Ooh be nihayet bitti, geride kalan 6 sayfayı inceledim, epeyi zaman aldı...
Forum Yöneticimiz
Kara Eşref yani Tarkan Beyle başladık,
Osmanlı marşlarında bile Türk ifadesi geçtiğini vurgulayarak "Yahu ecdadımız Türk Milleti, Türk soyu diyip övünürken, biz bugün bırakın "Ne mutlu Türküm" demeyi, Türk Milleti bile diyemiyoruz. Bunun bile tartışmasını yapıyoruz. Bu ne aymazlıktır?" diyor.
Hun Yabgu da Tarkan'la aynı paralel de "Ne mutlu Türk'üm diyene derken ,ne mutlu Türk doğana denilmediği ve bu ikisi arasındaki farkın çok iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum."
Depare bu noktada araya girerek isabetli bir soruı soruyor: Neden Osmanlı'da söylenen bu marşlar, nameler sorun yaratmamış 400 yıl hiç bir sorun yaşanmamış...?
Arkadaşlar şunu neden hiç düşünmüyoruz ve hiç sorgulamıyoruz Osmanlı cihad için yazdığı marşlarda Türk derken, Kürtler bundan rahatsız olmuşlar mıdır? Olmadıysalar neden?... Kürtler, Dünya'da tanınmmamış, bilinmiyor ve kabul görmüyorken diğer Osmanlı halkları gibi Türk varsayıldıklarında buından rahatsız olmuşlar mıydı? Olmadıysalar neden?...
Şunun için: O zaman bahsedilen Türklük bir etnik grubun adı değil Anadolulu Müslümanların hatta Osmanlı Müslümanlarının oluşturduğu milletin ismiydi böyle kabul ediliyordu, nitekim Bizans'ta öyle görüyordu. Tam bu noktada okuyalım
Star yazarı Mustafa Akyol'un durumu özetleyen paragrafı:
"Gelgelelim, Osmanlı’ya ve İslam’a ait olan herşeyden kopmak azmiyle yola çıkan sevgili Cumhuriyet’imiz, Türklüğün bu geniş çerçevesini epey daraltmış, yok Güneş Dil Teorisi, yok Türk Tarih Kongresi diye zorlayarak, kökeni Orta Asya’ya uzanan epey etnik temelli yeni bir “ Türklük” inşa etmiş durumda. Okullarda “Milli Tarih” diye bunu öğretiyoruz. Bu zihniyetin vardığı en son noktayı da, Mümtaz Soysal’ın “etnik mübadele” teklifinde açıkça görebiliyoruz. “Türklüğün” vaziyeti bu iken, bunun çatısı altına girmek pek çok Kürt için “asimilasyon”dan başka bir şey ifade etmiyor.Dolayısıyla, “Türklüğün” Kürtleri de gerçekten kucaklaması için biraz “açılması” gerekiyor. "
*****
Ve Tarkan'ın bir cümlesi "... bu ülkede yaşıyorsa Türklerin, dinine, diline, bayrağına, gelenek ve göreneklerine, milli değerlerine de sahip çıkmak zorundadır." Sağlam bir cümle değil, temelinde sorun var. Bu değerler bu ülkenin değerleri, bu ülkede yaşayan Türklerin değerleri değil.
Tarkan bu aşağıdaki sözleri samimi söylediğine inanmıyorum, gaf olarak niteliyorum:
"... Bizim yapacağımız şey, tarlada, bahçede çalışan, amacı sadece insan gibi yaşamak olan, bayrağımıza dilimze, vatanımıza sahip çıkan emektar doğu insanımızı Türk Kürt ayrımı olmaksızın kazanalım..." Kusura bakma ama bu cümle fecaat arz ediyor, koyun Kürtler başımızın üstünde, hak arayan Kürtler namlumuzun ucunda bu mudur?
Ayrıca o verdiğin adres hiç hoş bir yer değil. Irkçı bir sitenin 360 derece çarpıtma bilgi (!) çöplerini buraya taşımanın anlamı mı var. İstisnai olarak söylenmiş birkaç sözü, şiiri alıp genellemek tarihi sabote etmekten başka birşey değil. Söylemek istediğini anladım ama yine de sinir bozucu.
