Bende facebook'ta o içler acısı videoyu görünce, namaz kılan öğrencilerin haber oluşu aklıma gelmişti ve "acaba Uğur Dündar bu zavallı çocukların haberini yaparken de namaz kılan çocukların haberini yaptığı gibi ıstırab içinde mi olurdu" diye düşündüm..
Bir insan nasıl ışıktan rahatsız olur ki.. Anlamam..
Şu iki videoyuyu kıyaslıyorum da.. Bir yandan içim rahat ediyor, diğer yandan hüzünleniyorum.. Uğur Dündar için değil.. O zaten düşüncesini nefsinin dizginlerine vermiş ve kalbinin hakikate çağıran sesine kulaklarını tıkamaış.. Ama o zavallı çocuklar...
Çocuklar.. Henüz kendilerini tanıma aşamasında iken düştükleri girdabın onları sürüklediği viraneden habersizler..
Aynı caddelerde yürüdüğümüz insanların bu halde olduğunu görmek duymak acı veriyor ki ne acı.. Onları kınamak değil de keşke uçurumun önünden çekebilsem diye düşünüyorum.. Bizim sorumluluğumuz bu çünkü..
Artık gözümüz, kulağımız, dilimiz "tv, internet,gazete vs." ile sadece eleştiri, kınamaya alıştı.. Başkalarını kınayarak kendimizi yüceleştirme çabasının sonucu belki de bu.. Onarmanın değil de yıkmanın formülleri dolaşıyor dillerde..
Kötülük ne kadar çok insanın diline dolaşırsa o kadar çok meşrulaşıyor.. Çocuklar gördükçe alışıyor.. Gençler duydukça umarsızlaşıyor..
İyilik değil de kötülük ekiliyor zihinlere.. Onun için üzülüyorum.. Bir gençlik böyle tuzağa düşürülüyor...
|