Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-04-2009, 15:39   #2
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Özgür Der'in Ahmet Hakan'a Cevabı
- Özgür Der'e ait haber sitesi Haksöz Haber'in Ahmet Hakan'a Cevabı -



Ahmet Hakan Coştu: Yiğit İslamcı Severim!

Ahmet Hakan Coşkun, yazarı olduğu Hürriyet’te zaman zaman zırvalıklarını okuyucularıyla paylaşıyor. Pek kale almaya değer bulmasak da bugünkü yazısındaki tutarsızlıklara sessiz kalmak istemedik.

"Baktım, bizim İslami kesimin bilinen bütün radikalleri bir araya gelip korsan eylem koymuşlar." diye başlıyor "Ben İslamcının yiğidini severim" başlıklı yazısına Ahmet Hakan. Bu giriş cümlesindeki istihzayı bir kenara bıraksak dahi neresinden tutsak elimizde kalıyor. "Korsan eylem" ifadesiyle hukuki mevzuat cahili olduğunu ortaya koyan Coşkun, devam eden "Özgür-Der, Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Vakit falan... Hepsi orada..." cümlesiyle de ne kadar ezberden konuştuğunu ortaya koyuyor. Oysaki biraz zahmet edip de birçok sitede yer alan haberdeki basın bildirisinin altındaki imzalara baksaydı, bu yanlışı yapmayacaktı.

Gelelim yazının tutarsızlıklarla dolu içeriğine…

Her zaman darbecilerin yanında yer alan Hürriyet'ten maaşını alsa da kendini "Yıllardır cuntalardan ve darbecilerden nefret etmiş biri" olarak niteliyor Ahmet Hakan. "Beyazıt'taki az riskli cuma eylemleri"nde bile ufaktan da olsa galeyana kapılan kendisinin, yağmur altında yapılan şu "Cuntaya hayır" eylemine karşı neden hiç heyecan duyamadığını sorguluyor. Aslında bunun cevabı çok açık da, Ahmet Hakan, suçu eylemcilerin geçmişlerinde aramayı tercih ediyor. Neymiş: "İslamcı delikanlılar" 12 Eylül karşısında suskun kalmışlar! İslami kesimin önemli isimleri, cuntanın ideolojisi olan "Türk - İslam Sentezi"nin "İslam" bölümüne sığınıp, "daha fazla imam-hatip / daha fazla Kuran kursu" açılmasını sağlamakla meşgulmüşler... Mamak zindanlarında solcular ve sağcılar işkenceden geçiriliyormuş, anaları ağlatılıyormuş... Ama İslamcılarda "tık" yokmuş! Önemli olan geleceğe yatırım yapmakmış... "Cunta"yla papaz olup maceraya atılmak yerine "Cunta"nın sağlayabileceği imkanlardan azami ölçüde faydalanmak, o zamanlar çok daha "rasyonel" bulunuyormuş...

Ahmet Hakan coştu ya, durmak bilmiyor ve sözü 28 Şubat'a da getiriyor: "Hiç ayırt edilmeksizin bütün bir İslami kesimin hedef tahtasına oturtulduğu 28 Şubat günlerinde ne oldu? Ellerine 'CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN' pankartı alıp sokaklara döküldü mü İslamcılar? Gazetelerinde ve televizyonlarında bugünküne benzer bir cevvaliyet söz konusu oldu mu?..."

Ve hüküm de veriliyor Ahmet Hakan'ın kaleminden: "Ortada en ufak bir risk yokken... 'CUNTAYA HAYIR - DARBECİLER YARGILANSIN' diye pankart taşıyıp eylem koymak çok kolay ve çok ucuz bir tavır gibi geliyor bana... Sıkıysa sonucunda işkence altında inletilmenin garanti olduğu günlerde bu pankartı taşıyacaksın... Hayatının karartılmasını göze alarak taşıyacaksın o pankartları... Sen 12 Eylül'de Mamak zindanının önünde en gür seda ile haykırdın mı? Sen 28 Şubat'ta Çevik Bir'e posta koydun mu? 'Kazıklı Voyvoda'ya yakışır tehditler ortada dolaşırken direnişe geçmeyi başardın mı? Şimdi almışsın Başbakan'ı, hükümeti, bakanları, yargıyı, medyayı, kanaat önderlerini arkana eylem koyuyorsun... Kekremsi duygularımın nedeni budur..."

Adama sormazlar mı Sayın Coşkun, bugüne kadar sen nasıl bir pratik koydun da ortaya, bu yapılanlar seni hiç heyecanlandırmıyor? Sakın ola, bunun arkasında, rızkını yediğin güruha nankörlük etme kaygısı olmasın!? 28 Şubat da "Cuntaya Hayır" pankartları yokmuş öyle mi? Kanal 7'de anahaberleri sunarken gözlerin kör mü sunuyordun? Hadi görmüyordun kulakların da mı duymuyordu? Yaptığın haberlerin arşivine bir göz ataydın ya, bunları yazmadan. Sıcak koltuğunda, hiçbir çaba sarf etmeksizin ileri geri konuşmanın rahatlığı varken ne diye uğraşacaksın, değil mi? Arzu edersen yazının girişinde ismini andığın Özgür-Der'in Şahitlik albümüne, Mazlumder'in 28 Şubat Fotoğrafları Belgesi'ne ve Vakit'in de manşetlerine bakıver azıcık. Darbeye karşı direniş çağrılarından ötürü birçok sayısı toplatılan, cezalandırılan, yazarları yargılanan Haksöz dergisi de o zamanlar adresine gönderilmiyor muydu? Hiç mi açıp şöyle kapağına da olsa bakmadın? Ortada risk varken kimler susmuş, o zaman açıkla!