*****
xhidayet'in anlattığı hikaye Güneydoğru'daki asker psikolojisini çok net biçimde ortaya koydu, umarım bazıları bu hikaye ile Güneydoğu halkına devlet eliyle uygulanan zulüm hakkında ufak bir ipucu sahibi olmuştur.
anabisTR hikaye üzerine hemen reflekslerini devreye sokup 'anlatttığınız hikaye çok ama çok istisnai bir durum olması hasebiyle" vs vs. Adam dövmenin istisnası olmaz arkadaşım, böyle bir olayın da istisnası olmaz. Basbaya tipik rütbeli asker davranışıdır bu, askerliğini yapmış olanlar çok iyi bilir. Bu davranış biçiminin bir de Güneydoğu'da Kürtlere karşı uygulandığını düşünün...
*****
"Mümtazer Türköne hocamın güzel bir tesbiti var. 12 Eylül döneminde yapılan müdahaleler sonunda çare olarak son teröristi bulma faaliyetleri yerine son mağdurun peşine düşülseydi bugün dağlara cıkacak pkk yanlısı kimse olmayacaktı" Teşekkür ediyorum Yalçın abi keşke herkes pencereden baktığında kenarda köşedeki ufak tefek şeyleri gözleyeceğeine en büyük nesneye odaklanabilse..
eçiftçi'nin çok değerli ve üzerinde düşünülmesi gereken sözlerini alıyorum ve bir kez daha hatırlatıyorum: "Bugün dağda 5 bin PKK'lı terörist var. Genelkurmay'ın açıklamalarına göre de 40 bin Terörist öldürülmüş. Bu "savaş" mantığına göre 8 kere savaşı yenmiştik.8 kere bu mesele kapanmıştı, çözülmüştü. Sizin de dediğiniz gibi 5 bin de Türk ölmüş. Şehitlerin üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçin çünkü bu tablo sonrasında konuşmanız pek "akılcı" olmayacaktır, hoş siz "akılcılığı" da yalan olarak görüyorsunuz. Bu ülkede çok büyük bir gerçek var; terör. Ve bu insanlar bir hayal uğruna dağa çıkmıyorlar.
Öldürüyorsunuz onlar yine dağa çıkıyor, akıllı olan adam bundan sonuç çıkarır ki türklerin bu kadar geri zekalı olduğunu düşünmüyorum. Kürtler ölümü göze almalarına yol açacak bir hayat sürdükleri sürece savaş sadece "kan" dökülmesine sebebtir. Kürtlerin yaşamaya değer bir hayatı olması gerekiyor barış için. Barış neden bu kadar zor olsun ki? Bölgeden haberi olmayanlar böyle atıp tutturmaya çalışır ama tutmaz. Yine söylüyorum, defaatle söyleyeceğim; insanlığınızı ırkınıza "bağış" yapmayın."
*****
mpektas'ın esprisi de 10 numaraydı
"Kurban bayramı resmi bayram olmadığı gibi Cadılar bayramı da resmi olmaz korkmayın. :-)"
*****
anabisTR bu gerilimli konuyu yumuşatmasını bildi, son paragrafı harikaydı: "
Şu gelip gecici dünyada, içime çektiğim havanın gerçekte var olmadığını bilirken, bu konuda hassas olmamın nedeni; yalanda olsa herşey, cocuklar ağlamasın istiyorum, analar ağlamasın istiyorum... O nedenle bir ingiliz fitne projesi olan kürt milliyetçiliğine, asla gecit verilmemesini istiyorken, türk faşistliğiyle suclanmayı hak etmediğimi belirtmek istiyorum." Nedense her ırkçıvari görüş sarfeden ırkçı değilim der, ırkçı olduğunu kabul eden de çok az insan vardır ha. Tıpkı suçlu mahkum olmdığı gibi... 
*****
Yalçın abi son noktayı koymuş: Kendi korkularımız yüzünden başkalarının haklarını gasp etme özgürlüğü içinde olmak nasıl bir ruh halidir Anlamak çok güç.