|
1960
5 Ocak 1960 : Nur Cemaati lideri Said-i Nursi, İstanbul'a geldi. Nurcular faaliyetlerini genişletiyorlar.
8 Ocak 1960 : Hirfanlı Barajı hizmete girdi.
25 Şubat 1960 : CHP'den Cemil Sait Barlas, 10 ay hapse mahkum oldu.
26 Şubat 1960 : Hükümet, İnönü'nün diğer birkaç milletvekili ile birlikte dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
7 Mart 1960 : Gazeteci Ahmet Emin Yalman, 15 ay 16 günlük mahkumiyetini çekmek üzere cezaevine girdi.
2 Nisan 1960 : İnönü'nün Kayseri gezisinde olaylar çıktı.
5 Nisan 1960 : CHP Meclis Grubu, yayınladığı bildiriyle, son olaylar üzerinde durarak, yurdun selameti bakımından seçimlerin bir an önce yapılmasını istedi.
7 Nisan 1960 : Başbakan Menderes Parti Grubunda konuştu 1960 : "Memleket bugün kabili idare olmaktan çıkmıştır. İşler çoktan laçka olmuştur. Adliye işlemez hale gelmiş, idare aciz düşmüştür..."
15 Nisan 1960 : Gazeteci Ahmet Emin Yalman, sağlık durumundan ötürü tahliye edildi.
18 Nisan 1960 : DP Bursa Milletvekili Mazlum Kayalar ve Denizli Milletvekili Baha Akşit'in, 'CHP'nin yıkıcı, gayri meşru ve kanun dışı faaliyetlerinin memleket sathında cereyan tarzı ve bunların mahiyetlerinin nelerden ibaret olduğunu tahrik, tespit ve memleketin her tarafında yaygın bir halde görülen kanun dışı siyasi faaliyetlerin muhtelif sebeplerine intikal etmek, matbuat meseleleriyle adli ve idari mevzuatın ne suretle tatbik edilmekte olduğunu tetkik eylemek üzere Meclis tahkikatı açılmasını isteyen önergeleri' kabul edildi.
Önergenin görüşülmesi esnasında Mecliste sert tartışmalar yaşandı. İnönü : "... Biz demokratik rejimi kurduk. Bu demokratik rejimi, istikametinden ayırıp baskı rejimi haline getirmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam..." dedi.
27 Nisan 1960 : Tahkikat Encümeni Salahiyet Kanunu, uzun ve çetin tartışmalardan sonra kabul edildi. 12 CHP Milletvekili 3-6 celse çıkarma cezası aldı. CHP Lideri İnönü, 12 celse çıkarma cezasına çarptırıldı. Meclis görüşmelerinin yayınlanması yasaklandı.
27 Nisan 1960 : Mersin Limanı hizmete açıldı.
28 Nisan 1960 : İstanbul ve Ankara'da meydana gelen olaylar üzerine iki şehirde de sıkıyönetim ilan edildi.
- İstanbul Üniversitesi'nde, DP aleyhinde gösteri yapıldı.
29 Nisan 1960 : Ankara ve İstanbul Üniversiteleri bir ay süre ile kapatıldı.
1 Mayıs 1960 : İstanbul'da bir günlük, gündüz sokağa çıkma yasağı kondu.
2 Mayıs 1960 : NATO Bakanlar Konseyi, İstanbul'da toplandı. Protesto gösterileri yapıldı.
3 Mayıs 1960 : İnönü, Başbakan Menderes'in radyo konuşmasına cevap vererek yapılan isnatları reddetti, Meclis ve basında fikirlerini açıklamak imkanından yoksun olduğu için, cevabının radyoda yayınlanmasını istedi.
3 Mayıs 1960 : Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel, yazılı olarak hükümeti uyarmak istedi. (mektup ihtilalden sonra açıklanmıştır.)
"Aziz Vekilim,
Dün geceki konuşmalarımızın ışığı altında, zatı alinizi memleketin huzur ve istikrarı için alınması lazım gelen tedbir ve kararlar hakkındaki görüşlerimi arz etmeyi milli ve vatani bir vazife bilirim.
Sayın Başbakanın açıklamalarını dinledim ve okudum. Bunlarda, benim düşüncelerimin kabulüne müsait bir zemin henüz mevcut olmadığı aşikar olarak belli ise de, yine de düşüncelerimin sizlere iblağının zaruretine inanıyorum.
Muhterem Vekilim,
Şu hakikati kabul etmek lazımdır ki, Kayseri hadiseleriyle başlayıp son karar ve feci olaylara kadar devam eden vaka’lar vatandaş ruhunda derin teessür ve Hükümete karşı telafisi güç hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Hele, Ordunun, talebelere karşı akılsızca kullanılması işin vahametini artırmış, Ordu mensuplarında huzursuzluk ve güvensizlik hisleri belirmiş, korkulan şey olmuş, Ordu politikaya karıştırılmıştır.
Sayın Vekilim,
Bu ahval küçümsenecek, cebir ve şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, Hükümet ve Partinizin düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli, fakat ciddi ve cezri tedbirler almak lazımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır :
1-Cumhurbaşkanı istifa etmelidir. Çünkü bütün fenalıkların bu zattan geldiği hakkında memlekette umumi bir kanaat vardır.
2-Kabinede iyi kabul edilmeyen ve suihalleri bütün memlekette yayılmış bulunan zevat çıkartılmalı, yeni Kabine mutlak dürüst, makul, zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan zevattan kurulmalıdır.
3-İstanbul, Ankara Valileri, Emniyet Müdürleri süratle değiştirilmelidir.
4-Ankara Örfi İdare Kumandanı derhal değiştirilmelidir.
5-Son çıkarılan ve tahkikat komisyonları ihdas eden kanun kaldırılmalıdır.
6-Mevkuf gazeteciler af kanunu ile kısa zamanda tahliye edilmelidir.
7-Son hadiselerde tevkif edilen talebeler serbest bırakılmalı, ilim müesseseleri yeniden faaliyete geçmelidir.
8-Şimdiye kadar çıkarılan bütün antidemokratik kanunlar tedricen kaldırılmalıdır.
9-Vatandaşın hürriyet ve eşit muamele hakkına mutlak surette riayet edilmelidir.
10-Ordunun meseleleri süratle halledilmelidir.
11-Din istismarcılığından vazgeçilmelidir.
12-Suiistimaller oluyor mu, bilmiyorum, fakat, olduğu hakkında umumi bir kanaat mevcuttur ve milletin hükümete itimatsızlığına sebep olmaktadır. Bu gibi kötülüklerin süratle bertaraf edilmesi lazımdır.
13-Müstesna zamanlar ve günler haricinde Hükümet büyüklerinin memleket gezilerinde suni büyük vatandaş toplulukları ile karşılanmaları usulü terk edilmelidir.
Muhterem Vekilim,
Bu yazdıklarım asla bir parti ve politika mülahaza ve tesiriyle yazılmamıştır. Memleketin durumunun bu tedbirlerin alınmasını zaruri kıldığına inandığım için arz edilmiştir.
Sizlerin vatanperverlik ve vicdanlarınıza hitap ediyorum. İyi düşününüz. İyi yapınız. Memlekette çok şeyler yaptığınız muhakkaktır. Fakat, bu asla kafi değildir. Bu yapılan işleri müstemleke idarecileri de yapar, yapıyor ve yapmıştır. Asıl mühim olan toplumun ruhunda yaşama zevk ve azminin geliştirilmesi hak ve hürriyet aşkının kökleştirilmesi ve vatandaş idrakinin yüksek ve necip hislerle donatılmasıdır. Olaylar bu yolda olmadığınızı göstermektedir. Talebelerin hürriyet duygusu ile yaptıkları masumane tezahürata karşı, kıtalar sevk edilmesi ve onların desteği ile emniyet kuvvetlerinin ilim yuvalarının içine kadar girerek talebeleri, profesörleri ile beraber coplarla ve kurşunlarla tedip etmesi, dünyada görülmemiş feci bir şeydir. Bu hengamede kız talebelerin yürekler parçalayan çığlıklarının analar, babalar ve halk ruhunda onulmaz yaralar açacağını ve açtığını anlamak memleketin huzuru bakımından büyük bir hata ve hazin bir gaflet olduğuna kaniim.
Bizim gençlerimizde hak, adalet ve hürriyet duygularının gelişmesinden ve kemalinden memnun olmamız lazım gelmez mi? İstikbali, hissiz, duygusuz, müstemleke ruhlu, yalnız maddeci bedbaht insanlara mı bırakmak istiyoruz?
Sayın Vekilim,
Maruzatım muhakkak ki çok mühim ve hatta çok cüretkaranedir. Fakat memleket için, Milletin selameti için, Hükümet ve hatta Partinizin kurtarılması için dikkate alınması lazımdır ve hatta çok lazımdır.
Saygılarımla."
5 Mayıs 1960 : Ankara'da Kızılay'da, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan'ında bulunduğu bir ortamda, gösteriler ve protestolar düzenlendi.
6 Mayıs 1960 : Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel görevinden izinli olarak ayrıldı. Gürsel'in en küçük birliklere kadar ulaştırılan telsiz mesajı :
"K K.Komutanlığı'ndan izinli olarak ayrılıyorum. Bütün arkadaşlarıma veda ederim. Sizlere son sözlerim şu olacaktır : Her şeye rağmen ordunun ve taşıdığınız üniformanın şerefini daima yüksek tutunuz. Bu sıralarda memlekette esen hırslı politika havasının zararlı tesirlerinden kendinizi korumasını biliniz. Ne pahasına olursa olsun, politikadan katiyen uzak kalınız. Bu sözlerim, şerefli ordunun, kudreti ve memleketin kaderi için hayati ehemmiyete haizdir. Bütün gayretinizi memleket müdafaası için lazım olan kudretinizi artırmağa ve onu en yüksek dereceye çıkarmağa hasrediniz. Sizlere inanıyor, son erden büyük kumandana kadar cümlenizi derin saygı ve sevgi hissi ile selamlıyorum."
13 Mayıs 1960 : Kütahya'da 1.000 hatlık otomatik telefon santrali hizmete açıldı.
18 Mayıs 1960 : Demirköprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.
21 Mayıs 1960 : Harp Okulu öğrencileri Ankara'da, İktidar Partisi aleyhinde sessiz bir yürüyüş yaptılar.
25 Mayıs 1960 : Meclis, 20 Haziran 1960 tarihine kadar tatil edildi. Bugünkü birleşimdeki konuşmaların yayınlanması yasaklandı.
27 Mayıs 1960 : 27 MAYIS İHTİLALİ. Türk Silahlı Kuvvetleri idareyi eline aldı. Sabahın erken saatlerinde radyolardan yayınlanan bildiri :
"Sevgili Vatandaşlar,
Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimizin, partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır.
Girişilmiş olan bu teşebbüs, hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir. İdaremiz, hiç kimse hakkında şahsiyata müteallik tecavuzkar bir fiile müsaade etmeyeceği gibi edilmesine de asla müsamaha etmeyecektir. Kim olursa olsun ve hangi partiye mensup bulunursa bulunsun, her vatandaş; kanunlar ve hukuk prensipleri esaslarına göre muamele görecektir. Bütün vatandaşların, partilerin üstünde aynı milletin, aynı soydan gelmiş evlatları olduklarını hatırlayarak ve kin gütmeden birbirlerine karşı hürmetle ve anlayışla muamele etmeleri, ıstıraplarımızın dinmesi ve milli varlığımızın selameti için zaruri görülmektedir.
Kabineye mensup şahsiyetlerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sığınmalarını rica ederiz. Şahsi emniyetleri kanunun teminatı altındadır.
Müttefiklerimize, komşularımıza ve bütün dünyaya hitap ediyoruz. Gayemiz, Birleşmiş Milletler Anayasası'na ve insan hakları prensiplerine tamamen riayettir. Büyük Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' prensibi bayrağımızdır.
Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadığız. NATO ve CENTO'ya inanıyoruz ve bağlıyız. Düşüncemiz 'Yurtta sulh, cihanda sulh'tur.
- Meclis feshedildi. Yeni anayasa ve demokratik müesseselerin kurulması hazırlığına başlanıldı. Milli Birlik Komitesi Başkanı Org. Cemal Gürsel, radyodan Millete seslendi :
"Aziz Türk Milleti,
Bir aydan beri memlekette cereyan eden ve milleti süratle korkunç buhranlara sürükleyen hadiseleri biliyorsunuz. Bu gidişin memleketi kanlı bir kardeş kavgasına da götürmekte olduğunu her aklı başında vatandaşın takdir ettiğine kaniyim. Dünya ahvali her gün biraz daha kötüye doğru giderken, hususi politika ihtirası yüzünden vatanımızın maddeten ve manen perişanlığa sürüklenmesi vicdan sahibi bütün vatandaşları dilhun (yüreği kanayan) etmektedir. Bu hal nereye kadar gidecek? Bu feci akıbete hissiz ve alakasız, seyirci mi kalmak lazım? İşte vatandaşlarım, bu ahvali ıstırap içinde aylardan beri düşündüm ve bu zevata çıkar yolları gösterdim. Fakat onlar kapıldıkları politika ihtirasının, şuurlarına verdiği bozukluk dolayısıyla dinlemediler ve işi zorla yürütmek sevdasına düştüler.
Çıkarılan kanunlar, takip edilen hareketler Türk Milleti'ni zincire vurmak kastında olduklarını gösteriyordu. Bu asırda böyle bir idarenin, böyle bir hareketin olabileceğini zannetmek Türk Milleti'ni hissiz bir sürü olarak kabul etmek demektir.
Hayır vatandaşlar, Türk Milleti hissiz bir sürü değil, belki bir çoğu okuma yazma bilmez, fakat atavik bir intikalle daha çok okumuş yazmış milletlerden daha çok fikri selime, aklı selime, vicdan ve vakara sahiptir. İşte bu düşünceler ve mülahazalarla bu feci gidişe son vermeye karar verdim ve devletin idaresine el koydum.
Derhal bütün vatandaşlara şunu ifade etmek isterim ki, asla bir diktatör olmak hevesinde değilim. Bütün emelim bu memlekette temiz, dürüst bir demokratik nizam kurmak ve devletin idaresini milletin iradesine terk etmektir. Bana inanınız ve güveniniz. Bütün milletin benimle beraber olduğuna inanıyorum. Bazı menfaatperestler, midesini ve vicdanını paraya bağlamış olanlar bu hareketimize karşı teşebbüslerde bulunmaya yeltenebilirler. Fakat onlara asla müsamaha edilmeyeceğini vatandaşlarıma temin ederim. Kötü ruhlu olanlardan bile memleketin bu nazik anında, az olsun vicdanlarını harekete geçirerek çalışmalarımıza yardım etmeseler bile, engel olmamalarını isteriz. Tekrar bana güvenmenizi, inanmanızı isterim ve sizleri sonsuz muhabbet ve saygıyla selamlıyorum."
28 Mayıs 1960 : Cumhurbaşkanı Celal Bayar istifa etti.
- 1. Milli Birlik Komitesi Kabinesi açıklandı. Kabinede 3 asker ve 14 sivil yer aldı.
Başbakan ve Milli Sav. Bk. : Org. Cemal Gürsel
Devlet Bakanı : Kamil Artus
Devlet Bakanı : Şefik İnan
Adliye Bakanı : Abdullah Gözübüyük
İçişleri Bakanı : Tümg. M. İhsan Kızıloğlu
Dışişleri Bakanı : Selim Sarper
Maliye Bakanı : Ekrem Alican
Milli Eğitim Bakanı : Prof. Fehmi Yavuz
Bayındırlık Bakanı : Daniş Koper
Ticaret Bakanı : Cihat İren
Sağlık Bakanı : Prof. Nusret Karasu
Gümrük Bakanı : Fethi Aşkın
Tarım Bakanı : Feridun Üstün
Ulaştırma Bakanı : Tuğg. Sıtkı Ulay
Çalışma Bakanı : Prof. Cahit Talas
Sanayi Bakanı : Muhtar Uluer
Turizm Bakanı : Zühtü Tarhan
İmar ve İskan Bakanı : Orhan Kubat
- Prof. Sıddık Sami Onar Başkanlığı'nda toplanan Profesörler Kurulu '27 Mayıs'ın meşru olduğu hakkında rapor verdi.
30 Mayıs 1960 : DP İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik, tutuklu bulunduğu Harp Okulu'nda pencereden atlayarak intihar etti.
1 Haziran 1960 : İnönü, Ankara'da yaptığı basın toplantısında, 'Ordunun harekatından haberdar olmadığını' belirtti.
12 Haziran 1960 : İhtilali gerçekleştiren üst rütbeli subayların oluşturduğu 'Milli Birlik Komitesi'nin 1 sayılı kanunu ile Anayasa'nın bazı maddeleri kaldırıldı ve bu suretle TBMM feshedildi. TBMM'nin bütün hak ve yetkileri, Geçici Anayasa gereğince Milli Birlik Komitesi'ne devredildi. Milli Birlik Komitesi üyelerinin adları açıklandı.
Başkan : Orgeneral Cemal Gürsel
Üyeler :
Ekrem Acuner
Fazıl Akkoyunlu
Refet Aksoylu
Mucip Ataklı
İrfan Baştuğ
Rıfat Baykal
Emanullah Çelebi
Ahmet Er
Orhan Erkanlı
Vehbi Ersu
Numan Esin
Suphi Gülsoytrak
Orhan Kabibay
Kadri Kaplan
Mustafa Kaplan
Suphi Karaman
Muzaffer Karan
Kamil Karavelioğlu
Osman Köksal
Münir Köseoğlu
Fikret Kuytak
Sami Küçük
Cemal Madanoğlu
Sezai Okan
Muzaffer Özdağ
Fahri Özdilek
Mehmet Özgüneş
Selahattin Özgür
Şükran Özkaya
İrfan Solmazer
Şefik Soyyüce
Dündar Taşer
Haydar Tunçkanat
Alparslan Türkeş
Sıtkı Ulay
Ahmet Yıldız
Muzaffer Yurdakuler
21 Haziran 1960 : Milli Birlik Komitesi, TBMM binasında çalışmalarına başladı.
22 Haziran 1960 : Emekli Oramiral Fahri Korutürk, Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliğine atandı.
24 Haziran 1960 : MBK üyeleri törenle yemin ettiler.
30 Haziran 1960 : Geçici Anayasa'nın 6. Maddesine göre MBK tarafından seçilen 1 Başkan ve 30 üyeden meydana gelen 'Yüksek Soruşturma Kurulu' toplandı.
4 Temmuz 1960 : Siyasi partilerin, taşra teşkilatları kapatıldı.
12 Temmuz 1960 : Celal Bayar, vatana ihanet suçundan Yüce Divan'a sevk edildi.
24 Temmuz 1960 : Basın Ahlak Yasası yürürlüğe girdi.
29 Temmuz 1960 : Eski Başbakanlardan Hasan Saka (Doğumu : 1886) öldü.
3 Ağustos 1960 : 235 general ve amiral emekliye sevk edildi. Bu olay 'Eminsular' adıyla anılır.
12 Ağustos 1960 : MBK'nin kabul ettiği kanunla, MBK'nin çıkardığı kanunların geçici olmadığı kabul edildi. Kanundan geçici kelimesi çıkartıldı.
15 Ağustos 1960 : Zürih ve Londra Antlaşmaları'na dayanılarak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı Rum, Yardımcısı Türk olacaktı.
16 Ağustos 1960 : Antlaşmalar gereğince bir Türk Alayı büyük bir törenle Kıbrıs'a çıktı. 82 yıl sonra ilk defa Türk askeri Kıbrıs'a ayak basıyordu.
25 Ağustos 1960 : MBK 10 Bakanı görevinden azletti. 2. MBK Hükümeti kuruldu.
11 Eylül 1960 : MBK üyesi ve Ankara Valisi Gen. İrfan Baştuğ, İstanbul-Ankara yolunda trafik kazasında öldü.
26 Eylül 1960 : Celal Bayar, tutuklu bulunduğu Yassıada'da, bel kemeriyle intihara teşebbüs etti.
29 Eylül 1960 : Demokrat Parti, mahkeme kararıyla kapatıldı.
7 Ekim 1960 : Yüksek Adalet Divanı üyeleri Ankara'dan ayrılarak Heybeliada'ya yerleştiler.
14 Ekim 1960 : Yassıada duruşmaları başladı. 587 sanık ve 1063 tanık dinlendi. Divan kararlarına göre 15 kişi ölüm cezasına, 31 kişi müebbet hapis cezasına, 418 kişi çeşitli cezalara çarptırıldı. 123 kişi beraat etti. MBK 15 ölüm cezasından 4'ünü onayladı. Bayar'ın cezası yaş haddinden dolayı müebbet hapse çevrildi. 3 ölüm cezası infaz edildi. Diğer 12 ölüm cezası ise müebbet hapse çevrildi.
23 Ekim 1960 : Genel Nüfus sayımı yapıldı. Nüfusumuz 1960 : 27.754.820
27 Ekim 1960 : Üniversite öğretim üyelerinin affına ve yer değiştirilmelerine dair kanun kabul edildi. Sonradan 147'ler olarak adlandırılacak olan 147 öğretim üyesi (profesör, doçent, asistan) görevlerinden uzaklaştırıldı.
9 Kasım 1960 : Emekliye ayrılan subayların, istekleri halinde öğretmenliğe atanabilmelerine dair kanun kabul edildi.
14 Kasım 1960 : 14 MBK üyesinin görevlerinden affına dair kanun kabul edildi.
15 Kasım 1960 : MBK, 'Dışişleri Bakanlığı Kuruluşu' hakkındaki kanuna ek olarak kabul ettiği kanunla, Dışişleri dış teşkilatında 14 Müşavirlik kurdu ve Komitedeki görevlerinden alınan 14 üye, en az 2 yıl yurda dönmemek üzere bu Müşavirliklere atandı. Bu kişiler on dörtler olarak da adlandırılırlar.
Alparslan Türkeş : Yenidelhi
Orhan Kabibay : Brüksel
Orhan Erkanlı : Meksika
Münir Köseoğlu : Stockholm
Mustafa Kaplan : Lizbon
Muzaffer Karan : Oslo
Şefik Soyuyüce : Kopenhag
Fazıl Akkoyunlu : Kabil
Rıfat Baykal : Tel-Aviv
Dündar Taşer : Rabat
Numan Esin : Madrid
İrfan Solmazer : Lahey
Muzaffer Özdağ : Tokyo
Ahmet Er : Trablusgarp
4 Aralık 1960 : Bir süredir hasta olan Başkan Gürsel'in rahatsızlığı arttı.
14 Aralık 1960 : İstanbul Boğazı'nda Yugoslav ve Yunan bandıralı iki tanker çarpıştı. İstanbul, büyük bir tehlike atlattı.
19 Aralık 1960 : İskenderun'da Atatürk Anıtı saldırıya uğradı.
30 Aralık 1960 : CHP, aralarında İnönü'nünde olduğu 49 'Kurucu Meclis' üyesini seçti.
1961
3 Ocak 1961 : Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) kuruluş kanunu kabul edildi.
4 Ocak 1961 : Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu kabul edildi.
-Yeni Kabinenin kurulabilmesi için bütün Bakanlar istifa etti.
5 Ocak 1961 : Cemal Gürsel, 6 yeni Bakan alarak 3. Kabinesini kurdu.
6 Ocak 1961 : Kurucu Meclis çalışmalarına başladı.
8 Ocak 1961 : Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz Yaşar Doğu (Doğumu : 1915) öldü.
14 Ocak 1961 : Memleketçi Cumhuriyet Partisi kuruldu.
11 Şubat 1961 : Yeni partiler kuruldu.
Adalet Partisi
Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi
Çalışma Partisi
Memleketçi Parti
Mutedil Liberal Parti
Türkiye İşçi Partisi
13 Şubat 1961 : Yeni Türkiye Partisi ve Düstur Partisi kuruldu.
27 Şubat 1961 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Tümgeneral Selahattin Adil (Doğumu:1881) öldü.
6 Mart 1961 : İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulundu.
1 Nisan 1961 : Siyasi faaliyete izin verildi.
6 Nisan 1961 : Temsilciler Meclisi'nde, subay ve astsubayların oy kullanmaları kabul edildi.
24 Mayıs 1961 : Ankara ve İstanbul'da yürürlükte bulunan sıkıyönetim uzatıldı.
25 Mayıs 1961 : Yeni seçim kanunu kabul edildi.
27 Mayıs 1961 : Yeni Anayasa (1961 Anayasa'sı olarak adlandırılır), Kurucu Meclis'te 2 red oyuna karşılık 260 oyla kabul edildi.
16 Haziran 1961 : Yazar ve düşünür Peyami Safa (Doğumu: 1899) öldü.
9 Temmuz 1961 : Yeni Anayasa halk oyuna sunuldu. Evet oyu %65, hayır oyları %35'dir. (Katılım oranı %75)
10 Temmuz 1961 : Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak 'Din İşleri Genel Müdürlüğü' kuruldu.
21 Temmuz 1961 : Kurucu Meclis seçimlerin 15 Ekim 1961 tarihinde yapılmasına karar verdi.
11 Ağustos 1961 : Yassıada duruşmaları sona erdi.
24 Ağustos 1961 : 15. CHP Kurultayı Ankara'da toplandı. İnönü: "... Sabah erken kalkan babayiğitlerin Kurultayı basmalarını asla kabul etmiyorum." dedi.
3 Eylül 1961 : Başkan Gürsel'in Başkanlığında toplanan parti başkanları, yapılacak Milletvekili seçimlerinde, 27 Mayıs'ı zedelememek, 'Eminsular' konusunu deşmemek, DP'yi methetmemek konusunda bir antlaşma imzaladılar.
15 Eylül 1961 : Yassıada Yüksek Adalet Divanı kararları açıklandı. 15 Sanık ölüm cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklar çeşitli cezalara çarptırıldılar.
Ölüm cezasına çarptırılanlar:
Celal Bayar
Adnan Menderes
Fatin Rüştü Zorlu
Hasan Polatkan
Refik Koraltan
Agah Erozan
İbrahim Kirazoğlu
Ahmet Hamdi Sancar
Nusret Kirişçioğlu
Bahadır Dülger
Emin Kalafat
Baha Akşit
Osman Kıvrakoğlu
Zeki Erataman
Rüştü Erdelhun
-Yüksek Adalet Divanı'nca verilen ölüm cezalarından, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın ölüm cezaları MBK Tarafından onaylandı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 65 yaşını bitirdiği için cezası müebbet hapse çevrildi, diğer ölüm cezaları ise Milli Birlik Komitesi tarafından müebbet hapse çevrildi.
16 Eylül 1961 : Eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan hakkında verilen ölüm cezaları İmralı Adası'nda infaz edildi.
17 Eylül 1961 : Eski Başbakan Adnan Menderes hakkında verilen ölüm cezası İmralı Adası'nda infaz edildi.
19 Eylül 1961 : Eski Başbakanlardan Prof. Şemsettin Günaltay (Doğumu:1883) öldü.
15 Ekim 1961 : Genel seçimler yapıldı, katılım oranı %81.
Adalet Partisi (AP) : 158 Milletvekili 70 Senatör
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) : 173 " 36 "
Yeni Türkiye Partisi (YTP) : 65 " 28 "
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) : 54 " 16 "
25 Ekim 1961 : İhtilalden 17 ay sonra TBMM, Devlet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel tarafından açıldı.
26 Ekim 1961 : Org. Cemal Gürsel, 607 oyun 434'ünü alarak Cumhurbaşkanlığı'na seçildi. Suat Hayri Ürgüplü, Senato Başkanı, Fuat Sirmen TBMM Başkanı seçildiler.
10 Kasım 1961 : CHP Genel Başkanı İsmet İnönü Hükümeti Kurmakla görevlendirildi. Cumhurbaşkanı Gürsel: "... İçinde bulunduğumuz güç şartları çözümleyecek birine görev verdim." dedi.
20 Kasım 1961 : İnönü, CHP-AP Koalisyon Hükümeti'ni kurdu.
2 Aralık 1961 : 8. İnönü Kabinesi, 4 red, 78 çekimser oya karşın 269 oyla güvenoyu aldı.
23 Aralık 1961 : Başbakan İnönü yaptığı konuşmasında: "... Af, Hükümet programına alınmıştır. Bardağı taşıracak bir damla daha koymayacağım. Bu durumda herkesin bana yardım etmesi lazımdır. Bardaklar doldurulmuştur. Taşıramam. Bir damla daha ilave edemem. Huzuru behemehal getireceğiz. Bütün sınıfların huzur içinde yaşaması lazımdır." dedi.
24 Aralık 1961 : Ünlü şair Tevfik Fikret'in Eyüp'te bulunan mezarı, törenle Aşiyan'a nakledildi.
1962
1 Ocak 1962 : DP döneminde Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları görevinde bulunan Tevfik İleri (Doğumu: 1911) öldü. Cenaze töreninde olaylar çıktı.
18 Ocak 1962 : 147'lerin Üniversitelere dönmelerine izin verildi.İhtilalden sonra Üniversitelerdeki görevlerinden uzaklaştırılmışlardı.
26 Ocak 1962 : General Sıtkı Ulay, tabi senatörlükten çekildi.
1 Şubat 1962 : Başbakan İnönü konuşma yaptı: "... Açık konuşacağım. Bir yandan yarın, bir ikinci ihtilalin olacağı rüzgarı, bir yandan 27 Mayıs'ın intikamı alınmaya çalışılıyor, havası estiriliyor. Herkes her sabah gazetesini açtığında yeni bir endişe ile karşılaşıyor. Bu yüzden vatandaşın siniri bozuluyor... Hükümet yanınızdadır, Hükümet kuvvetlidir ve sağlamdır. Türkiye'de hiçbir maceraya yer yoktur ve olmayacaktır."
14 Şubat 1962 : Celal Bayar, tedavi için Kayseri Cezaevi'nden Ankara'ya getirildi. 3 gün sonra tekrar Kayseri Cezaevi'ne gönderildi.
18 Şubat 1962 : İnönü'nün radyodan Türk Milleti'ne mesajı: "... Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tecavüz mahiyetini kaşıyan her davranışın kesin bir azimle karşısındayız... Hiç kimse, hızla gelişmeye muhtaç olan bir milletin kaderi ile oynamaya mezun değildir."
22 Şubat 1962 : Ankara'da Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve arkadaşları, Hükümet darbesine teşebbüs ettiler. Olay hemen bastırıldı. Katılan subaylar emekliye sevk edildi.
23 Şubat 1962 : İnönü: "... Milletçe büyük bir badire atlattık... Bugün dünyaya karşı milletiyle, ordusu ile dev kuvvetinde bir Türkiye vardır." dedi.
25 Mart 1962 : EOKA'cılar Kıbrıs'ta iki camiye bomba attılar. Kıbrıs'ta, Türklere karşı şiddet olayları hızla tırmanıyor.
22 Nisan 1962 : Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkındaki kanun kabul edildi.
10 Mayıs 1962 : Asker kişiler tarafından 22-23 Şubat 1962 olayları dolayısıyla veya daha evvel bu olaylara esas teşkil edebilecek mahiyette işlenen fiil ve hareketler için ceza kovuşturması yapılmaması hakkındaki kanun kabul edildi. Bu kanunla Talat Aydemir ve arkadaşları affedildiler.
22 Mayıs 1962 : CHP ile AP arasındaki 'Af" tartışması sertleşti. İnönü, AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'ya, "... Hükümet tebliği muvafakatiniz alınarak yayınlandı. Şimdi bundan haberiniz yokmuş gibi konuşuyorsunuz." dedi.
27 Mayıs 1962 : İstanbul Küçükçekmece'de atom reaktörü hizmete girdi.
30 Mayıs 1962 : İnönü, AP'nin af ile ilgili tutumu üzerine istifa etti. CHP-AP Koalisyonu çekildi.
2 Haziran 1962 : İnönü, yeniden kabineyi kurmakla görevlendirildi. Çok çetin geçen görüşmelerden sonra CHP-YTP-CKMP Koalisyonu kuruldu.
