03-31-2010, 16:17
|
#7
|
|
Hep beyaz gecelerde, kış mehtabına karşı haykırdık acılarımızı… Dondurucu zemherilerde yeşile, çiçeğe, güle, ağaca hasret büyüdük. Gül büyütemedik koynumuzda, gül suyu yürümedi damarlarımızda… Gül büyütmenin ne demek olduğunu bilemedik.
Gülden bir nefes alıp, güle bir nefes veremedik. Gülü ötelerde hayal edip, uzakları düşündük hep. Koparılmış bir gülün başında oturup, matemini çekemedik. Gül büyütenlere özgü bir hâlle hâllenemedik. Gülün kokusuyla sarhoş, gülün bakışıyla meyhoş olamadık; sitemimizi güle diyemedik. Güle benzetsek de bazı şeyleri, tam anlamıyla gülün ne olduğunu bilemedik. Sesimiz güle yetişmedi, elimiz güle ermedi, yüreğimizden kopup gelen hüzün meltemleri güle değmedi. Sokaklar acıyı serpti yüreğimize, dağlarda yankılandı sesimiz, dağlar hüznümüzü katmerleştirdi.
Cümleler âdeta duygu kokuyor Hissettiklerimizi hiçbir zaman hakkiyla kelimelere dökemedigimizi göz ônünde bulundurur isek, yazar duygu seline kapilmis...
|
|
|