Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03-24-2010, 16:39   #1
Kullanıcı Adı
NûN
Standart
Ve ki irade İRADE'yle çelişik değildi. Uzlaşıktı, birleşikti. İRADE'nin içindeki irade: Gayret ve Niyet'ti.

O da Rahman'ın nefesi.

Öyleyse İRADE İRADE'nin içindeydi, İRADE İRADE'nin üzerindeydi. Hepsi de İRADE'ydi.

Bu muammanın nasılına niçinine akıl yetirmeye çalışırken, satırları izlemek, sütunları inmek, sayfaları geçmek için acele ederken, Âdem, harflerin iyice silikleştiğini, sayfaların tümüyle karardığını, kelimelerin yok olduğunu fark etti.

Sonrası sır, sonrası dokunulmazdı.

Sonrası Âdem'e karanlık, hele benîâdem'e kapkaranlıktı.

Senin bilme sınırın şimdilik buraya kadar, daha ileri geçemezsin. Daha fazlasına güç takat yetiremezsin.

En fazla bunu okudu.

İçini büyük bir bilmezlik duygusu kapladı Âdem'in. Bilmek, kavramak, kelimeye çevirmek, isimlendirmek isteyen insan yanıyla büyük bir eksiklik hissetti. Ama bu duyguyla da sınırını, hacmini, muhtevasını, gücünü ve güçsüzlüğünü bildi.

Bilmezlik duygusuyla en fazla dolduğu o ânda bildiği şeyi de hissetti. Demek bilebileceği son kelime Bilinmezlik'ti. Bir Bilinmezlik kelimesini söyleyebilmek için esma taliminin gözdesi bunca kelime bilmiş, bunca isim söylemişti. Belli ki o ilimden kendisine verilen az bir şey'le yetinecekti.

Ama Âdem, bilgisinin ulaşabildiği son sınır çizgisinde, aklının son devinimiyle aklını sınır dışı ederken, kendisine verilen isimlerden birinin, verilmeyen bütün isimlerin yerini tutması gerektiğini de düşünebildi. Kalb'i öyle seçti. Aklına sığmayanları Kalb'inde bir araya getirdi. Kelimeler Kitabı'nda Yaratan'ın ismi Kalb'in içindeydi.

 

NûN isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder