Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-14-2009, 18:53   #9
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart
Yenişafak- Gökhan Özcan-Vicdanların 12 Eylül Günü


"Son birkaç yıl içinde öyle çok kanıt gördük ki artık biliyoruz; bu ülkenin ahengini bozanlar hep, sonradan nizam vermeye gelenlerin arasından çıkıyor. Bu trajik gelgitin farkındayız artık. En aymazlarımız bile ayıldı, uyandı, görüyor bu acıklı gerçeği. Bu ülkenin binlerce genç insanının hayatlarını, umutlarını, heyecanlarını, ideallerini ve eyvah ki geleceklerini kaybettikleri bütün bu süreçler, artık aşikâr ki toplumsal bir çatışmadan, insanî bir anlaşmazlıktan, bur ruh ve kan uyuşmazlığından başlamıyor. İlk kıvılcım asla masum bir kibritten çakmıyor. Ve o kıvılcımdan tutuşan o kahredici ateş, yazık ki o yanılmış, o kanmış, o aldanmış masumlardan başkasını asla yakmıyor.
Kalbinde bu ülkeye karşı bir fenalık taşımayanların, kim olurlarsa olsunlar, geçmişte hangi yanlışa inanmış, hangi hataya düşmüş olurlarsa olsunlar bu “muhasebe”ye katılması şarttır. Tarih defalarca gösterdi ki bütün yanlış hesaplar; bu toplumun aşırı denebilecek sabrı, metaneti, ama doğruyu şaşırtıcı ölçüde isabetle bulan sinesine çarpıp dönüyor. Ama yıllar geçiyor, nesiller kırılıyor, umutlar sönüyor. Akılları başa almanın ve orada tutmanın yolunu artık bulmamız gerekiyor. Toplumsal takvimin bütün karanlık yapraklarında bu akıl duraklamasını yaşamaya devam edebilirsek; her sayfası aydınlık yepyeni bir gelecek takvimi kazandıracaktır bu muhasebe bize."


Ekram Dumanlı-Zaman-Felaketten Ders alınacaksa

"Türkiye'nin dengesini, siyasetin yüksek ateşi bozuyor. Mesele siyasî zemine kayar kaymaz meselenin zatî gerçekliği ikinci plana atılıyor ve kutuplaşmalar yaşanıyor. Ortada büyük bir felaket var; birilerinin umurunda olan tek şey siyasî rant elde etmek."

Alıntıladığım iki yazı konu olarak birbirinden farklı gibi.. Biri 29 yıl öncesinden bahsediyor, diğeri üç gün..

Biri 12 Eylül darbesinin, yaşanılanların, bıraktığı izlerin tekrar gözden geçirilmesini, tekrar gözden geçirilerek aynı oyunun piyonu haline gelinmemesini vurgularken; diğeri sel felaketinden kendi payımıza nemalanmak, rant ile siyasi çıkar elde etmek yerine ders çıkarmamız gerektiğinden dem vuruyor..

İnsan bazen yaşadığı anı, içindeki bulunduğu zamanı net olarak göremez, algılayamaz.. Dışarıdan kendini izlemesi lazım, kendiyle yüzleşmesi.. Toplumlarda öyle;İnsan çoğu zaman ortaya atılan tohumun "fitne tohumu" olduğunu farkedemeden galeyana geliyor ve sonuç: gözyaşı..

Gerçeği görmenin tek yolu var: Duygularla değil akıl ile feraset ile vicdan ile hareket etmek..

İki yazının ortak paydası: Muhasebe..

İnsanın kendini hesaba çekmesi.. Toplumun aynı gaflete tekrar düşmemesi.. Her muhasebe de sonuçlarıyla kıymetli.. Aldığımız derslerle..

12 Eylül darbesinden oyunların "piyonu" olmamak düşer payımıza.. Sel felaketinden "tedbirli olmak" bugünü, yarını düşünerek "ayakları yere sağlam basmak".. Ve illa ki muhasebe yapmak.. Başkasını suçlamak için değil, kendimize gelmek için..

Ayağımıza çukura basmadan, dereyi ev yutmadan adımımızı nereye attığımızı bilmek gerekmez mi?.
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla