Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-04-2009, 18:02   #8
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart

Konu uzun gibi görünüyor ama okuyunca, hele o eski günlere doğru düşünceleriniz kayınca...

HAni 28 Şubat sonrası.. İnanan ve inançlarını hayata geçirmeye çalışan insanlara kapatılan kapılar.. Okul kapıları.. İş kapıları.. O zaman yaşı küçük olanlarda daha farklı bir iz bırakmıştır bunlar, lise çağında olanlarda ayrı bir iz.. Olgunluk çağında olanlarda ayrı bir yara..

Bizlerin de ilk "eylem"lere katılma zamanlarımızdı o günler.. Ahmet Hakan'ın sunduğu haberlerde "zulme karşı direnişin" haberlerini izliyorduk.. Bizim yaşımız küçük olduğu için hatırlıyoruz demek ki, ama o günlerde sadece "dil" ile o satırları sunanlar bunları çabuk unutmuş..

Sonra toplatılan dergileri biliyorum, "düşünce suçundan" mahpuslara mahkum edilenleri biliyorum.. Biz bunlara karşı çıkarak büyüdük..

İnsanların düşüncelerini açıklamalarna karşı çıkan, okuma hakkından mahrum eden, askerin güdümünde yaşayan "hükümetleri"de, darbeci "askerleri" de o zaman eleştiriyorduk.. Bu eleştirler dolayısyla hapislere girenlere dualar gönderiyorduk.. Zalime karşı dil ile buğzumuzu ifade ediyorduk.. Nasıl bu kadar çabuk unutacağımızı sanmış yazar.. Ne kadar da kopmuş kendinden..

Yazarın, "İslamcı" şeklinde parantezlediği kesim tam olarak kim bilmiyorum.. Ama bildiğim şey şu ki, Haksöz, Özgür-der ve bunun gibi oluşumların her biri "darbeye" karşı yükses sesle tepkisini göstermiştir. Onca eylem, darbe sonrası zulümlere karşı "direniş eylem"leri bu kadar çabuk unutulamaz!

Unutanlar da, unuttuklarını hatırlayınca kendilerini bulacaklardır... Eyvah ki, artık çok geç olacaktır..


Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla