Herkezin hoşgörü anlayışı farklıdır doğal olarak...
Aşırı baskı ters teper Aziz Nesini babası zorla hafız yaptırmaya çalışmış sonra adam ateist oldu...
Ama serbest bırakmak,ya da dini bakımdan yeterli bilgiyi vermemekte ters teper ve karşımıza bu bayan gibi tesettür anlayışından uzak kıyafetli insanlar çıkar ve "Ben yanlış örtündüğümü asla düşünmüyorum" derler...
"Kolaylaştırınız,güçleştirmeyiniz,müjdeleyiniz,nef ret ettirmeyiniz" işte insan oğlunu,kızını dini açıdan bu hadisi şerif metoduyla yetiştirse karşımıza ne Aziz Nesin gibi ateistler nede bu bayan gibi yanlış düşünceli insanlar çıkar...
İstisnai olaylar olabilir onları konuşmuyorum ama işin özü budur...
Yoksa kolaylaştırmak ilahi emirlerin ötesini,berisini kesip kırpır ortaya farklı modeller çıkarmak değildir işin özünü vakti saatinde aşırı baskı yapmadan öğretmektir...
İşte vakti saatin'de bu işler yapılmayıp karşımıza böyle insanlar çıkarsa ben bunları hoşgörmem,eleştiririm çünkü benim inancıma ters nasıl hoşgörebilirim ki..?
İmamı Rabbani (k.s) "Her kim Ehli Sünnet inancından hardal tanesi kadar ayrılmışsa onun yanında oturmayın onun ağzından çıkan söz zehirdir" derken nasıl hoşgörebilirim ki..?
Onun için ben bu tür insanları yeri geldiğin'de şiddetle eleştiririm çünkü ortada bir yanlış varsa bunu düzeltmekle emrolunmuşuz hoşgörmekle değil ki...
Ya bu bayanın tesettür anlayışını örnek alıp o tarz giyinenler varsa..? Kimsenin milletin kafasını karıştırmaya tesetürün özünü bozmaya ve buna vesile olmaya hakkı yok ki...
Ama İslam fıkhında şöyle bir ibarede vardır "Bir işin tamamını yapamıyorsan tamamını terk etme"
Yani tesettüre riayet etmiyorsan namazını bırakma,namazını kılamıyorsan orucunu bırakma...
Bu yüzden kınamam diğer faziletli işleri belki benden bin kat fazladır nerden bilebilirim..? Ben zahire göre hükmederim..
Konu depare tarafından (11-09-2009 Saat 03:44 ) değiştirilmiştir..
|