Herkese yalan söylediler
Taraf/YILDIRAY OĞUR-YASEMİN ÇONGAR - Istanbul - 27.08.2009
Tim komutanının verdiği ceza nedeniyle şehit düşen askerlerin ailesine ‘O habere inanmayın’ dendi. “Olay kaza” diyen vali yanıltıldı, Bakan Gönül’ün de bilgisi yok. Elazığ’da nöbette uyuduğu için Teğmen Mehmet Tümer’in, Er İbrahim Öztürk’ün eline verdiği pimi çekilmiş bombanın patlamasıyla ölen dört askerin ailesi dün günboyu açıklama bekledi. “Oğlunuz operasyonda şehit düştü” denen ailelere bu kez de “Haberlere inanmayın” diye yalan söylendi. Olay günü “kaza” açıklamasını yapan Elazığ Valisi Erol da, Kolordu Komutanlığı’nın kendisine bu yönde bilgi verdiğini söyledi. Savunma Bakanı Gönül ise “Bana bu konuda bilgi verilmedi. Meclis’te sorulursa cevap gelir” dedi. O soru, bugün Meclis’te sorulacak
Elazığ’da dört askerin şehit olmasıyla sonuçlanan patlamanın kazayla değil, komutanlardan birinin askere verdiği ceza nedeniyle meydana geldiğinin ortaya çıkması aileleri kahretti. Dün günboyu Genelkurmay’dan açıklama bekleyen şehit aileler, bilgi almak için askerlik şubelerine gitti.
Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde Koçyiğitler Taburu’nda 17 Ağustos 2009’da Er İbrahim Öztürk’ün üzerindeki bombanın kazayla patlaması sonucu Öztürk’le birlikte İbrahim Yaman, Osman Altın ve Mesut Bulut adlı askerlerin şehit olduğu açıklanmıştı.
Ancak Taraf’ın ulaştığı ifade tutanakları, olayın kazayla değil, askerini cezalandırmak isteyen bir komutanın emri nedeniyle gerçekleştiğini ortaya koydu. Teğmen Mehmet Tümer, nöbette uyuyakalan Er İbrahim Öztürk’e ceza olarak verdiği pimi çekilmiş bomba bir süre sonra patladı. Öztürk’le birlikte üç er şehit oldu.
Askerlik şubesine gittiler
Taraf’ın gerçekleri ortaya çıkarmasıyla birlikte şehit erlerden İbrahim Öztürk’ün ailesi dün Tarsus Askerlik Şubesi’ne gitti. Baba Hacı Öztürk, askerlik şubesinde tam iki saat kaldı. Acılı babaya tatmin edici cevap veremeyen Tarsus Askerlik Şubesi yetkilileri, gazetemizi yalanlamakla yetindiler. Olayın ardından kendisiyle görüştüğümüz Hacı Öztürk, konuşamayacak durumda olduğunu belirterek, “Ben oğlumun acısıyla yaşarken bir de olayın bu şekilde olduğunu duydum. Bu olay beni daha da yıktı. Komutanlar bana gazetenin haberine inanma dedi. Ben oğlumun akıbetinin ne olduğunu öğrenmek istiyorum” dedi.
Bize ‘kaza değil’ dediler
Afyon Karahisar’da toprağa verilen Ali Osman Altın’ın ağabeyi Mehmet Altın ise kendilerine, kardeşinin iç güvenlik operasyonları sırasındaki patlama sonucu şehit düştüğünü söylendiğini anlattı. Gazetedeki habere inanmak istemediğini söyleyen Altın, “Mevzide bomba patlaması sonucu kardeşimin şehit olduğu söylendi. Bize söylenen başka birşey yok” dedi.
Samsun’da toprağa verilen şehit Er İbrahim Yaman’ın babası Adam Yaman’a da sadece mevzide patlama olduğu söylenmiş. Yaman, belgelerin ortaya çıkması halinde olaya inanabileceğini kaydetti. Gaziantepli şehit Er Mesut Bulut’un amcası Bedir Bulut, “Olayda bir ihmal ya da suçlu varsa bunların cezalandırılmasını bekliyoruz” dedi.
Valiyi bile kandırmışlar
Patlamanın meydana geldiği gün kamuoyuna “olayın kaza olduğunu” açıklayan Elazığ Valisi Muammer Erol ise taburda yaşananları kendisinin bilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Vali Erol, Taraf’a şu açıklamayı yaptı: “Bana o gün Elazığ Kolordu Komutanlığı’ndan olayın kaza olduğu söylendi. Ben de bu bilgiye dayanarak açıklama yaptım.”
O teğmen tutuklandı
Nöbette uyuyan askeri cezalandırmak için el bombasının pimini çekip askerinin eline veren Teğmen Mehmet Tümer hakkında “Taksirle birden çok insan öldürmeye sebebiyet vermek” suçundan soruşturma açıldı. Tümer, Taraf’ın dünkü haberinden sonra tutuklandı.
Öldüren emir Meclis’e taşınıyor
DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Elazığ’da dört askerin ölümüyle sonuçlanan patlamayı Meclis’e taşıyor. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi hazırlayan Halis, konuyu bugün Meclis gündemine getirecek.
Konuyla ilgili gelişmeleri yakından izlediğini söyleyen Milletvekili Halis soru önergesinde sadece Elazığ’daki patlamayla değil, son 20 yılda buna benzer olaylarla ilgili de bilgi istedi. Halis, “Bu tür olaylar sık sık yaşanıyor. Konunun araştırılması için bugün soru önergesi vereceğim” dedi.
‘Patlayan mayın bizim mi’ soruşturması
27 Mayıs 2009. Saat. 23.30. Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında patlayan mayınla altı asker şehit oldu.
Türkiye ertesi sabah bu haberle sarsılırken, saldırı ertesi gün Ankara’da yapılması planlanan kritik bir görüşmenin de iptal edilmesine neden oldu. Başbakan Erdoğan “elini sıkmam” dediği DTP lideri Ahmet Türk’e 29 mayıs günü randevu vermişti. O randevunun iptal edilmesinin nedeninin Çukurca’daki mayın patlaması olduğunu bir süre önce bir televizyona verdiği röportajda bizzat Başbakan açıklamış “Randevu vermek için sakinleşsin diye bekledik. Tekrar bir mayın olayı ve 6 şehit. Tam bir adım atmaya karar veriyorsunuz, bombalar patlıyor” demişti. Olayla ilgili askerî kaynaklardan patlamanın PKK’lıların yol döşediği mayının uzaktan patlatılması sonucu gerçekleştiğini açıklamış hatta Genelkurmay Başkanlığı saldırı sonrasında hava kuvvetlerine bağlı uçakların Avaşin-Basyan bölgesindeki PKK kamplarını vurduğunu duyurmuştu.
Patlama ile ilgili birkaç ay sonra internete şok ses kayıtları düştü. Hakkâri Tümen Komutanı Tümgeneral G.K. ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z.E. arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarında Z.E. 6 askerin şehit olduğu mayınlarla ilgili Hakkâri Tümen Komutanı’nı bilgilendirirken “Bu mayınlar büyük bir olasılıkla bizim” diyordu. Konuşmalarla ilgili askerî çevrelerden bugüne kadar bir yalanlama gelmedi.
İşte internete düşen bu konuşma, patlamada hayatını kaybeden piyade erlerden Deniz Demirci’nin Ankara’da yaşayan ailesini harekete geçirdi. Şehit Demirci’nin babası Halil Demirci ve annesi Raziye Demirci çocuklarının ölüm nedeninin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu ile ilgili Taraf’a konuşan anne Raziye Demirci “İlk günden beri bize oğlumun ölümüyle ilgili çelişkili bilgiler verdiler. Aracın içindeydi, dışındaydı, önündeydi, arkasındaydı diye farklı şeyler söylediler. Komutanların konuşmalarını öğrenince ertesi gün dilekçe yazıp Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk” dedi. Avukatları olmadığını söyleyen aile, şimdi Hakkari Başsavcılığı’ndaki soruşturmanın sonuçlandırılmasını bekliyor.
