İlker Başbuğ önceki konuşmasında olduğu gibi bu sefer de olumlu bir görüntü verdi. Ancak detaylara geçtiğimizde bazı sözlerinin pek bir manasının olmadığı ortada. Yurdun dört bir yanında çıkan silah ve mühimmatın TSK ile hiçbir ilgisinin olmadığını söylemesi maalesef koca bir yalan.. Ve bunu hepimizin gözün önünde söyleyebildi. Yine, Ergenekon rahatsızlarının GATA'ya sevki konusundaki sütliman sözleri ile gerçekler tamamen zıt kutuplara doğru bir yörüngede.. Ergenekon Soruşturmasına dair, Genelkurmay Başkanlığı'nda hiçbir bilgi ve belge olmadığını vurgulaması yine abes bir söylem oldu. Başbuğ birçok konuda ya kıvırdı ya da yalan konuştu Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı'nın milletine karşı böyle konuşması çok acı ama aynı zamanda bir vakıa..
Bu toplantıda Başbuğ'u bir an padişah falan zannettim.. Bu da hiç hoş bir izlenim olmadı. Tehlikeli bir algı idi.. İlker Başbuğ'u tanımış olduk. Kendi zaviyemden baktığımda fena bir Genelkurmay Başkanı değil diyorum (TSK yapısına nispeten).. Ama bu kadar açıklama ve konuşma yeterli. Milli İrade yönetimine dayalı demokratik bir ülkede Genelkurmay Başkanı'nın bu kadar konuşması bile çok fazla olmasına rağmen Türkiye'nin kendine özgü yapısı maaalesef bu durumu normal karşılayabiliyor. Bu kadar yeter, burada durulması gerekir. Başbuğ'un artık konuşmaması gerekiyor.
Emniyet İstihbarat Dairesi eski başkanı Bülent Orakoğlu'nun çok önemli sözleri var. Orakoğlu, İtalya'daki Gladyo operasyonunda İtalya Jandarması tüm arşivini savcıya açtı diyor. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, bizde bilgi ve belge yok diyeceğine arşivi Savcılara açmalı ve soruşturmanın selameti güçlendirilmeli.
|