bu günlerde önemli bir husus dikkatimi çekmeye başladı..
ne zaman ülkemizde gizli gizli yürütülmüş olan iyi veya kötü farketmez bir faaliyet su yüzüne çıksa mutlaka gelişmeler başka yönlere kayıyor. ülkemizin geleceğine tırpan vurmak isteyen karanlık güçler ve şer odakları ülkemizin gelişmesi için geceli gündüzlü çalışan insanları tehdit etme telefon dinleme veya suikast girişiminde bulunmuşlardır. şer odaklarının hergün yeni bir terör örgütü ile bağlantıları ortaya çıkarılıyor. Allah aşkına neler oluyor bu güzel ülkemizde ? herkes türkiyenin gerçek sahibini halk değil de kendisiymiş gibi görme gafletinde olan kişileri artık iyice analiz etmeli ve ona göre hareket etmelidir.
mesela en bariz örnek. karargahtaki kozmik odada devletin gizli sırları varmış. evet doğrudur. ama düşündüğümüzde bu sırları yazan ve saklayan muhafaza eden komutanlar birer devlet görevlisi değil mi ? peki bunu incelemeye giden savcı ve hakimler de devlet görevlisi. peki neden onların girilmesine izin verilmiyor ? burada bir çelişki sezinliyorum. devlet görevlisi, bir başka devlet görevlisine " dur kardeşim giremezsin içeride sırlar var diyor" peki karşısındaki hakim veya savcı başka bir devletin görevlisi mi ?
bir de kışlada sadece görevleri askerlik yapmak olan kişiler nasıl oluyor da halkı "cemaatçi, islami görüşlü, namaz kılıyor oruç tutuyor, dini içeriklii yayınlar okuyor" gibi ortaçağ zihniyeti ile fişleyebiliyor ? herkesin bir zamanlar kardeş kardeş yaşadığı bu cennet vatanımızda suikastler telefon dinlemeler, fişlemeler, darbe planları, halkın iradesini hiçe saymak, ve daha niceleri....
bunlar ne anlama geliyor sorusunu kendimize soruyoruz ama cevap yok. daha doğrusu sorumuza cevap alabileceğimiz bir mekanizma yok. hep kendi kendimize iç dünyamızda ülkemizdeki yaşanan gelişmeleri sorguluyoruz ve ülkemiz bu kadar kritik bir dönemeçten geçerken maalesef bu olaylar karşısında geleceğimiz adına duyduğumuz şüpheler çığ gibi büyüyor...
cevap bekleyen o kadar çok soru var ki...
|