini alıp onları yüzüstü bırakmış! AKP saflarında kazanmamış, bilakis AKP'nin o bölgede mağlup olmasını sağlamış! Partimize mağlubiyet tattırmış! İki gün önce sorsalardı o kişiden kötüsü olmazdı. Şimdi bir melek oldu bizler için! =)
Fakıbaba olayına gelince. O hiçbir topluluğu mağdur etmemiş! Halk onu bir parti için değil, yaptığı hizmetleri ve kişiliği için seçmiş! Ki kendisi seçimlerden önce (yanılmıyorsam) 17 ocakta SP'den aday olmuş, hatta SP'nin desteğiylr bir miting bile düzenlemişti! Ancak AKP'nin itirazı sonucu bağımsız girmek zorunda kalmıştır! Daha önce bir mesajımda da belirtmiştim. SP Fakıbaba'ya destek için oradan aday çıkarmamış bilakis onun kazanması için çalışmıştır! İnkar edebilecek bir babayiğit varmıdır?! Varsa çıksın hele bir meydane!
Burada Fakıbaba'ya bir destek varsa bu Saadet Partisinin ve SP'li olmayan halkın onun kişiliğine verdiği destektir!
Dolayısıyla Fakıbaba'nın yaptığı seçmenin iradesine saygısızlık olarak asla nitelendirilemez! Bağımsız seçilen her aday her partiye geçmekte özgürdür! Ki bu adayda öyle böyle bir bağımsız değil, seçimlerden 2 ay önce safını belli eden, bir parti desteğinde miting düzenleyen, yönünü alenen gösteren ve rakip parti yüzünden kanuni bir hükümden dolayı bağımsız olarak girmek zorunda olan bir aday!
Fakat burada durum çok daha farklı! Adam tüm bir camianın desteğini alıyor ve sonrasında o camiayı yüzüstü bırakıp kendisini aday göstermeyen partiye geçiyor! Bunun o camia için nankörlükten başka tabiri varmıdır? Bizim için iyidir tabiki. Birde onlar açısından bakın?
Seçildikten 1-2 yıl sonra geçse yine amenna! Kutuplar uyuşmadı ayrıldı denir! Ama daha 6.günde geçmesi nankörlükten beri değildir!
Madem bir sebepten ötürü partimizden aday gösterilmeye layık bulunmadı, neden başkan seçildikten sonra partimize kabul edildi? Hem onu parti standartlarında kabul etmiyoruz, hemde kafasına yıldızı takınca baş tacı ediyoruz!
E yuh!
Başbakanın Fakıbaba'yı neden istemediğini ise beşikteki bebeler öğrendi, bizim klavye siyasetçilerimiz öğrenemedi hamdolsun!
En büyük özelliğimiz araştırmadan, bilmeden sonuca ulaşmak! Çok şükürki üzerimize yok!
Haydi bu olaya birde şu açıdan bakalım.
Demokrat Partili xxxx isimli bir aday olsun. Geçen dönem DP'den aday olmuş, kazanmış ve başkanlığını iyi veya kötü tamamlamış. Ama bu sene DP bu şahsı aday göstermemiş. O da gelmiş AKP nin kapısına. Aday olmuş ve kazanmış!
Ama kazandığının 6.günü seçimi kazandığı safı, partiyi (AKP) yüzüstü bırakıp eski partisine (DP) dönmüş!
Şimdi sorarım burada atıp tutan siyaset dâhilerine!:
Tepkiniz aynen şuan gösterdiğiniz gibimi olurdu? Yoksa kendinizi kullanılmışmı hissederdiniz?
Bu kişi için ne tür cümleler sarfederdiniz? El-cevap bekliyorum hepinizden!
|