15 Haziran 1962 : CKMP'den ayrılan Osman Bölükbaşı, Millet Partisi'ni kurdu. CKMP'den ayrılan 29 Milletvekili ve senatör'de MP'ye katıldı.
25 Haziran 1962 : 9. İnönü Kabinesi (2. Koalisyon Hükümeti) 134 red, 4 çekimser oya karşın 259 oyla güvenoyu aldı.
24 Temmuz 1962 : Türkiye, Müşterek Pazar'a ortak üye kabul edildi.
26 Ağustos 1962 : ABD Başkan Yardımcısı Lindon B. Johnson (daha sonra Başkan seçildi) Türkiye'yi ziyaret etti.
3 Eylül 1962 : 'Eminsular' Ankara'da miting yaptılar. (bakınız: 03.08.1960)
5 Eylül 1962 : Iğdır ve dolaylarında deprem oldu.
1 Ekim 1962 : Müebbet hapis cezasına çarptırılan DP Eski Bolu Milletvekili Reşat Akşemsettinoğlu, hapisten kaçarak Yunanistan'a sığındı.
2 Ekim 1962 : Ankara'da nümayişler oldu. Başbakan İnönü meydana gelen olaylar üzerine yaptığı konuşmada: "... Esef verici hadiseler olmuştur. Bunların büyük sorumluluğu hükümete aittir... Fakat bunlar hükümetin icraatları değildir. Görevimizi ifa etmeye mecburuz. Emniyeti temin edeceğimize güveniyoruz. Vatandaşlara ilan ediyorum ki, bu türlü tecavüzlerin hiçbir faydası yoktur. Olaylara hakimim, hiçbir şey olmayacaktır." dedi.
11 Ekim 1962 : TBMM'de müşterek beyanname yayınlandı: "... 27 Mayıs Milli bir devrimdir. Büyük Meclis'in mensupları bizler, bir bütün halinde bu meşru temele yönelecek her tecavüzü birlikte karşılamaya azimli ve kararlıyız."
16 Ekim 1962 : İhtilal sonrasında, Anayasa'yı ihlal suçundan Yüksek Adalet Divanı'nca mahkum edilenlerin cezalarının kısmen affı hakkındaki kanun kabul edildi. Kayseri Cezaevi'nde 57 Yassıada mahkumu kaldı.
23 Ekim 1962 : ABD, SSCB'nin Küba'yı bir nükleer üs haline getirmesini engellemek için adayı abluka altına aldı. Türkiye'de ve çeşitli Devletler'de protesto gösterileri düzenlendi. Başbakan İnönü: "Buhranı Türkiye'ye sıçratmak için gayretler var... " dedi.
22 Kasım 1962 : Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulundu.
2 Aralık 1962 : Adalet Partisi'nin 1. Büyük Kongresi yapıldı. Ragıp Gümüşpala yeniden Genel Başkanlığa seçildi.
3 Aralık 1962 : Üst rütbeli 11 hava subayı görevinden alındı.
7 Aralık 1962 : CHP'de huzursuzluk iyice su yüzüne çıktı. Kasım Gülek, Nihat Erim ve Avni Doğan partiden ihraç edildiler.
14 Aralık 1962 : 16. CHP Kurultayı toplandı. İsmet İnönü yeniden Genel Başkan seçildi.
19 Aralık 1962 : Milli Güvenlik Kurulu kurulmasına dair kanun kabul edildi.
1963
3 Ocak 1963 : Kıbrıs'ta Türk Belediyelerinin lağvedilmeleri üzerine Hükümet, Cumhurbaşkanı Makarios'a sert bir nota verdi.
1 Şubat 1963 : Ankara üzerinde çarpışan iki uçak şehre düştü, 87 kişi öldü.
12 Mart 1963 : Adalet Bakanlığı, Celal Bayar'ın sağlık durumu ili ilgili olarak bir bildiri yayınladı.
13 Mart 1963 : İnönü: "... Bayar için, Hükümet olarak bir şey düşünmek, yetkimiz dışındadır. Mesele, sıhhi durumu, muayeneye arz edilmiş bir hükümlünün göreceği işlemdir."
19 Mart 1963 : İnönü, yaptığı basın toplantısında, bir soru üzerine: "... Hükümet zemin müsait olduğunda siyasi bir af çıkarmakta kararlıdır." dedi.
22 Mart 1963 : Celal Bayar, Kayseri Cezaevi'nden geçici olarak tahliye edildi.
24 Mart 1963 : 27 Mayıs'a karşı yapılan protesto ve gösterileri protesto etmek için Ankara'da gösteriler düzenlendi.
25 Mart 1963 : Ankara, İstanbul ve çeşitli şehirlerde gösteriler yapıldı. 27 Mayıs'a karşı tutum kınanıyor.
27 Mart 1963 : Ankara'da Adalet Partisi Genel Merkezi tahrip edildi.
28 Mart 1963 : Celal Bayar tekrar tutuklandı.
6 Nisan 1963 : Başbakan İnönü konuştu: "... On beş günlük olayların siyasi hayatımıza ne dersler öğrettiğini gelecekte göreceğiz, partilerin derlenme, toplanmaktaki gayretlerinin ciddiyet derecesine bu devrede şahit olacağız."
11 Nisan 1963 : 27 Mayıs günü kutlanmak üzere, 'Hürriyet ve Anayasa Bayramı' kabul edildi.
21 Nisan 1963 : 'Genç Kemalistler Ordusu' adlı bir örgüte bağlı beş subay tutuklandı.
20 Mayıs 1963 : Talat Aydemir, ikinci defa ihtilal teşebbüsünde bulundu. Talat Aydemir ile birlikte 103 kişi tutuklandı.
21 Mayıs 1963 : Ankara, İzmir ve İstanbul'da sıkıyönetim ilan edildi. Başbakan İnönü Cumhuriyet Senatosu'nda 20 Mayıs gecesi olan olaylar hakkında açıklama yaptı: "... Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasa'yı Milletle beraber her türlü tecavüzden koruyacaktır." dedi.
3 Haziran 1963 : Ankara'da 3 mahkeme kuruldu.
7 Haziran 1963 : İhtilal sanıklarının, Ankara Mamak Askeri Mahkemesi'nde yargılanmalarına başlandı.
11 Haziran 1963 : Kabine'den CKMP'li üç Bakan çekildi.
13 Haziran 1963 : 1459 Harp Okulu öğrencisinin duruşması Ankara'da başladı. (İhtilal teşebbüsü ile ilgili olarak.)
28 Haziran 1963 : Komünist oldukları gerekçesiyle 12 kişi tutuklandı.
2 Temmuz 1963 : Turizm ve Tanıtma Bakanlığı kuruluş kanunu kabul edildi.
15 Temmuz 1963 : Grev ve Lokavt kanunu kabul edildi.
- Sendikalar kanunu kabul edildi.
17 Temmuz 1963 : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) kuruldu.
5 Eylül 1963 : 20 Mayıs ihtilal teşebbüsüne katılanlar için Mamak Askeri Mahkemesi kararını açıkladı. Talat Aydemir ile birlikte 7 kişi ölüm cezasına, 29 kişi ise müebbet hapse mahkum oldu.
11 Eylül 1963 : 2 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Harp Okulu Öğrencilerinin yargılanması tamamlandı. 75 öğrenci çeşitli cezalara çarptırıldı, 1384 öğrenci beraat etti.
18 Eylül 1963 : İstanbul'da deprem, Çemberlitaş ve civarında hasar var.
3 Ekim 1963 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Tümgeneral Refet Bele (Doğumu:1881) öldü.
11 Ekim 1963 : Anayasa Mahkemesi, DP İktidarı zamanında çıkartılan 'CHP'ye ait malların hazineye devrine' ait kanunu iptal etti.
17 Ekim 1963 : Sıkıyönetim, Ankara ve İstanbul'da iki ay daha uzatıldı.
31 Ekim 1963 : 2. Talat Aydemir darbe teşebbüsünden dolayı ölüm cezası alanlardan; Talat Aydemir, Fethi Gürcan, Osman Deniz ve Erol Dinçer'in cezaları onaylandı.
17 Kasım 1963 : Mahalli seçimler yapıldı. 42 İlde AP, 23 İlde CHP kazandı.
23 Kasım 1963 : ABD Başkanı John F. Kennedy, bir suikast sonucu öldürüldü.
24 Kasım 1963 : Başbakan İnönü, Kennedy'nin cenaze töreninde bulunmak için Amerika'ya gitti.
27 Kasım 1963 : Başbakan İnönü'nün Amerika'da bulunduğu sırada Yeni Türkiye Partisi, Koalisyondan çekilme kararı aldı.
30 Kasım 1963 : Kıbrıs Anayasası'nda değişiklik yapılması için Cumhurbaşkanı Makorios Türk Hükümeti'ne muhtıra verdi.
2 Aralık 1963 : Başbakan İnönü yurda döndü. İstifasını Cumhurbaşkanı'na sundu. "... Koalisyonun dağıldığı hakkındaki haberi, Amerika'da herkesle beraber duydum..."
- Karadeniz Teknik Üniversitesi Trabzon'da açıldı.
14 Aralık 1963 : İnönü Hükümeti kurmakla tekrar görevlendirildi.
21 Aralık 1963 : Kıbrıs'ta Türklere yönelik sistemli saldırılar iyice arttı. Her Hükümet bunalımında saldırılar dahada yoğunlaşmaya başlıyor.
23 Aralık 1963 : Kıbrıs'ta 3 Türk EOKA'cılar tarafından şehit edildi.
24 Aralık 1963 : Türk Jetleri Kıbrıs üzerinde uçtular. Rumlara karşı ilk uyarı yapıldı.
- Başbakan İnönü, TBMM'inde konuştu: "Bugün Türk uçakları Kıbrıs'taki mücadele meydanlarına gitmişler, görünmüşler ve ilk ihtarı yapmışlardır.
Biz her meselede, iç hayatımızda olduğu gibi dış münasebetlerde de kanun nizamına bağlı olan bir devlet ve milletiz. Kanun nizamı haricinde bir muamele ve tecavüz yapmak isteyenlere karşı kuvvetlerimiz, irademiz sarsılmaz bir surette tesir gösterecektir."
24 Aralık 1963 : Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) kanunu kabul edildi.
25 Aralık 1963 : İnönü, Bağımsızlar ile birlikte 10. Kabinesi'ni kurdu.
27 Aralık 1963 : Yurdun çeşitli yerlerinde Kıbrıs için mitingler yapıldı.
28 Aralık 1963 : Kıbrıs'tan aralarında 2 kadın ve 3 çocuğunda bulunduğu 23 yaralı uçakla Ankara'ya getirildi.
29 Aralık 1963 : İnönü, Kıbrıs'tan getirilen yaralıları hastanede ziyaret etti.
30 Aralık 1963 : Kıbrıs buhranı bütün şiddetiyle sürüyor. Gazetecilerin İnönü'ye yönelttikleri; "Çizmenizi ne zaman giyeceksiniz?" sorusuna karşılık İnönü: " Çizmem yok, aklım var!.." dedi.
1964
4 Ocak 1964 : İnönü'nün 10. ve son kabinesi 175'e karşı 225 oyla güvenoyu aldı. Kabinede 3 Bağımsız Milletvekili bulunuyordu. Ferit Melen, Maliye Bakanlığı; Bülent Ecevit ise Çalışma Bakanlığı görevlerine getirildi.
9 Ocak 1964 : Ünlü yazar Halide Edip Adıvar (Doğumu:1884) öldü.
15 Ocak 1964 : Kıbrıs Konferansı Londra'da başladı.
23 Ocak 1964 : Kıbrıs'ta Bayraktar Camii tekrar bombalandı. EOKA saldırıları bütün hızıyla devam ediyor.
31 Ocak 1964 : Londra'da toplanan Kıbrıs Konferansı başarısızlıkla dağıldı.
6 Şubat 1964 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Albay Şefik Aker (Doğumu:1877) öldü.
12 Şubat 1964 : Kıbrıs'ta Türklere yönelik kanlı saldırılar oldu.
15 Şubat 1964 : Kıbrıs Konferansı'nın başarısız olması üzerine, İngiltere, Birleşmiş Milletlere başvurdu.
21 Şubat 1964 : Başbakan İsmet İnönü'ye, Mesut Suna adlı bir kişi tarafından suikast teşebbüsünde bulunuldu.
4 Mart 1964 : Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 'beşli planı' kabul etti. Kıbrıs'a üç ay için milletlerarası barış kuvveti gönderilmesine karar verildi.
12 Mart 1964 : Kıbrıs'a müdahale için garantör devletlere 48 saat süre verdik. İnönü: "... Ültimatom verdim. Bir reaksiyon göstermezse çıkartma yapacağım... Sabrediyoruz."
16 Mart 1964 : TBMM, Kıbrıs'a gerektiğinde müdahalede bulunmak için İnönü Hükümetine yetki verdi. Oylamaya katılan 495 üyeden, 4'ü çekimser, 6'sı red, 485'i olumlu oy kullandı.
7 Nisan 1964 : Başbakan İnönü, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'a mektup gönderdi. Türklere yönelik saldırılar devam ediyor.
27 Nisan 1964 : Ankara'da 2. Çubuk Barajı hizmete açıldı.
5 Mayıs 1964 : TBMM'de, Kıbrıs politikası üzerine yapılan genel görüşmede İnönü: "... Kıbrıs'taki Türkleri hür yaşatmak şeref görevimizdir... Aksi bir hal çaresine bizi razı etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir." dedi.
7 Mayıs 1964 : Türk Karasuları 6 deniz miline çıkartıldı.
3 Haziran 1964 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Orgeneral Kazım Orbay (Doğumu:1887) öldü.
5 Haziran 1964 : Türk Hükümeti'nin Kıbrıs'a müdahale kararı üzerine ABD Başkanı Lindon B. Johnson'ın muhtemel Sovyet müdahalesine ve Amerikan yardımından alınan silahların kullanılmasının kabul edilemeyeceğine dair mektubu: (Bu mektup 13.01.1966 tarihli Senato kararıyla kamuoyuna açıklanmıştır.)
"Sayın Bay Başkan,
Türkiye Hükümetinin, Kıbrıs'ın bir kısmını askeri kuvvetle işgal etmek üzere müdahalede bulunmağa karar vermeyi tasarladığı hakkında aldığım haber beni ciddi surette endişeye sevk etmektedir. En dostane ve açık şekilde belirtmek isterim ki, geniş çapta neticeler doğurabilecek böyle bir hareketin Türkiye tarafından takip edilmesini, Hükümetinizin bizimle evvelden tam bir istişarede bulunmak hususundaki taahhüdü ile kabili telif addetmiyorum...
Yıllar boyunca Türkiye'yi en sağlam şekilde desteklediğini ispat etmiş olan Amerika gibi bir müttefikine, bu şekilde sonuçları olan tek taraflı bir kararla karşı karşıya bırakılmasının Hükümetiniz bakımından doğru olduğuna hakikaten inanıp inanmadığınızı sizden sorarım. Binaenaleyh, böyle bir harekete girişmeden önce ABD ile tam bir istişarede bulunmak sorumluluğunu kabul etmenizi özellikle rica etmek zorundayım.
1960 tarihli Garanti Antlaşması uyarınca böyle bir müdahalenin caiz olduğu kanaatinde bulunduğunuz intibaındayım. Bununla beraber, Türkiye'nin tasarladığı müdahalenin, Garanti Antlaşması tarafından açıklıkla önlenen bir çözüm sureti olan bölüşmeyi gerçekleştirme gayesine matuf olacağı yolundaki anlayışımıza dikkatinizi çekmek zorundayım. Ayrıca, söz konusu Antlaşma teminatçı Devletler arasında istişareyi gerektirmektedir. Birleşik Amerika, bu durumda bütün istişare imkanlarının hiç bir şekilde tüketilmediği ve dolayısıyla, tek taraflı harekete geçme hakkında da henüz kabili istimal olmadığı kanaatindedir.
Diğer yönden, Bay Başkan, NATO vecibelerine de dikkatinizi çekmek zorundayım. Kıbrıs'a vaki olacak Türk müdahalesinin, Türk-Yunan kuvvetleri arasında silahlı bir çatışmaya sürükleneceği hususunda zihninizde en ufak bir tereddüt olmamalıdır. Dışişleri Bakanı Rusk, La Haye'de yapılan son NATO Bakanlar Konseyi toplantısında Türkiye ile Yunanistan arasında bir savaşın kelimenin tam anlamıyla düşünülemez olarak telakki edilmesi gerektiğini beyan etmişti. NATO'ya katılmak, esas icabı olarak, NATO memleketlerinin birbirleriyle savaş yapmayacaklarını kabul etmek demektir. Almanya ve Fransa, NATO'da müttefik olmakla yüz yıllık kin ve düşmanlıklarını gömmüşlerdir. Aynı şeyin Yunanistan ile Türkiye'den de beklenmesi gerekir. Ayrıca, Türkiye tarafından Kıbrıs'a yapılacak askeri bir müdahale Sovyetler Birliği’nin konuya doğrudan doğruya karışmasına yol açabilir. NATO müttefiklerimizin tam rıza ve muvafakatleri olmadan Türkiye'nin girişeceği bir hareket sonucunda ortaya çıkacak bir Sovyet müdahalesine karşı Türkiye'yi korumak mükellefiyetleri olup olmadığını müzakere etmek fırsatını bulmamış olduklarını takdir buyuracağınız kanaatindeyim.
Diğer yönden, Bay Başkan, bir Birleşmiş Milletler üyesi olan Türkiye'nin vecibeleri dolayısıyla da endişe duymaktayım. BM, Ada'da barışı korumak için kuvvet temin etmiştir. Bu kuvvetlerin görevi zor olmuştur. Fakat, geçen son birkaç hafta içinde, Ada'daki şiddet hareketlerinin azaltılmasında tedrici bir şekilde muvaffak olmuşlardır. BM arabulucusu henüz işini bitirmemiştir. Hiç şüphem yok ki, BM üyelerinin çoğunluğu, BM gayretlerini baltalayacak olan ve bu zor meseleye BM tarafından makul ve barışçıl bir hal tarzı bulunmasına yardım edebilecek her hangi bir ümidi yıkacak olan Türkiye'nin tek yönlü hareketinde en sert bir şekilde tepki gösterecektir.
Aynı zamanda, Bay Başkan, askeri yardım alanında Türkiye ve ABD arasında mevcut iki taraflı anlaşmaya dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye ile aramızda mevcut 1947 tarihli antlaşmanın 4. Maddesi mucibince, askeri yardımın, veriliş maksatlarından başka amaçlarla kullanılmaması için Hükümetinizin, ABD'nin muvafakatini alması gerekmektedir. Hükümetinizin bu şartı tamamen anlamış bulunduğunu muhtelif vesilelerle Birleşik Devletlere bildirmiştir. Mevcut şartlar altında Türkiye'nin Kıbrıs'a yapacağı bir müdahalede Amerika tarafından temin edilmiş olan askeri malzemenin kullanılmasına ABD'nin muvafakat edemeyeceğine size bütün samimiyetimle ifade etmek isterim.
...
Sözlerimi pek fazla sert bulabilir ve bizim, Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin ilgisine karşı bigane (yabancı) olduğumuzu düşünebilirsiniz, durumun böyle olmadığını, size temin etmek isterim...Türkiye ile olan ilişkilerimize çok büyük bir değer veriyoruz... Siz ve biz, komünist dünyasının ihtiraslarına karşı koymak üzere birlikte dövüştük. Bu dayanışma bizim için büyük bir mana taşımaktadır... Kıbrıs’la ilgili olarak, Türk cemaatini tehlikeye maruz bırakacak herhangi bir çözüm yolunu desteklemeyi düşünmüyoruz. Nihai bir çözüm yolu bulamadık, zira bunun dünyadaki en girift meselelerden biri olduğu aşikardır...
Nihayet Bay Başkan, en ciddi meseleyi; savaş mı?, barış mı? konusunu vazetmiş bulunuyoruz. Bu konular Türkiye ve Birleşik Amerika arasındaki iki taraflı ilişkilerin çok ötesine giden meselelerdir. Bunlar, sadece Türkiye ve Yunanistan arasında bir savaşı muhakkak olarak doğurmakla kalmayacak, fakat Kıbrıs'a tek taraflı bir müdahalenin doğuracağı, önceden kestirilemeyen sonuçlar nedeniyle, daha geniş çapta çatışmalara yol açabilecektir.
... En dostane şekilde size şunu bildirmek isterim ki, bizimle yeniden ve en geniş ölçüde istişare etmeksizin böyle bir harekete tevessül etmeyeceğinize dair bana teminat vermediğiniz takdirde konunun gizli tutulması hususunda ki talebinizi kabul edemeyecek ve NATO Konseyi ile BM Güvenlik Konseyi'nin acele olarak toplantıya çağrılmasını istemek mecburiyetinde kalacağım.
....
Hürmetlerimle"
5 Haziran 1964 : Adalet Partisi Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala (Doğumu:1897) öldü.
7 Haziran 1964 : Senato kısmi seçimleri yapıldı. AP:31, CHP:19, Bağımsızlar:1 senatörlük kazandılar.
9 Haziran 1964 : Başbakan İnönü, Başkan Johnson'ın mektubunu cevaplandırdı. (Bu mektup, 13.01.1966 tarihli Senato kararıyla kamuoyuna açıklanmıştır.)