Ya 12 Eylül… Bizzat senin hayranlıkla yazılarını okuduğun nice "İslamcı" neden hala yurtdışında sürgün hayatı yaşıyor bilmiyor olamazsın herhalde! Ülkenin tam bir askeri diktatörlüğe çevrildiği ve birçok Müslümanın da işkencelerden geçirildiği o süreçte peki, kim "Cuntaya Hayır!" diye pankart açmıştı? Öyleyse bugün de susalım, öyle mi? Tabi almışsın arkana askeri, "yüksek yargı"yı, apoletli medyayı böyle yazarsın ancak… Hiç olmazsa azıcık dürüst ve samimi olsan…

HAKSÖZ-HABER
2 Kasım 2009 Salı



***
***
***



-Özgür Der'in Ahmet Hakan Coşkun'a Cevabı -

“Ahmet Hakan Coşkun’a Sadece Acıyoruz!”

Özgür-Der, “Ahmet Hakan’a kızmıyoruz, sadece acıyoruz!” dedi ve altını çizdi: “Genelkurmay bülteni”nde yazmak, Oktay Ekşi’yle mesai arkadaşı olmak, Ertuğrul Özkök tarafından kollanan yazar olmak böyle bir şey ne de olsa!



Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:

AHMET HAKAN COŞKUN'A SADECE ACIYORUZ!

Türkiye dönekliğin iyi para ettiği, her kesimin döneklerinin itibar gördüğü, el üstünde tutulduğu bir ülke. Hangi cenahta olursa olsun sisteme muhalif pozisyonunu terk eden, dönen, vazgeçen ama burada bırakmayıp geçmişine söven, içinden geldiği örgütü, çevreyi, kesimi karalamada sınır tanımayan tipleri bu düzen çok seviyor. Kendilerine sınırsız imkanlar bahşedip, beklemedikleri fırsatlar sunuyor. Sen yeter ki geçmişinden utandığını tekrarlamaya, geçmişte taşıdığın inançları, değerleri aşağılamaya, dün beraber olduklarına sövmeye devam et diyor!

Ahmet Hakan Coşkun da uzunca bir zamandır bunu yapıyor. Taşındığı yeni mahallede kendisinden beklendiği üzere içinden geldiği camiayı fütursuzca, edepsizce karalıyor, hakaret ediyor, saldırıyor.

Bugün de bunu yapmış! Taksim'de 30 Ekim Cumartesi günü derneğimizin de içinde bulunduğu çeşitli İslami kimlikli kuruluşların temsilcilerinin bir araya gelerek gerçekleştirdiği "Cuntaya Hayır! Darbeciler Yargılansın!" eylemi üzerine kaleme aldığı yazısında İslami kesime bir dizi eleştiri yöneltmiş, 12 Eylül'e 28 Şubat'a atıflarla Müslümanları tutarsız ve samimiyetsiz olmakla suçlamış.

Eleştirilerine, suçlamalarına ayrıntılı cevap verme gereği duymuyoruz. Çünkü dillendirilen sözlerin samimiyetine inanmıyoruz. Döneklerin biat ettikleri düzenin karşısına geçip günah çıkarma seansına dolaylı biçimde de olsa katkıda bulunmak bize yakışmaz. Ayrıca da bir Hürriyet yazarının polemik oluşturarak gündemde kalma, kendini okutma taktiklerine de malzeme teşkil etmemek gerektiğinin farkındayız. Varsın okurları "Ne de çok şey biliyormuş, bu dincilerin ipliğini pazara dökmüş!" desinler; varsın Ertuğrul Abisi "İyi transfer yapmışız, değdi vallahi!" diye düşünüp sevinsin!

Dillendirdiği sözlerin, iddiaların doğru olmadığını; dönemleri, eğilimleri, isimleri birbirine karıştırıp ortaya bir bulamaç çıkartarak tez ileri sürmenin adil olmadığını Ahmet Hakan Coşkun'un da bildiğinden eminiz. Bedel ödemekten korktuğu için dün darbecilere karşı sessiz kalıp, bugün şartlar müsait göründüğü için darbeciliğe karşı tavır sergilemekle suçladığı Müslümanların da Ahmet Hakan Coşkun'un da dün ve bugün hangi konumda ne yaptıkları ortadadır. Aslında sadece Özgür-Der'in açılışı vesilesiyle kendisinin sarf ettiği sözler dahi Ahmet Hakan Coşkun'un bugün saçmaladığının kanıtı olmaya yeter! Bu süreçte kimlerin bedel ödediği, kimlerin de nüfuz parlatıp, siyasi irtibatlarını ihalelere yoğunlaştırdığı da ortadadır!

Sonuç itibariyle olan bitene şaşırıyor muyuz, hayır! Bu süreçlerin böyle ilerlediğini biliyoruz. "Genelkurmay bülteni"nde yazmak, Oktay Ekşi'yle mesai arkadaşı olmak, Ertuğrul Özkök tarafından kollanan yazar olmak böyle bir şey ne de olsa!

Kızıyor muyuz, yok hayır kızmıyoruz da! Sadece acıyoruz! Geçmişte Müslümanlar arasında olmuş, birtakım duyarlılıklar taşımış birinin bu kadar zavallı pozisyona düşmesine gerçekten çok üzülüyoruz!

ÖZGÜR-DER
2 Kasım 2009 Salı

Konu Üç mevsim tarafından (11-04-2009 Saat 16:09 ) değiştirilmiştir..
Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla