Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-14-2009, 03:45   #2
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart
Doğan’ın oyunu böyle bozuldu

Geçtiğimiz hafta Maliye’nin Doğan Grubu’na kestiği 3,7 milyar TL'lik ceza, gündemi meşgul etti.

Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri dikkatli ve titiz bir inceleme sonucunda Doğan Yayın Holding’in, üç hafta içerisinde hisseleri şirketten şirkete aktararak hem vergi kaçırdığını, hem de RTÜK'ü bay-pas ettiğini ortaya çıkardılar.

Grup önce kesilen cezanın haksız olduğunu ve medyaya sansür olduğunu ileri sürerek ortalığı ayağa kaldırdı. Olmadık yollara başvurdu ancak Vakit gazetesinde yayımlanan belgelere göre Doğan Grubu bir taraftan kendilerini kamuoyu nezdinde masum göstermeye çalışırken bir taraftan da Maliye’ye uzlaşma talebinde bulunduğu ortaya çıktı.

HİSSE SENETLERİ YERİNE GEÇİCİ İLMÜHABERLE HİSSE DEVRETMİŞLER

Gelirler Kontrolörleri tarafından yazılan raporlarda, öncelikle geçici ilmühaberlerin; henüz çıkarılmamış hisse senetlerini temsil edeceği ve sahibine tüm ortaklık ve alacak haklarını sağlayabileceği ancak vergi hukuku bakımından hisse senedinin yerini tutmasının mümkün olmadığı belirtilerek, “Kıyas yaparak geçici ilmühaberlerin hisse senedi gibi algılanmasının verginin kanunilik ilkesine aykırı olduğu bunun yanı sıra kıyasın benzeyenler arasında yapılabileceği belirtilmiştir” denilerek grubun usulsüzlüğü açıkça ortaya konuyor.

Ülkemizde bir medya grubu gazeteciliği kendi çıkarları üzerine bina ediyorsa, elinde bulundurduğu medya gücünü Petrol Ofisi için, İddia için, Millî Piyango için, dijital yayın için, altın hisseler için, Hilton arazisi için, rezidanslar için, İlksan için, imar işleri için kullanırsa işte ister istemez geçen hafta yaşanan gelişmeler de kaçınılmaz oluyor.


ÜÇ KALEMDE ÜÇ MİLYAR DOLAR KAZANMIŞTI


Hatırlayacak olursak söz konusu grup, baskılar sonucunda İş Bankası’nın elindeki Petrol Ofisi hisselerini yok pahasına 5 yıl vadeyle 560 milyon dolara satın alıp tekrar hisselerin yüzde 34'ünü 1.5 milyar dolara birkaç ay sonra Avusturyalı OMV'ye satmıştı. Yani üç ay içinde bu işten yaklaşık 1 milyar dolar kazanmıştı.

Yine aynı grup, İş Bankası’ndan aldığı krediyle yine İş Bankası’ndan 17 milyon dolara Dış Bank’ı satın alıp tekrar Dış Bank’ı Fortis’e 1 milyar Avro’ya satarak buradan da yaklaşık 1,5 milyon dolar kazanmıştı.

Aydın Doğan İş Bankası'nın parasıyla, İş Bankası'nın bankasını satın alıp ve o günün kurlarına göre 88 misliyle Fortis’e tekrar satmıştı.

Yine o yıllarda yaklaşık 1 milyar TL tutarında POAŞ’ın vergi cezasını affettirmişlerdi.

Özetin özeti grup o yıllar, vergi cezasını affettirme, banka alıp satma, altın hisse alıp satma işlerinde bugün maliyenin kestiği cezadan daha fazlasını haksız bir şekilde kazanmıştı.

Son çeyrek asırda medya alanında kartelleşen grup medya gücünü kullanarak sonuca ulaşmayı gelenek haline getirmişti.

SAĞDUYULU MEDYA OYUNU BOZDU

Ancak son dönemlerde başta Vakit gazetesi ve Habervaktim gibi sağduyulu medyanın artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını ortaya koyan çok önemli bir gazetecilik başarısı göstererek Ay-Docuların takipcisi olarak haksızlıkların hukuksuzlukların usulsüzlüklerin üzerine gitti.

Kağıt üç kağıtçılığının takipçisi oldu.

Hasan Şek adlı vatandaşa nasıl muvazalı satış gerçekleştirdiklerinin belgesini yayımladı. Aydın Doğan’ın kendi bankasından Maliye ve BDDK’ya bildirmeden gelir gider defterlerine işletmeden nasıl milyonlarca Avroluk avans çektiğinin belgesini de yayımladı.

Axel Springer’e hisse satışlarını 2006 yılında yapmasına rağmen 2007 yılında yaptım diye vergi kaçırmak isteyen Ay-Docuların foyalarını açığa çıkaran belgelerin yayımlanması üzerine savcılar harekete geçerek başta Aydın Doğan, Hürriyet Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve grubun 6 üst düzey yöneticisine 1 yıldan 3 yıla kadar evrakta sahtecilik davası açıldı.

Sonra 3.7 milyarlık vergi cezasının kesilmesine neden olan Ay-Docuları yakan belgeleri yine Vakit yayımladı. Nasıl aşama aşama hisse devri yapılarak hem vergi kaçakçılığı yapıldığını hem de RTÜK’ün baypas edildiğini ortaya çıkardı.

Can havliyle kendini savunmaya çalışan Ay-Docuların tutunduğu dalların asparagas ve yanlış dallar olduğunu da Vakit bir bir ortaya çıkardı.

Vakit ve Habervaktim, Alman parlamentosunda verilen soru önergesinin de, AB ilerleme raporunun da, AB temsilcilerinin yaptığı açıklamalarında, yabancı basında çıkan beyanatlarında zorlama ve ısıtma yöntemler olduğunu tüm detaylarıyla gözler önüne serdi.

Zira biz yayın hayatımıza başladığımız gün söz vermiştik Haksızın karşısında haklının yanında olacağız diye.

Onun için “basında güven” sloganının arkasına sığınan Milliyet’in duayeninin yabancı ülkede yayımlanan Türk gazetecinin yazılarını aşıran Hasan Pulur’un intihalini ilk Vakit ve Habervaktim duyurdu. Davanın takipçisi oldu. Hasan Pulur’un hızsızlık yaptığı hükmünü veren Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin kararını da Türkiye’de okuyucularımızla birlikte Hasan Pulur’da ilk bizden öğrendi.

ALIŞMIŞLAR BİR KERE


Bağımsız ve bağlantısız olan bizler Hak’tan ve halktan aldığımız gücü yine Hak namına halkımızın yararına kullanmaya kararlıyız ve ilklerin yayıncısı olmaya devam edeceğiz.

Bu noktada şunu da belirtmek isteriz ki bizler Ay-Docuların bu başlarına gelenlerden haz duyuyor değiliz. Aksine ülkemiz adına milletimiz adına üzüntü veren gelişmelerdir bu olup bitenler. Yazık aslında! Ülkemizde medyanın büyük bir çoğunluğunu elinde bulunduran bir grup daha çok kazanayım diye yaptığı usulsüzlük karşısında kendi ülkesinin maliyesini kendi ülkesinin hukukunu Avrupa’ya şikayet ediyor. Avrupa’dan medet umar noktalara geliyor. Yazık çok yazık!

Bilemeyiz iflah olacaklar mı?

Alışmışlar; yetim hakkı yemeye,

Genel yayın yönetmenlerine Bakan aratıp, ‘Ne oldu bizim iş’ dedirtmeye,

“Kaos”tan beslenerek hortumlamaya.

Umarız tüm bu olup bitenlerden ders çıkartırlarda daha fazla rezil etmezler bu milleti bu memleketi.

Daha güzel günlerde buluşmak ümidiyle…

HABERVAKTİM
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla