Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-31-2009, 05:10   #4
Kullanıcı Adı
FatihinNesli
Standart
Devam ediyor...


Sabahattin Önkibar:

"Üç saati aşan muhtevalı ekonomi sohbetinde... yorumumuz şudur: Sağduyulu düşünme yeteneği olan hiç kimse, Başbakanın bu söylediklerine ve ortaya koyduğu hedeflere dudak bükemez. Bükenle-re vereceğimiz cevap, başlangıçta bedelsiz ithalata gülenlere ve di*ğer kaynaklarla alay edenlere karşı gerçekleşen kaynak olayıdır.

Refah'ı ve onun DYP ile sentezi olan REFAHYOL'u ciddiye alma*yanlar, bırakınız onu bunu, var olan verilere baksınlar. İşte borsa ortada, işte döviz ve ödemeler dengesi, işte düşmeye başlayan faizler ve enflas*yon, işte start almaya başlayan üretim, işte oluşmaya başlayan üretim, iş*te oluşmaya başlayan güven tablosu, işte istikrar.
'Ayinesi işse kişinin', REFAHYOL, doğru yoldadır ve yıllar yılı özle*nen istikrarı tesis sürecindedir.

Erbakanı ciddiye almayanlar onu birkaç saat dinlemelidirler. Söyledikleri asla yabana atılacak türden şeyler değil.

Biz, REFAHYOL'un, bazılarının iddiasının aksine, kalıcı ve de başa*rılı olacağını düşünüyoruz. "(25.01.1997 Türkiye)


engel olabilmek için elinden geleni yapan ve 28 Şubat'tan sonra, REFAHYOL Hü*kümetinin işbaşından uzaklaştırılması için kalemini en acımasız biçimde kullanan Sabah Gazetesinin REFAHYOL aleyhtarı yazarlarından Fatih Çekirge'ye gelince şunları yazıyordu:

"Refahyol Hükümeti kurulduğundan bu yana, Erbakan, ilk kez çok geniş bir ekonomik durum sohbeti yapıyor. Erbakan sohbette din*leyenleri de şaşırtan iki ilginç gelişmeyi açıklıyor: "ABD-Türkmenis-tan-İran dogalgaz projesine ortak olmak istiyor... Ayrıca D-8 lere ka*tılmayı düşünüyor. Doğrusu bu sözler masada bulunanları şok ediyor. Erbakan daha sonra 2000 yılına kadar olan ""Yeniden Büyük Türki*ye"" projelerini tek tek açıklıyor.... Büyük paralardan büyük ihaleler*den söz ediyor.

Görünen o ki, Türkiye'nin büyük işadamları Hocaya inanmaya başlamışlar, kimisi baş parmağıyla Refah işareti yapıyor, kimisi elini öpüyor; Hoca da, bu güçle bütün hayallerini ortaya koyuyor." (25.01.1997 Sabah)

Sabah gazetesinde yazmasına rağmen, zaman zaman REFAHYOL Hükü*metine ve Refah Partisine yapılan haksızlıklar karşısında kalemini tutamayan köşe yazarlarımız da vardı. İşte bunlardan birisi Mehmet Barlas'tı

Mehmet Barlas, 25.01.1997 tarihli köşe yazısında şöyle diyordu:

"Fena havadis! Ekonomide işler iyiye gidiyor. Kamu borçlan*masında vadeler uzuyor, faizler düşüyor. Özelleştirmelere tam gaz başlandı. Belli ki bu çizgi böyle devam ederse, bütçe açıkları da, enf*lasyon rakamları da inmeye başlayacak. Daha da kötü havadisler var. Refah-DYP Koalisyonu kamu çalışanlarının maaşlarını da arttırıyor...
Bu durumda, bu koalisyon Hükümetinin iş başında kaldığı her ekstra gün, Türkiye'nin siyasi istikrarını daha fazla yaralamaya devam ede*cektir. Çünkü Türk kamuoyu, herhangi bir konuda işlerin iyiye gitme*sine ve Hükümetlerin icraat yapmasına alışkın değildir...