İşte internete düşen ‘mayınlar bizimdi’ konuşmaları
Z.E: Komutanım uzaktan komutalı değil. Maalesef
G. K: Değil mi?
Z. E: Değil komutanım. Uzaktan komutalı değil. Biliyorsunuz bunları korumak için ben burada sıkıntılı oldukları için kendim risk alarak geldim. Bizzat kendim yerleştirdim.
Z. E: Komutanım benim niyet maksadımı biliyorsunuz. Ben bu çocukları koruyayım diye onları döşedim. Ama onlar demek ki bu hassasiyeti o kadar yırtınmama rağmen göstermemişler. Komutanımızla da bir paylaşırsanız komutanım ben sabahleyin sıkıntıda kalabilirim. Yani olduğu gibi paylaşmak durumunda kalabilirim. Komutanım sizi böyle sıkıntıya soktuğum için kahroluyorum.
G. K: Hiç önemli değil. Kahrolacak bir şey yok. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Bu mücadelenin içerisinde birileri ufak tefek hata yapacaktır. Bunun bedeli belki ağır olacaktır.
Bakan Gönül: TSK bana rapor vermedi
On gün önce Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde dört asker şehit düştü. Piyade Başçavuş İbrahim Yaman, erler İbrahim Öztürk, Ali Osman Altın ve Mesut Bulut terhis olmalarına birkaç ay kala, memleketlerine birer tahta kutu içinde geri döndüler. Dört gencin hayatına son veren olayı, Mehmet Baransu önceki gün Taraf’ın manşetinde yer alan “Pimini çekip bombayı verdi” başlıklı haberinde ayrıntılarıyla yazdı.
Her şey, Er İbrahim Öztürk nöbette uyuyakalınca başlamıştı.
Öztürk’ün komutanı Teğmen Mehmet Tümer, bu duruma kızmış ve ceza olarak eline pimini çektiği bir el bombasını verip emretmişti: “Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın.”
Öztürk, “yapmayın, etmeyin” dese de dinletememiş, birkaç saat sonra terli ellerinden kayıp patlayan bomba, kendisiyle birlikte mevzideki üç arkadaşının da canını almıştı.
Taraf’ın haberi olmasaydı, “kaza” diye, “eğitim zayiatı” diye unutturulmaya mahkum görünen bu korkunç olayı Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e sorduk:
Elazığ’daki olayı biliyor muydunuz?
Bana resmen rapor gelmedi. Gazete havadisini okudukça öğrendim. Ayrıntısını bilmiyordum.
Bu konudaki soruşturmanın akıbeti nedir?
Soruşturmada Genelkurmay yetkilidir.
Size bilgi verilmedi mi?
Resmî bir bilgi yok ama Meclis’te bu konu sorulursa, o zaman bir cevap verilir.
Konunun siyasi düzeydeki üst düzey muhatabı olduğunuza göre, rapor gelmesi gerekmez mi?
Genelkurmay yetkili olduğu için aramızda bir işbölümü var. Ama Meclis’te bu konunun sorulması durumunda, resmî cevabın benim kanalımdan gitmesi gerekir.
Basının sorması yeterli olmuyor, ancak soru önergesi olursa mı resmî rapor size ulaşıyor?
Evet.
İçlerinden biri pimi çekilmiş bir bombayı tutmaya zorlandığı için oğulları ölen dört şehit ailesine ne diyeceksiniz?
Şehitlerden dolayı fevkalade üzüldüm. Tek bir askerin burnunun kanaması bile beni üzer. Ama tabii bu olayın oluş şeklini tam olarak bilmeden, resmî bir bilgi yokken birşey söyleyemem.
|