MATURİDİLİK
Bu mezheb Ebu Mansur el Maturidiye meşhur olan Muhammed b. Muhammet b. Mahmut tarafından kurulmuştur. Semerkantlıdır, Maturidinin memleketi fıkıh ve usuli fıkıh dallarında tartışma ve münazaraların çokça yapıldığı bir yerdi. Maturidinin hanefi fıkhını ve ilmi kelamı Yahya el Belhi’den okuduğu kesinlikle sabittir. Bu dönemde mutezililerle fıkıh ve hadis alimlerinin fikri savaşları şiddetlenince tartışmalar ilmi kelam sahasına kaydı. İşte Maturidi akli düşüncelerle elde edilen neticeler sayesinde yarışların kazanıldığı böyle bir ortamda yaşadı. Maturidi hanefi mezhebindendi, görüşleri ona dayanıyordu.
a) Metod: Maturidi ile Eşari aynı dönemde yaşamışlardı. Her ne kadar aralarında ittifak ettikleri konuları varsa da ihtilaf ettikleri konular da vardır. Eşariler daha çok nakli delillere dayanırken, Maturidiler akli delillere daha çok dayanmışlardır. Eşariler, şeran bir delil olmadıkça eşyanın akıl ile idrak edilebilecek bir iyiliği bulunduğunu kabul etmezler. Maturidiler ise akıl ile idrak edilebilecek kendiliğinden bir iyiliğe sahip olduğunu kabul ederler. Maturidinin metodunda israfa kaçmaksızın ve tökezlemeksizin aklın büyük bir otoritesi bulunmakta Eşariler ile Mutezililer arasında bir yol izlediğini görürüz. Maturidi şeri delillerin irşadıyla akla dayanır.
Maturidi, ALLAH’ı bilmenin gerekli olduğunu idrak etmenin aklen mümkün olduğu görüşündedir. Fakat, kulların mükellef olduğu hükümleri bilemeyeceğini ifade eder. Maturidi varlıkların kendiliklerinden kötü olabileceklerini ve insan aklının birtakım varlıkların iyi veya kötülüklerini bilebilecek güçte olduğunu söyler.
Kulun yaptığı işlerde katkısı sadece (kesb) kazanmaktır. Kul bu hususta serbesttir. Kul sevaba ve cezaya bu kazanma vasıtası ile layık olur.
|