Erbakan ve Çiller'in birbirlerine karşı saygılı ve özenli dav*ranmaları Türk demokrasisinin tüm geleneklerini zedeler niteliktedir. Ayrıca Erbakan'ın iktidar olunca, muhalefetteyken söylediklerini unutması da ayıptır. Erbakan'dan beklenilen, hem ortağıyla, hem de bütün dünyayla kavga etmesidir... Allah saklasın, ya bu çizgi böyle devam eder ve her alanda işler iyiye gitmeye başlarsa, Türk demok*rasisi ne duruma düşer. Yeniden otoyollar, köprüler, havalimanları, enerji santralleri yapılmaya başlarsa. Ülkenin alt yapısı, ihtiyaçların doğrultusunda yeniden inşa edilirse ne yaparız?

Türk demokrasisi, Hükümetlerin, icraat yapmasına değil, ge*lişmeyi engellemesine göre yapılanmıştır... bütün bu gerçeklerin ışı*ğında mutlaka bir şeyler yapılmalı ve bu koalisyon artık sona erdiril-melıdir. Çeteler mi, tarikatler mi, neyse o bulunmalı ve artık bu sıkıcı ortam sona erdirilmelidir... örneğin "Taksime cami yapılsın mı, ya*pılmasın mı?" gibi hayati bir konu varken, ekonominin düzeltilmesi bir anlam taşır mı?.. İşte ANAP lideri Yılmaz, bu duruma dayanama*yıp, gribe yakalanan yurttaşlardan sadece bir tanesi.

Düşünün. Ya enflasyon düşerse? Ya, Güneydoğu'ya çözüm ü-retilirse? Ya, önümüzde bekleyen enerji darboğazı aşılırsa? Ya, yeni*den alt-yapı yatırımlarına başlanırsa? Ya, Türkiye Avrupa Birliğine tam üye olursa?

Bu tehlikeleri bertaraf etmek için siyasi istikrarsızlık mutlaka yaratılmalıdır."


Doğan Heper:

"Erbakan'ın serinkanlı taktiği en belirgin meyvelerini ekono*mide verdi. Bugünlerde pek çok kişi Hocaya endeksli. Ekonominin o-lumlu sinyaller verdiğini açık seçik ilan ediyor." (25.01.1997 Milliyet)

Aydın Ayaydın:

"...Türkiye'de 1995 yılının ikinci yarısında, faiz oranları, yıllık yüzde 100'ler düzeyindeydi. Vadelerde genel bir iyileşme vardı. 1996 yılının ilk aylarında ise faizler, yüzde 200 oldu, vade 3 aya indi. Bu*günlerde ise... faizler yüzde 80'lere geriledi, vadeler bir yılı aştı. Bu kadar süre içinde ne oldu?.. Hükümet uzunca bir zamandır ilk kez Türkiye'de bir kaynak sorunu olduğunu açıkça ifade etmiştir... Eko*nomide makro sorunların çözüldüğünü söylemek için henüz çok er*ken olduğunu düşünüyorum. Enflasyonun, bugünkü düzeyi bu açıdan iyimser olmamızı engelliyor. Fakat beklentiler enflasyonun aşağıya doğru bir seyir içinde olacağını ortaya koyuyor.

Faizlerdeki düşüş ve vade yapısındaki iyileşme bunun en ö-nemli kanıtı... Siyasette istikrar sağlanmış görünüyor. Hükümet iç borçları bankalardan aldığı döviz borçlarıyla değiştirdi. Özelleştirme*de kamuoyuna inandırıcı mesajlar veriliyor ve gayret gösteriliyor. Hükümet enflasyonist bir çaba içinde değil. Harcamalar kısılmış du*rumda, gelir arttırıcıönlemler gündemde. Bu arada parasal genişle*meye dikkat edilmesi gerekiyor. Son gelişmelerin nedenini para basmaya bağlayanlar varsa yanıldıklarını mutlaka göreceklerdir. Para basılarak faizler düşmez, düşse düşse paranın değeri düşer." (25.01.1997 Milliyet)

M. Ali Birand:



Devam edecek...
FatihinNesli isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla