"Ve
"yürümek" istiyorsun sadece;Belki de kimselerin görmediği, ama işte
önünde uzayıp giden kendi yolunda!..Yani bu karanlık içinde düştüğüm
kuyularda, bir de şu ay yansıtmasa güneşin ışığını...Yani bilmesem ki
güneş yok değil!..Yani, yapmam gerekenin; sabretmek ve karanlıkla
savaşmak olduğunu bilmesem........Yani böyle imânım gibi; "Vallahi bu
karanlık bitici" bilmesem...Ve olmasa sabredene öbür taraf
aydınlık değil her günü "yarına yolcu ederken" ardından mendil
sallamak daha ilk akşam batmaz mıydım yere, güneşle birlikte?.."
Bilmenin çukurlarına düşüyorum şimdi.. Bildiğimi zannettiğim "bilgi kırıntılarının" ayağıma takılmasıyla tökezliyorum.. Önümde bir yol uzanıyor.. Ardında bahar olduğunu bilmek istediğim. Ama hala alışamadığım bir yol..
Uzaktan baharın kokusunu duyuyorum. Kuşların sesini..Ama ellerim uzanmıyor çiçekleri toplamaya.. Biliyorum ama karanlıktayım hala.. Bildiğimin ne olduğunu mu bilmiyorum yoksa.. Önümde bir yol.. Sonu bahar diye umduğum.. Ama henüz yol karanlık.. Yürüyorum.. Bilmeden..
Bunca karmaşadan sonra susmak da bir işe yaramaz ki....
|