"Sayın Bay Başkan,
Kıbrıs'ta Garanti Antlaşması gereğince ferdi hareket hakkını kullanma kararını arzunuz veçhile talik ettik (erteledik). Mesajınıza hakim olduğunu buyurduğunuz açık kalplilik ve dostluk hislerine dayanarak, ben de size cevabımda durumu ve düşündüklerimizi tam bir samimiyetle açıklamaya çalışacağım.
Bay Başkan,
Mesajınız gerek yazılış tarzı, gerek içindekiler bakımından Amerika ile ittifak münasebetlerinde daima ciddi bir dikkat göstermiş olan Türkiye gibi bir müttefikinize karşı hayal kırıcı olmuş, ittifak münasebetlerine değinen muhtelif konularda önemli görüş ayrılıkları belirtilmiştir. Gerek bu ayrılıkların, gerek mesajın genel havasının sadece çok sıkışık bir zamanda acele toplanmış muta’lara dayanarak yapılmış iyi niyetli bir teşebbüsün telaşından doğmuş hususlardan ibaret olmasını yürekten dilerim.
İlk önce Garanti Antlaşması icabı olarak Kıbrıs'a askeri müdahale zarureti görüldüğü, zamanın ABD Hükümeti ile istişare etmekte kusur ettiğimiz önemle belirtilmektedir. 1963 sonundan beri Kıbrıs'ta askeri müdahale ihtiyacı, bu sefer ile beraber dördüncü oluyor.
Başından beri Amerika ile bu konuda istişare ettik. 25 Aralık 1963'de ilk buhran patladığı vakit, Garantör Devletlerle temas ettiğimizde, derhal Amerika'yı haberdar ettik ve Amerika bize bu konuda kendisinin bir taraf teşkil etmediği cevabını verdi. Ondan sonra müdahale müzakeresini İngiltere ve Yunanistan ile yaptık ve bildiğiniz gibi, 26 Aralık 1963'te İngiliz Komutası altında üçlü bir askeri idare kuruldu. Londra Konferansı'nın ve İngiliz-Amerikan müşterek tekliflerinin Makarios'un tutumu yüzünden akamete uğraması ve Ada'da Türklere tecavüzlerin devamı dolayısıyla Şubat ayında çok buhranlı günler geçirdik ve durumun vahametinden Amerika'yı haberdar ettik.
İngiliz-Amerikan tekliflerinin reddi ile hasıl olan boşluk dolayısıyla Ada'da nizamı tesis için müdahalenin zaruretini anlattık ve her an müdahale mecburiyetinde kalacağımızı size bildirdik. Hatta sizden muayyen konular için teminatlar istedik. Bunlara olumlu cevap verdiniz. Buna rağmen bizden müdahale etmememizi istediniz ve Makarios'a BM'de lüzumlu dersin verileceğini ve Türk hak ve menfaatlerinin tamamıyla korunmasını sağlayan bir plan hazırlandığını ifade ettiniz.
Bu isteğinize uyduk, fakat BM'de arzu edilen sonuç alınamadı. Üstelik, Güvenlik Konseyi'nin kurulmasına karar verdiği, BM Kuvveti'nin kurulması bir sorun halini aldı. İşte 3. defa müdahale ihtiyacı, 4 Mart Güvenlik Konseyi kararından sonra, BM Kuvvetleri'nin teşekkül edip etmeyeceği hakikaten tereddüt uyandırdığı günlerde, Kıbrıs'taki tedhişçilerin cesareti artınca, tecavüzlerine karşı Türk cemaatini korumak için yeniden ortaya çıktı.
Fakat BM Kuvveti'nin en kısa zamanda teşkil edileceğini bize temin ederek, Güvenlik Konseyi kararından sonra müdahale yapmamamızda ısrar ettiniz. Teşebbüsümüzü tekrar tehir ederek, BM Kuvvetleri'nin görev almasını bekledik.
Sayın Başkan,
...
Son defa Kıbrıs hükümeti açıktan silahlanmaya başladı. BM'i kendi zulmünü ve anayasa dışı idaresini takviye edecek yardımcı bir vasıta gibi farz etti. BM anayasa nizamını iade ve tecavüzleri durdurmak için salahiyetlerinin ve müdahale niyetlerinin eksik olduğu aşikar bir gerçek halini almıştır. Yunan Hükümeti'nin Kıbrıs idaresini nasıl teşvik ettiğini biliyorsunuz.
Bu ahval içinde Kıbrıs'ta mezalimi durdurmak için bir müdahaleye mecbur olacağımızı Amerika'da sizin huzurunuzda konuşurken söyledik.
La Haye'de Dışişleri Bakanınıza böyle bir ihtimal için Amerika'nın bizi destekleyip desteklemeyeceğini sorduk. Bir cevap vermediniz... Her defasında sizi haberdar ettik ve sizin iyice bildiğinizi tahmin ediyordum...
Görüyorsunuz ki, tek taraflı bir kararla karşı karşıya bırakmak istidadı bizde yoktur. Bizim şikayetimiz, aylardan beri had bir surette ıstırabı içinde yaşadığımız bir meseleyi size anlatamamış olmamız ve Yunanistan'la iki müttefik arasında husule gelen haklı ve haksız durumda samimi ve ciddi bir vaziyet almamış olmamanızdandır.
Sayın Başkan,
...
Görüyorsunuz ki Türkiye, diğer teminatçı iki devletle devamlı istişare ve gerektiğinde müşterek hareket etmek imkanlarını ciddiyetle aramıştır. Bu durumda, Türkiye'nin tek başına harekete geçmeden evvel diğer teminatçı iki devlet ile istişare etmek vecibesini yerine getirmediği iddia edilebilir mi? Türkiye'ye samimiyetle ve sadakatle yerine getirdiği istişare vecibesini hatırlatmaya lüzum hisseden ABD Hükümeti'nin, imzaladığı antlaşmaları reddeden Yunanistan'a, milletlerarası hukukun temeli olan 'pacta sunt servanda' (bekanın temeli) kuralına uyması gerektiğini hatırlatması icabetmez mi?...
Sayın Başkan,
...
Mesajınızın, Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesinin Ada'yı taksim gayesi ile vuku bulacağı kanaatinde olduğunuza dair ifadelerini büyük bir hayret ve derin bir üzüntü ile karşıladım...
Sizi en kesin ve açık bir surette temin etmek isterim ki, eğer Türkiye bir gün Kıbrıs'a askeri müdahale zorunluluğunda bırakılırsa bu, tamamıyla milletlerarası antlaşmaların hükümlerine uygun olarak yapılacaktır.
...
Bay Başkan,
Mesajınızda NATO taahhütlerine temas ederek, NATO müttefiklerinin birbirlerine karşı savaş açmamalarının NATO'nun ruhunu teşkil ettiğini, Kıbrıs'a bir Türk müdahalesinin Türk-Yunan savaşına yol açabileceğini ifade ediyorsunuz.
Sözlerinizin birinci bölümü ile tam beraberlik halindeyim. Fakat, NATO müttefiklerinin birbirleriyle imzaladıkları milletlerarası antlaşmalara yekdiğerinin ahdi (antlaşmaya ait) haklarına, karşılıklı vecibelerine riayet mükellefiyetleri de, ittifakın aynı derecede hayati önemde bir icabıdır. Yekdiğerine karşı ahdi vecibelerini, taahhütlerini istediği zaman reddeden devletler arasında bir ittifak tasavvur edilebilir mi?
... Türk-Yunan savaşı ancak, Yunanistan'ın Türkiye'ye tecavüz etmesi halinde olabilir. Müdahale halinde bizim düşüncemiz, teminatçı devletler sıfatıyla Yunanistan ve İngiltere'yi Kıbrıs'ta anayasa düzenini ihya amacıyla fiili işbirliğine davet etmektir. Davetimize ve ahdi taahhütlerimize rağmen Yunanistan, Türkiye'ye tecavüz ederse, meydana gelecek sonuçların sorumluluğu Türkiye'ye atfedilebilir mi? Ümit etmek isterim ki, bu hususlara Yunanistan Hükümetinin dikkatini önemle çekmiş bulunuyorsunuz.
Mesajınızın, Kıbrıs'ta girişilecek bir hareket sonucunda Sovyetlerin müdahalesine maruz kaldığı taktirde, NATO müttefiklerinin Türkiye'yi savunma yükümlülükleri konusunda tereddüt izhar eden kısmı, NATO ittifakının mahiyeti ve temel prensipleri bakımından aramızda büyük görüş farkı olduğunu intibaını vermektedir. İtiraf edeyim ki, bu bizim için büyük bir teessür ve ciddi bir endişe kaynağı olmuştur. NATO müttefiklerinin herhangi birine yapılacak tecavüz, tecavüz eden tarafından tabiatıyla daima haklı gösterilmeye çalışılacaktır. NATO'nun bünyesi, mütecavizin iddialarına kapılacak kadar zayıfsa, tedaviye muhtaç demektir.
Bizim anlayışımıza göre, Atlantik Antlaşması, üye devletlere, taarruza uğrayan üyeye derhal yardım etmek vecibesini yüklemektedir. Her üyenin takdirine bırakılmış olan husus, bu yardımın sadece mahiyet ve ölçüsüdür. Şayet diğer üyeler, Sovyet müdahalesine maruz kalan NATO üyesinin haklı olup olmadığı, müdahaleyi kendi davranışı ile tahrik edip etmediği gibi hususları tartışmaya kalkışırlar ve tartışma sonucuna göre yardım mükellefiyetleri olup olmadığının tespiti cihetine giderlerse, NATO ittifakının temel direkleri sarsılmış ve anlamı kalmamış olur.
... BM'in Ada'daki faaliyeti zulüm idaresini durduramamıştır. Son birkaç hafta içinde nispi bir sükun görülmesi ancak Rumların yeni hazırlıklarının başlangıcıdır. Kuşatılmış köyler devam ediyor. BM'in Kuvvetleri, Türkleri teskin ederken, Rumların mahsüllerini kaldırmalarını sağlıyorlar. Türklerin mahsullerini kaldırabilmeleri için Rumların sakin durmalarını temin etmiyor ve Rum tecavüzlerine seyirci kalıyorlar. Hayati ehemmiyeti haiz olan bu teferruat yüksek ıttılaınıza (mevkiinize) gelmeyebilir, ama biz, her gün bu faciaların hikayesi içinde yaşıyoruz.
Sayın Başkan,
Takip buyurduğunuz politikanın Yunanistan'da infial yaratmış olmasını bana karşı delil olarak gösteriyorsunuz. Yunanistan, Kıbrıs meselesinde antlaşmaları tamamıyla yok edinceye kadar her surette tesir etmeye çalışacak bir mizaçta ve yoldadır. Biz, müttefiklerimize haklı davalarımız için ıstıraplarımızı ve soydaşlarımızın içinde yaşadıkları trajedinin temini pek güç olan acılarını anlatamıyoruz. İnfial nümayişlerinden istifade aramamıza da mizacımız elverişli olmuyor. Sizi temin ederim ıstırabımız derindir, haklı durumumuzu anlatamıyoruz ve sizin, meseleye layık olduğu önemi verip bu meselenin bünyesinde sakladığı tehlikeleri önlemek için bütün gayretinizi ve otoritenizi kullanmanız lazım geldiğini kabul ettiremiyoruz. Fransa ile Almanya arasındaki düşmanlığın bırakılması bir örnektir. Fakat biz, bu imtihanı bütün Anadolu'yu yangın yerine çeviren mezalimden sonra Yunanlılar ile dostluk kurmak suretiyle 40 yıl evvel geniş ölçüde geçirmiş bir milletiz.
Sayın Başkan
... Kıbrıs konusu üzerine sizinle görüşmek üzere Amerika'ya gitmekten bahtiyar olacağım...
Saygılarımla"
19 Haziran 1964 : Başkan Johnson'ın davetiyle Amerika'ya hareket etmeden önce Hükümetin Kıbrıs politikası ile ilgili olarak güvenoyu isteyen İnönü, 194 aleyhte ve 2 çekimser oya karşın 200 lehte oy aldı.
- Ankara ve İstanbul'da sıkıyönetim 1 ay daha uzatıldı.
21 Haziran 1964 : Başbakan İnönü, ABD Başkanı Johnson'ın özel uçağı ile Amerika'ya hareket etti.
23 Haziran 1964 : Talat Aydemir ve Fethi Gürcan haklarındaki ölüm cezalarının yerine getirilmesine, Osman Deniz ve Erol Dinçer haklarındaki ölüm cezalarının ise yerine getirilmemesine dair kanun kabul edildi.
24 Haziran 1964 : İnönü, Washington'dan ayrılırken açıklama yaptı: "Meselenin güçlüklerini saklamak istemiyoruz. Fakat Amerikalılar ile birlikte dün vardığımız netice, bu güçlüklerin hallini kolaylaştıracaktır.... Savaş tehlikesi devam ediyor!.. Enosisi kabul ederiz, şu şartla ki Ada'nın bir kısmı Türkiye'ye bir kısmı Yunanistan'a verilsin."
27 Haziran 1964 : Fethi Gürcan idam edildi.
1 Temmuz 1964 : İnönü, Amerika dönüşü Fransa'ya da uğrayarak General de Gaulle ile görüştü. Türkiye'nin Kıbrıs politikasını anlattı.
2 Temmuz 1964 : İnönü yurda döndü. Basın mensuplarına: "İyi bir netice ile yurda geldim..." dedi.
5 Temmuz 1964 : 20 Mayıs darbe girişiminin başı Albay Talat Aydemir idam edildi.
16 Temmuz 1964 : Kıbrıs'ta Rumlar, Girne (St. Hilarion) Kalesini zorlamaya başladılar. Kıbrıs yeniden kana bulandı. Türklere yönelik şiddetli saldırılar yapılıyor.
- Hamidiye kahramanı, Cumhuriyet'in ilk Başbakanlarından Rauf Orbay (Doğumu:1881) öldü.
7 Ağustos 1964 : Türk Hava Kuvvetlerine bağlı jetler, Kıbrıs üzerinde ihtar uçuşu yaptı.
8 Ağustos 1964 : Kıbrıs'ta Rumlar saldırılarını ve katliamlarını artırınca, jetlerimiz Kıbrıs üzerinde uçmaya ve askeri hedefleri bombalamaya başladı. Bir uçağımız düştü, pilot Yüzbaşı Cengiz Topel şehit oldu.
10 Ağustos 1964 : Sovyetler Birliği Başkanı Nikita Kruşçef, Başbakan İnönü'ye mesaj göndererek itidal tavsiye etti.
27 Ağustos 1964 : Amerika'nın Kıbrıs konusunda Türkiye'yi sürekli fedakarlığa zorlaması nedeniyle, Ankara'da ilk kez Amerika aleyhtarı gösteri yapıldı.
28 Ağustos 1964 : Ankara'da Amerika aleyhtarı ikinci miting yapıldı.
29 Ağustos 1964 : Ankara, İstanbul ve İzmir'de Kıbrıs için mitingler yapıldı.
30 Ağustos 1964 : Hükümet, mitingler dolayısıyla İzmir Fuarını süresiz kapattı.
7 Eylül 1964 : Kıbrıs Erenköy'e helikopter ile yiyecek gönderildi.
30 Eylül 1964 : SSCB ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında askeri yardım antlaşması imzalandı.
5 Ekim 1964 : Hükümet, Kıbrıs'ta Rumların yarattığı tehlikeli durum dolayısıyla Birleşmiş Milletler'e başvurdu.
25 Ekim 1964 : Tatvan-Muş demiryolu hizmete açıldı.
30 Ekim 1964 : Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin, Sovyetlerin gönderdiği uçakla Moskova'ya gitti.
8 Kasım 1964 : Celal Bayar 6 ay süre ile serbest bırakıldı.
16 Kasım 1964 : Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay, bazı politikacıların konuşmaları üzerine parti liderlerine ikaz mektubu göndererek;
1-Memleketin iki hasım kampa itilmek istenildiğini,
2-Orduyu, halkın karşısında gibi gösterilmeye çalışıldığını,
3-Komutan ve subayların bu durumdan hoşnutsuz bulunduklarını, belirterek, bunların kesin olarak önlenmesini istedi.
22 Kasım 1964 : Cumhurbaşkanı Gürsel başkanlığında toplanan liderler, rejimin korunması konusunda anlaştılar.
25 Kasım 1964 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Korgeneral Naci Tınaz (Doğumu:1882) öldü.
29 Kasım 1964 : AP 2. Büyük Kongresinde Süleyman Demirel 1072 (Bilgiç: 552, Arıburnu: 39) oy alarak genel başkan seçildi.
3 Aralık 1964 : Genel kurmay Başkanı Cevdet Sunay'ın bazı basın sahipleri ve politikacıları suçlayan demeci 'Kim' dergisinde yayınlandı.
9 Aralık 1964 : Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in, parti liderleriyle yaptığı toplantı ile ilgili bir bildiri yayınlandı: "... Tarihin hiç bir devrinde, hiç bir ülkede, siyasi partiler, kendilerine vücut veren anayasa rejiminin meşrutiyetinin istismar edilmesine müsaade etmedikleri gibi ve bundan daha vahim olarak, devletin beka ve güven müesseselerinin başında olan ordusuna dil uzatılmasını veya uzatılmış olduğu iddiasını müsamaha veya sükut ile karşılamamışlardır..."
20 Aralık 1964 : Türkiye-Bulgaristan futbol maçı esnasında, Ali Sami Yen stadının parmaklıkları çöktü, 70 kişi yaralandı.
1965
4 Ocak 1965 : Sovyetler Birliği Yüksek Şürası Heyeti Başkanı Podgorny başkanlığında bir heyet Türkiye'ye geldi.
10 Ocak 1965 : 150 kişilik bir grup, İstanbul'da Türkiye İşçi Partisi (TİP) idarecilerinin toplantılarını bastı.
22 Ocak 1965 : Birleşik oy pusulası ile ilgili seçim kanunu kabul edildi.
13 Şubat 1965 : 1965 yılı bütçesi 197'ye karşı 225 oy ile reddedildi. İsmet İnönü istifa etti.
16 Şubat 1965 : Kabineyi kurmakla Suat Hayri Ürgüplü görevlendirildi.
4 Mart 1965 : Ürgüplü Kabinesi 200 red, 1 çekimser oya karşın 231 oy ile güvenoyu aldı. Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı olarak Kabineye girdi.
12 Mart 1965 : Kozlu'da devam eden grevde, kanlı olaylar yaşandı.
19 Mart 1965 : Merzifon'da 'Yeni Çeltek İşletmesi'nde meydana gelen grizu patlamasında 69 işçi öldü.
31 Mart 1965 : BM tarafından Kıbrıs'a arabulucu olarak gönderilen Plaza, Türk görüşü ve antlaşmalar aleyhindeki raporunu açıkladı.
8 Nisan 1965 : Anayasa'yı ihlal suçundan Yüksek Adalet Divanı'nca mahkum edilenlerin cezalarının kısmen affı hakkındaki kanun kabul edildi. Bu kanunla Yassıada mahkumlarından bazıları affedildiler.
23 Nisan 1965 : İngiltere Başbakanı MacMillan Türkiye'ye geldi.
15 Mayıs 1965 : Ereğli Demir Çelik Fabrikaları faaliyete başladı.
17 Mayıs 1965 : SSCB Dışişleri Bakanı Gromiko Türkiye'ye geldi.
1 Haziran 1965 : Atina'da Yunanistan ile ikili görüşmeler başladı.
22 Haziran 1965 : Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri hakkındaki kanun kabul edildi.
6 Temmuz 1965 : Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) kanunu kabul edildi.
13 Temmuz 1965 : Siyasi Partiler kanunu kabul edildi.
14 Temmuz 1965 : Türk Silahlı Kuvvetleri'nde piramidi korumak için, 40 general ve Amiral emekliye sevk edildi.
9 Ağustos 1965 : Başbakan Ürgüplü Sovyetler Birliğine gitti.
17 Ağustos 1965 : Ürgüplü, Sovyetler'den döndü. "Planımıza dahil olan bir çok tesislerimizi Rusya'dan sağlayacağız..." dedi.
10 Ekim 1965 : Milletvekili seçimleri yapıldı.
AP 240 Milletvekili 79 Senatör
CHP 134 " 48 "
CKMP 11 " 4 "
YTP 19 " 8 "
MP 31 " 2 "
TİP 14 " -
SDP - 1 "
Bağımsız 1 " 40 "
23 Ekim 1965 : Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel Kabineyi kurmakla görevlendirildi.
24 Ekim 1965 : Genel nüfus sayımı yapıldı. Nüfusumuz: 31.351.421
11 Kasım 1965 : 1. Demirel Kabinesi, 172 red, 10 çekimser oya karşın 252 oyla güvenoyu aldı.
Başbakan Süleyman Demirel
Devlet Bakanı Cihat Bilgehan
Devlet Bakanı Ali Fuat Alişan
Devlet Bakanı Rıfat Sezgin
Devlet Bakanı Kamil Ocak
Adalet Bakanı Hasan Dinçer
Milli Savunma Bakanı Ahmet Topaloğlu
İçişleri Bakanı Faruk Sükan
Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil
Maliye Bakanı İhsan Gürsan
Milli Eğitim Bakanı Orhan Dengiz
Bayındırlık Bakanı Ethem Erdinç
Ticaret Bakanı Macit Zeren
Sağlık Bakanı Edip Somunoğlu
Gümrük Bakanı İbrahim Tekin
Tarım Bakanı Bahri Dağdaş
Ulaştırma Bakanı Seyfi Öztürk
Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem
Sanayi Bakanı Mehmet Turgut
Enerji Bakanı İbrahim Deriner
Turizm Bakanı Nihat Kürşat
İmar Bakanı Haldun Menteşoğlu
Köy İşleri Bakanı Sabit Osman Avcı
16 Aralık 1965 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Sinan Tekelioğlu öldü.
17 Aralık 1965 : Birleşmiş Milletler Siyasi Komisyonu'nda, Makarios'un Kıbrıs hakkındaki tezi, 51 çekimser, 6 red oya karşın 47 lehte oy ile kabul edildi. Türkiye lehinde oy verenler: ABD, Arnavutluk, Pakistan, İran ve Libya. SSCB çekimser oy kullandı. BM'deki delegelerimiz aleyhimizdeki karar üzerine salonu terk ettiler.
