Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-14-2009, 07:52   #3
Kullanıcı Adı
El Emin
Standart
-Mesela sadece cami olmasa gerek. Bilim yapma imkanlarını da değerlendirmek lazım.
-Tabii burslar da imkanlardan biri. Diyorsunuz ki ben şu araştırmayı yapacağım mali destek istiyorum. Yaşınıza, ünvanınıza, öğrenim durumuna göre size bir para veriyorlar. Vergiden muaf bir para bu. Mesela İslam hukuk araştırması yapmak istiyorum diye bir proje sunuyorum. Bana burs veriyor Avrupa'da birçok teşkilat, vakıflar var, üniversitesi, bakanlığı filan. Ve benim gibi herhalde binlerce kişi vardır Avrupa ve Amerika'da. Şu anda İsviçre de müslümanları üzen bir durum yaşanıyor, ancak batıda iyi gelişmeler de yaşanıyor. İslam araştırma merkezleri var Avrupa'da ve Amerika'da. İslam araştırması üzerine yüzlerce doktora, mastır tezini Hıristiyanlar yapıyor. Mesela Kolombiya üniversitesinin İslam mali teşkilatına ait bir yayını var, çevirisini ben yaptım. Yazarı Nicolas P. Aghnides. Türkiyeli bir Rum. Niğde'den göçmüş Amerika'ya. 1975'de vefat etmiş. İslamda zekat nedir, öşür nedir, devlet malı nedir, Sayıştay nedir, cihada, askere nasıl masraflar şey olur, devlet vergileri nasıl, haraç nedir, arazi vergileri nedir, gayet güzel bir eserdir. .

-Siz hem anayasa hukuku, hem de İslam hukuku öğrettiniz yıllarca değil mi?

-Ben senelerdir anayasa hukuku profesörüyüm ama İslam hukuku çalışmaları da yapıyorum. Bir yan derstir İslam Hukuku. Bu dersi okutmak üzere rektör beni görevlendirdi yirmi sene evvel. Yavaş yavaş İngilizceden, Almanca'dan çeviriler yaptım. Beğendiler Almanlar. Şimdi proje sunuyorum, bana burs veriyorlar. Mesela 2002'de Hür Berlin Üniversitesine kadın erkek eşitliğinin İslam hukukundaki durumu diye geniş kapsamlı bir proje sundum. Bana bir vakıfdan burs buldular. Altı ay boyunca gelip bizim fakültemizde bunu araştırabilirsiniz dediler. Gittim. Bana bir oda verdiler, bilgisayar verdiler, kütüphaneye girme izni verdiler. Sonra benim çalışmam ilerledi. Zaman zaman bakıyorlar ne yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz diye. Bunu bir konferans olarak bize verebilir misiniz dediler. Peki dedim, anlatırım. 2002'nin haziran ayında öğretim üyeleri, doktora öğrencileri, rektör yardımcısı ve basın mensupları huzurunda ben bunu anlattım. İslam hukukunda hangi ayet var, eşitlik konusunda neler söylenebilir. Ellerinde Kuran tefsiri, defterleri not tutuyorlar. Neyse soru sordular, bitirdik konuşmayı. Dediler bunu hafif bir düzeltme ile basalım. Kötü bir şey söylemediniz, din propagandası yapmadınız. Kadının durumu nedir, erkeğin durumu nedir. Benim konuşmamı destekleyen, Alman anayasa mahkemesi kararlarını zikrettim. Ve bunu otuz, kırk sayfalık bir broşür halinde bastılar. Ama İslamdan hiç taviz vermedim. Bir sene sonra tekrar istediler. Dediler para durumu iyi değil bu sefer üç aylık olsun. Bütün İslam devletleri anayasalarında eşitlik ve bunun mevzuata yansıması konusu olabilir mi? Kabul ettim.Tekrar gittim. Aynı imkanları verdiler. Üçüncü sene tekrar istediler. Bu sefer kölelik ve bir İslam devletinde Hıristiyanların durumu hukuki olarak nedir? Ben bunu da yaptım, bitirdim, sundum, o da basıldı.

-Amerika'da ders verdiniz mi?

-Amerika'da İslam araştırma merkezlerini gezdim 90'lı yıllarda. Oralarda ders vermedim

Harvard Üniversitesi, biliyorsunuz dünyanın sosyal bilimler alanında, özellikle hukukta bir numara. Hiç kimse onun yayınına, kalitesine yetişemiyor. Bu üniversite on sene önce bünyesinde İslam hukuku araştırmaları bölümü açtı. Ben de onlarla mektuplaşıyorum. Her sene İslam hukukuna ait bir seminer düzenliyorlar. Bütün dünyadan katılımcıları davet ediyor, burs veriyorlar. Ve basıyorlar tabii ondan sonra. Harvard'la temaslarım devam ediyor. Onlar araştırmalarımı bildirmemi istiyorlar. Bazı toplantılara katılmamızı istiyorlar. Mesela bu sene vakıflar konusunda bir toplantı yaptılar. Beni de çağırdılar. Gidemedim. Daha evvel ben bir proje sundum. Mezalim mahkemeleri diye bir kavram var. Bir nevi devlet güvenlik mahkemesi gibi. İslam hukukunda devlet güvenlik mahkemesi nasıl olur, niçin olur ve meşru temeli var mıdır, bu çalışmayı size yapayım dedim. Çalışmayı bu sene programımıza alamadık dediler. Çünkü çok çeşitli konular önüne geliyor. Belki günün birinde giderim. Harvard üniversitesine gitmek ayrı bir şeref.

Nedir bu İslam ki biz ona karşı çıktık?

-İslam fobisine rağmen Batıda İslam araştırmaları çok yaygın değil mi?

-Ben ilk gidişimde yedi sene kaldım Almanya'da.Şimdi de zaman zaman gidiyorum, Amerika, Belçika, Hollanda, İngiltere' de gittim... Benim müşahedem şu: bir defa hakikati araştıran bir mentalite sahibi insanlar. Dili güzel kullanan, iyi bir öğrenim görmüş, araştırma yöntemlerini iyi bilen, toleranslı insanlar. Başka düşüncede, başka giyimde, başka adetlerde olan insanlara engel olmak, onu tenzil etmek yerine, müsamaha gösteren insanlar. İlmin öncülüğüne inanmış bir dünyadır batı dünyası. Düşünün şimdi 1906 yılında İslam ansiklopedisi yapmak için bir dernek kuruluyor. Avrupa'da. Hollanda, Danimarka, İsveç, İngiltere, Almanya o zamanki hükümetleri büyük paralar vererek, bu konuda büyük yetişkin alimleri de bir araya getirerek seneler süren, en az otuz yıl süren bir İslam ansiklopedisi faaliyeti yapıyorlar. Otuz yıl devam eden bir faaliyet neticesinde Almanca, İngilizce ve Fransızca olarak üç dilden bir İslam ansiklopedisi çıkardılar. Bu, dünyada Müslümanlardan evvel Avrupalıların yaptığı bir ansiklopedidir. Coğrafya, tarih ve etnoğrafya konularını içine alan, kısmen fıkıh maddeleri, hukuk maddeleri ihtiva eden bir ansiklopedidir. Dev bir eserdir. Türk hükümeti bunu Türkçeye çevirmek için çalıştı ve yayınladı.
El Emin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla