Nihat NASIR-BURSA,OLAY
Ramazan ayının 27. günü akşamı Ak Parti İstanbul il başkanlığının iftarına davetliydik. Daveti ve Bursa’dan kalkıp İstanbul’a gitmemizi anlamlı kılan en önemli unsur, kuşkusuz ki, iftara, Başbakanla birlikte Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın da katılıyor olmasıydı…
Aradan on gün geçmiş olsa bile, o iftarda tanık olduğum tarihi gelişmelere değinmem gerektiğine inanıyorum. Daha doğrusu böyle bir hadiseyi ıskalamak bir eksiklik olurdu…
Öncelikle, ‘böylesine kozmopolit bir topluluğu ilk kez bir arada gördüm’ dersem, inanın abartmış olmam…
Yaklaşık 3 bin 500 kişinin katıldığı davette, müzik, sinema ve televizyon dünyasının ünlü isimleri, spor camiasının en tanıdık simaları, siyasetin önde gelen şahsiyetleri, medyanın en tanınmış kalemleri ve sunucuları ile azınlık cemaatlerinin liderleri aynı salonda toplanmışlardı.
Normal şartlarda bir arada görmenin neredeyse imkânsız olduğu bu topluluğu yan yana getiren hususun bir iftar daveti olması, işin en ilginç ve hatta en ironik tarafı olsa gerek…
Bu durumu, ‘Ak partinin gücüyle’ izah eden kimi meslektaşlarımızın bu yaklaşımına mukabil ‘Ak partinin artık bir kitle partisi olduğunun resmi’ şeklinde değerlendiren yorumlar da az değildi…
Her iki tarafı da haklı kılan argümanlar vardı elbette ama doğrusunu isterseniz bendeniz, toplantının içeriğiyle ilgilenmenin daha önemli olduğu kanaatindeyim.
Nasıl olmasın ki?
Düşünsenize, çok değil daha on yıl önce, Türkiye ile Suriye savaşın eşiğine gelmiş, en üst düzeyde restleşmeler gerçekleşmişti. Bir adım ötesinin savaş olduğu o günlerden, vizenin kaldırıldığının açıklandığı bu günlere ulaşmak, açıkçası, ‘baş döndürücü bir hız’ ifadesiyle ancak anlamını bulabilir.
Üstelik taraflar, en yetkili ağızlardan, ‘bunun henüz küçük bir başlangıç’ olduğunu deklare ediyordu.
|