Ülkemiz tüm sorunlarına rağmen inancına sadık bir ülkedir. Böyle bir ülkede zaten yazının diliyle atenin ateist olmasına imkan yoktur.
Belki de bu yüzden Ahmet Altan gibi isimler bir yandan inançsızım derken diğer yandan din üzerine bolca yazılar yazabiliyor. Tabi biri çıkıp "yahu sen Allah'ın varlığına inanmıyorsun ki" dediği an cevap hazırdır; din adamları baskıcı. Dinle korkutuldum. Çocukken inançlıyken, vazgeçtim.
Lakin öyle duygusal bir cevaptır ki bu bazıları bu duygusallığa kapılıp "Ah canım. Haklı. Bazen bizim din adamları da çok ileri gidiyor" diyebiliyor.
Oysa din adamlarının yaptığı (?) baskıdan korkup dinsiz olan bizim ateler, dinsizlerin bu ülkede inanç sahiplerine yaptığı baş örtüsü gibi zulümleri görmüyor sanırım.
Var olmayan Tanrı (lütfen anlamaya çalışın) yadsınamaz. Var olmayan Tanrı’yla savaşım verilmez. Ama böyle bir tip varsa kimdir bu, nasıl türemiştir?
Bu kısım çok dikkatimi çekti. Acaba bunu diyen zihniyet,
ortada herkesin kabul ettiği mucizevi bir gücü hiç mi görmüyor?
Peki bu mucizevi gücün adı Allah olamaz mı? İnsanı yaratan mucize, melekleri yaratamaz mı? dünyayı var eden mucize cennet'i de yaratamaz mı? Veya güneş'i yaratan mucizevi güç, cehennem'i yaratamayacağını söylemek ne derece mantıklıdır?
Tanrı kimdir? Nasıl yaratılmıştır gibi soruları soranlar, neden bu dünya nasıl olurda bir taş, bir toprak parçası olarak bir eksen etrafında dönebilir? diye sormuyor.
Aslında cevabı baştan belli. Sadece din adamının baskısını görüp, dindarlara yapılan baskıyı görmeyen bir zihniyet, elbette Tanrı nasıl türemiştir diye sorar ama dünyayı, evreni kim türetmiştir diye asla sormaz.
|