Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-19-2009, 12:31   #1
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Hz. Ali Efendimiz'in buyurduğu gibi; bırakın Müslüman din kardeşi olarak birbirimizi incitmeyi, Adem kardeşi olarak diğer din mensuplarını bile kucaklayacak, yaratılanı Yaradan'dan ötürü hoş görebilecek erdemi gösterebilmeliyiz. Biz öyle bir yüce dinin mensubu ve öyle asil bir milletin mensuplarıyız ki düşmanımızın bile insan olduğunu hesaba katarak husumette aşırıya gitmeyecek; husumete vakit bile bulamayacak derecede muhabbet dostları olmak durumundayız. Çünkü bizler, bu söylenenlerin sadece lafta kalmayıp yüzlerce yıl her türden din ve ırk mensubu insanın bu coğrafyada kardeşçe, barış ve huzur içerisinde yaşadığını biliyoruz. Ve yine biz, "Yetmiş iki millete aynı nazarla bakmayan medresede müderris olsa da Hakk'a âsidir." diyen Hacı Bektaş-ı Veli'yi biliyoruz. "Benim çadırım gökyüzüdür, içine herkesi alır." diyen Yunus Emre'yi biliyoruz. 'Kim olursan ol yine gel' diyen Mevlânâ'yı biliyoruz. Kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayan, kendileri fakirlik içerisinde yaşarken başkalarını düşünen ve tercih eden Ehl-i Beyt'i biliyoruz. Ve tabii hepsinin menbaı ve kaynağı olan, kendisine taş ve diken atan insanlar için felaket emri istendiğinde; "Hayır onlar ne yaptığını bilmiyor, ben gazap peygamberi değil rahmet peygamberiyim." diyerek, insanlığa ne kadar düşkün olduğunu gösteren, âlemlere rahmet Hz. Muhammed Mustafa'yı biliyoruz. Bütün bunları bile bile, insanlığa kucak açıp bu evrensel hoşgörü ve zenginliğimizi göstereceğimiz yerde; kendi içimizde düşmanlıklar üreterek ve hayalî düşmanlar oluşturarak bir kısırdöngü içerisine saplanmamız ancak gerçek düşmanın işine yarar ve ekmeğine yağ sürer.

 

Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder