Said Nursi Hazretleri memleketimizdeki ana siyasi tercihleri tahlil ettiği bir mektubunda Halk Partisi ile ilgili olan kısımda der ki:
«Kalbe ihtar edilen içtimaî hayatımıza ait bir hakikat.
Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi, biri Demokrat, biri Millet, diğeri İttihad-ı İslâm'dır.…..
Halk Partisi ise: Hakikaten acib ve zevkli bir rüşvet-i umumîyi kanunlar perdesinde bazı memurlara verdikleri için, yirmisekiz senelik bütün cinayatıyla başkaların cinayatı ve İttihadcıların ve mason kısmının seyyiatları da o partiye yükletildiği halde, Demokratlara bir cihette galib hükmündedirler. Çünki ubudiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, nemrudçuluklar çoğalır.
Bu benlik zamanında, memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde; bir hâkimiyet, bir ağalık, bir nemrudçuluk ile nefse gayet zevkli bir hâkimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak verdiği için, bütün o acib cinayetlerle ve kendinden olmayan ceridelerin neşriyatıyla beraber bana yapılan muamelelerinden hissettim ki bir cihette manen Demokratlara galib geliyorlar. Halbuki İslâmiyet'in bir kanun-u esasîsi olan hadîs-i şerifteسَيِّدُ الْقَوْمِ خَادِمُهُمْ(*)yani: Memuriyet, emirlik ise reislik değil; millete bir hizmetkârlıktır. Demokratlık, hürriyet-i vicdan, İslâmiyet'in bu kanun-u esasîsine dayanabilir. Çünki kuvvet kanunda olmazsa şahsa geçer. İstibdad, mutlak keyfî olur. Said Nursî” (Emirdağ Lahikası-ll sh: 162)
(*) “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” el-Mağribî, Câmiu’ş-Şeml, 1:450, Hadis no: 1668; el Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:463
«Sayın Adnan Menderes!
Otuz beş seneden beri siyaseti terk eden Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, şimdi Kur'an ve İslâmiyet ve vatan hesabına bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Parti'nin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensubları ve Nur Talebeleri kat'î kanaatimiz gelmiştir.
Üstadımızdan, ne için Demokrat Parti'yi muhafazaya çalıştığını sorduk, cevaben:
Cevaben “Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek. Halbuki, Halk Partisi, İttihadçıların bozuk kısmının cinayetleri ve hem cumhuriyetin birinci reisinin Sevr Muahedesiyle ve çok siyasî desiselerin icbarıyla, onbeş senede yaptığı icraatının kısm-ı a'zamı tamamıyla eski partiye yüklendiği için, bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat'iyyen iktidara getirmeyecek.
Çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır. Halbuki bir Müslüman kat'iyyen komünist olamaz, anarşist olur. Bir Müslüman hiçbir zaman ecnebilerle mukayese edilemez. İşte bunun için hayat-ı içtimaiye ve vatanımıza dehşetli bir tehlike teşkil eden bu partinin iktidara gelmemesi için, Demokrat Parti'yi, Kur'an ve vatan ve İslâmiyet namına muhafazaya çalışıyorum" dedi.» (Emirdağ Lahikası-ll sh: 206)
Netice: Fikir ve vicdan hürriyetleri ve ibadet hürriyetinin aleyhine dehşetli hücum ve baskıların olduğu böyle bir zamanda, hakikî hürriyetperver, milliyetperver dindar, demokrat devlet ve siyaset adamlarının birbirleriyle tam bir ittifak ve ittihad halinde ortak hareket etmeleri ve halkçı-ırkçı-mason ve dinsiz komite ve siyasetçilerin hazırladığı baskı ve zulüm sistemini değiştirip Hakikî Hürriyet Rejimine kapıyı açmaları üzerlerine farz ve vacibtir
İTTİHAD YAYINCILIK
|