Züleyha!
Önce tutkuyla, Sonra/sında aşkla
ve aşkın da ötesine geçerek
hayat-kader-irade dairesinde,
varlıktan öte varlığı fark eden,
bu fark edişle
belâ ' yı Ask 'a ‘EyvaAllah’ diyen
bir tevbekâr...
*
“Yusuf” yazdı Züleyha,
sayfanın ortasına!
Hala hitaptaydı kalemi,bir satır ileri geçemedi.
Bir satır ileri geçsem hitaptan,dedi,
yanacagım !
Ses verdi içinden bir ses:
”Yan o zaman,
yan o zaman!”
Züleyha devam etti:
“Ah
benim
Yusuf’um,
ah benim,
ah /sen 'im,
dedi,
başka bir şey
diyemedi. ”
Züleyha
Yusuf’a bir mektup yazmaya başlayınca
“Yusuf “
diye
başladı,
”Yusuf ”
diye bitirdi !
*
Gör/dü ki !
hitaptan öteye geçemedi !
Anla/dı ki !
ASk'ın namesinde ser-nameden öte kelam yok !
Ve
Züleyha’nın lügatinde
“Yusuf” tan
öte
sözcük yok !
*
“Yusuf ,dedi,
kelamım artık
sen 'de
hükümsüz.!
Ama
kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde
beni küçümseme...
Bil ki !
kelamdan da ötede
sadece ah var,
ah ki
dünya o'nun üzerinde durur,
gökkubbe o'nun hararetiyle döner..”
Nazan Bekiroğlu
(Yusuf ile Züleyha)