Karar:
1-BM Teşkilatı'nın eşit haklara sahip üyesi sıfatıyla Kıbrıs Cumhuriyeti, BM Yasasına göre, hükümran ve bağımsız bir ülkedir ve bu ülkeye yabancı müdahalesi kabul edilemez.
2-Bütün devletler, BM Yasası ve özellikle bu yasanın 2. maddesinin 1. ve 4. paragraflarına uyarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hükümranlık, birlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeye ve bu ülkeye herhangi bir müdahalede bulunmaktan imtina göstermeye davet edilir.
3-Güvenlik Konseyi'nin 4 Mart 1964 tarihinde alınan karar gereğince bu ülkede arabuluculuk görevinin devam ettirilmesi tavsiye edilir.
18 Aralık 1965 : Türkiye, BM'in Kıbrıs'a müdahalede bulunulmayacağına dair kararını kabul etmiyeceğini, Londra ve Zürih Antlaşmalarının uygulanacağını kesin olarak ilan etti.
19 Aralık 1965 : Muhalefet Lideri İnönü, Kıbrıs hakkındaki BM kararını: "... Bu büyük bir siyasi basiretsizliktir..." diye niteledi.
20 Aralık 1965 : BM'in Kıbrıs konusundaki kararı üzerine, yurdun çeşitli yerlerinde protesto gösterileri yapıldı. Vatandaşlar Ankara'da Genel Kurmay'ın önünde; "Ordu Kıbrıs'a..." diye bağırdı.
29 Aralık 1965 : TBMM'de Kıbrıs hakkında açılan genel görüşme sona erdi.
Nihat Erim: "Amerika, komünizmi önleyeceği zannıyla bu 15.000 Yunan askerinin Ada'ya gitmesine, NATO silahlarının girmesine göz yummuştur. Şubat, Mart ve Haziran 1964'de yapılan üç çıkarma teşebbüsü ciddi teşebbüslerdi ve üç teşebbüsünde karşısına Amerika bütün gücüyle çıkmıştır..."
Alparslan Türkeş, eski ve yeni hükümetleri suçlayarak derhal Kıbrıs'a çıkarma yapılmasını istedi.
İ. Sabri Çağlayangil: "Geçmişi unutmak ve muhasebeyi, davayı çözümledikten sonraya bırakmak gerekir."
30 Aralık 1965 : Kıbrıs'taki BM arabulucusu görevinden istifa etti.
1966
6 Ocak 1966 : Senato'da Kıbrıs ile ilgili genel görüşme yapıldı.
10 Ocak 1966 : İzlenecek Kıbrıs politikasının esaslarını tespit etmek için 11 Büyükelçi Ankara'ya çağrıldı.
13 Ocak 1966 : Senato'da, Haziran 1964'de ki Kıbrıs Buhranı sırasında Amerika Başkanı Johnson ve Başbakan İnönü'nün karşılıklı mektuplarının, Hükümet tarafından açıklanmasında, Hükümetin serbest olduğu kararı alındı.
16 Ocak 1966 : Johnson ve İnönü'nün mektupları kamuoyuna açıklandı. (Bakınız Haziran 1964)
18 Ocak 1966 : Af kanunu tasarısının yetersiz olduğunu öne süren Ankara Cezaevi'nde ki mahkumlar isyan etti. 3 ölü, 18 yaralı var.
28 Ocak 1966 : Ağustos 1964'den beri Kıbrıs'ın Erenköy kesiminde kuşatma altında bulunan 504 mücahit, gemiyle İskenderun'a getirildi.
2 Şubat 1966 : Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ABD Başkanı Johnson'ın gönderdiği özel uçakla tedavi olmak için Amerika'ya gitti.
- Türkiye'nin en zengin işadamlarından Hacı Ömer Sabancı (Doğumu:1904) öldü.
5 Şubat 1966 : Yunanistan'a, Türkiye'nin muvafakat etmeyeceği hiç bir çözüm yolu düşünülemeyeceğini belirten sert bir nota verildi.
7 Şubat 1966 : Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman (Doğumu:1882) öldü.
8 Şubat 1966 : Atina, Türkiye'yi NATO'ya şikayet etti.
9 Şubat 1966 : Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in sağlık durumu ağırlaştı.
1 Mart 1966 : İstanbul Boğazı'nda Dolmabahçe açıklarında çarpışan iki Sovyet tankerinden denize sızan mazotun alev almasıyla 'Yüzer Karaköy İskelesi' ve 'Kadıköy Vapuru' yandı.
11 Mart 1966 : Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay'ın kontenjan senatörü seçilmesi, parti liderleri tarafından kabul edildi.
15 Mart 1966 : Genel Kurmay Başkanlığı'na Orgeneral Cemal Tural atandı.
20 Mart 1966 : İstanbul'da, Milli Talebe Birliği tarafından komünizmi telin ve uyarma mitingi yapıldı.
25 Mart 1966 : Amerika'da 46 günden beri komada bulunan Cumhurbaşkanı Gürsel, Türkiye'ye getirildi.
26 Mart 1966 : Başbakanlığın isteği üzerine Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde toplanan 37 kişilik 'Müşterek Sıhhi Kurul' iki rapor düzenledi : "Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel görevine devam edemez. Vücut ölmüştür."
28 Mart 1966 : Kontenjan senatörü Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı seçildi. (C. Sunay 461 oy, Alparslan Türkeş 11 oy, Boş 47)
7 Nisan 1966 : Türkiye'deki üsler ve yapılan antlaşmalarla ilgili isteklerimiz Amerika'ya bildirildi:
1-Antlaşmaların tek metinde toplanması,
2-Amerikalı personelin durumunda değişiklik,
3-Üslerdeki uçakların cephanesinde mutabakat.
8 Nisan 1966 : İzmir'de 'Atatürk Heykeli'ne balta ile saldırı yapıldı.
9 Nisan 1966 : Atatürk Heykeli'ne yapılan saldırı nedeniyle, Ankara ve İstanbul'da büyük birer miting ve yürüyüş düzenlendi.
16 Nisan 1966 : Yunanistan'dan Kıbrıs için yazılı teminat istedik.
20 Nisan 1966 : Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Refet Ülgenalp gençleri uyardı: "Gençlik teşekküllerinin bugünkü tutumlarını memleket hayrına gidiş istikametinde görmüyorum. Biraz açık fikirlilik komünistlik, biraz muhafazakarlık ise gericilik! Olmaz böyle şey. Bu memleketi sakallı keçiler ve keçi sakallılar kemiriyor, biri ormanları, diğeri cemiyetin bünyesini."
5 Mayıs 1966 : Türkiye'de ABD üsleriyle ilgili görüşmeler başladı.
7 Mayıs 1966 : Cumhuriyet tarihinde ilk defa polis, gece vakti TBMM'nde arama yaptı.
18 Mayıs 1966 : Türk-Yunan görüşmeleri yeniden başladı.
2 Haziran 1966 : Kayseri'de Türkiye İşçi Partisi (TİP) İl merkezi tahrip edildi.
5 Haziran 1966 : Senato kısmi seçimleri yapıldı. AP: 39, CHP: 18 senatörlük kazandılar.
11 Haziran 1966 : Genel Kurmay Başkanı Tural, orduya bir genelge yayınladı: "Nurculuk tehlikesini birliklere anlatın."
20 Haziran 1966 : Bir tatbikat sırasında 16 komando eri Botan Çayı'nda boğularak şehit oldu.
28 Haziran 1966 : Demokrat Parti Hükümetlerinde Dışişleri Bakanlığı yapmış olan, bilim dünyasının tanınmış simalarından Prof. Fuat Köprülü (Doğumu:1890) öldü.
7 Temmuz 1966 : Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın cezasını affetti.
12 Temmuz 1966 : Muş'un Varto ilçesinde şiddetli deprem. 2283 ölü var.
31 Ağustos 1966 : Danıştay kararını uygulamayan Çorum Belediye Başkanı'nı protesto amacıyla 'Ölüm yürüyüşü'ne çıkan ve 34 günde 716 kilometre yürüyen temizlik işçileri İstanbul'a ulaştılar.
14 Eylül 1966 : Eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel öldü. (219 gün komada kaldı.)
24 Eylül 1966 : İsmet İnönü, 83. doğum günü dolayısıyla, Hilton'da verilen partide hayatında ilk defa dans etti.
5 Ekim 1966 : Başbakan Demirel, 'Almus Barajı'nı işletmeye açtı.
8 Ekim 1966 : İnönü, Ankara İl Kongresi'nde konuştu: 'CHP'nin ortanın solunda bulunduğunu ve aşırı sola karşı olduğunu' belirtti.
16 Ekim 1966 : İnönü'nün, Yassıada Yüksek Adalet Divanı'nın verdiği ölüm kararlarının önlenmesi için Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e yazdığı mektup açıklandı: 'Ölüm kararlarının infazı milli menfaatlere aykırıdır.'
17 Ekim 1966 : CHP 18. Kurultayı'nda, İsmet İnönü 929 oyla tekrar Genel Başkanlığa seçildi. Kasım Gülek 230 oy aldı.
24 Ekim 1966 : Bülent Ecevit, CHP Genel Sekreteri seçildi.
12 Kasım 1966 : Ankara'da Türk-İş ve bazı öğrenci kuruluşları tarafından 'Amerika'yı Telin' mitingi düzenlendi.
13 Kasım 1966 : Adana'da halk, Amerikalılara ait binalara saldırdı.
2 Aralık 1966 : Başbakan Demirel konuştu: "... Ordu, mektep ve camii rahat bırakın."
8 Aralık 1966 : Erzurum Dumlu Bucağı'ndaki 247. Piyade Alayı koğuşundaki benzin bidonunun patlaması sonucu 65 erimiz yanarak şehit oldu.
14 Aralık 1966 : Deniz Kuvvetlerine bağlı gemiler muhtemel bir harekat için Akdeniz'e açıldı. Kıbrıs'a silah sevkıyatı konusunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirdik. Kıbrıs'a silah satan Çekoslovak Hükümeti'ni sert bir nota ile uyardık. Çekler sevkıyatı durdurdu.
19 Aralık 1966 : Sovyetler Birliği Başbakanı Kosigin Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulundu.
|