yalçın abi doğduğunda çok küçüktü (750 gr) ve olması gerektiği gibi onu leylekler getirmemişti.
galatasaraylı ultraslan bir ailenin en küçük oğluydu…
hiperaktif bir çocuk olduğu ve futbola düşkünlüğü o zamanlardan belliydi...
o yaşta bile evde kırmadık bişey bırakmayan gölgeyi tutmak mümkün değildi. Her zaman engelleri aşmanın bir yolunu mutlaka bulurdu...
karizmatik ve sportif kişiliğiyle bütün kız çocuklarının ilgisini çekmeyi başarmıştı. O küçük yaşına rağmen ayarladığı kızları kumda oynamak veya lego oynamak yerine galatasarayın maçlarına götürür ve bundan büyük keyif alırdı...
her fırsatını bulduğunda topunu da alır kız arkadaşının yanına giderdi. Ona yeni öğrendiği hareketleri gösterirdi.
kızlar artık onunla tanışabilmek için futbola merak sarmışlardı. Mahallede fotbol rüzgarları esiyordu.

[/center]