Zaman'ın ulaştığı 100 sayfalık raporda yargıdaki gelişmeler ile asker-sivil ilişkileri çok ayrıntılı şekilde ele alınıyor. Hâkim Oktay Kuban'ın Balyoz Darbe Planı şüphelilerini salıvermesine hukukçuların tepki gösterdiğine işaret edilen raporda, hâkimin bu tasarrufunun soruşturmaya gölge düşürdüğü vurgulanıyor. 5 Nisan'da Balyoz soruşturmasını yürüten savcıların, 75'i muvazzaf olmak üzere 90 askerin gözaltına alınmasını talep ettiğine atıf yapılan raporda, İstanbul Başsavcısı'nın tutuklamaların ortasında iki savcıyı görevden aldığına dikkat çekiliyor. Başsavcı Aykut Cengiz Engin'in ocaktan bu yana 4 savcıyı değiştirdiği hatırlatılıyor.
AB raporunda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da devam etmekte olan davalarla ilgili tartışmalı açıklamalar yapmakla eleştiriliyor. Başbuğ'un gazetelere verdiği mülakatların, yargıya müdahale olarak yorumlandığı aktarılıyor. Raporda, Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan belgenin Türkiye'deki adlî tıp dahil bütün kriminoloji kurumlarınca incelendiği ve 'orijinal' hükmüne varıldığı kaydediliyor.
Mart ayı raporunda, Meclis Komisyonu'na gelen kısmî anayasa reformu da ayrıntılı olarak yer alıyor. Hükümet, muhalefet ve sivil toplum örgütleriyle istişareye çok az vakit ayırmakla tenkit edilirken, referandumun 'kaçınılmaz' olduğu belirtiliyor.
Avrupa Birliği, Ergenekon, Kafes, Balyoz ve ıslak imza tartışmalarında ismi sık sık gündeme gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u ağır şekilde eleştirdi. AB'nin Türkiye temsilciliği tarafından hazırlanan mart raporunda Başbuğ'un, devam etmekte olan davalarla ilgili tartışmalı açıklamalar yaptığı, bu açıklamaların yargıya müdahale olarak yorumlandığı vurgulanıyor.
Başbuğ'un Ergenekon sanığı 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'e kuvvetli destek verdiğine dikkat çeken rapor, Genelkurmay Başkanı'nın çelişkiye düştüğünü vurguluyor. Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan belgenin Türkiye'deki bütün kriminoloji ve adlî tıp kurumlarınca incelenerek 'orijinal' hükmüne varıldığını hatırlatan rapor, buna rağmen Başbuğ'un, "Elimizdeki belgenin hakiki olup olmadığını hâlâ bilmiyoruz." dediğine işaret ediyor.
Zaman'ın ulaştığı 100 sayfalık raporda asker-sivil ilişkileri ile yargıdaki gelişmelerin ele alındığı görülüyor. Kısmî anayasa reformuna da geniş yer ayıran rapor, Hâkim Oktay Kuban'ın Balyoz Darbe Planı sanıklarını salıvermesinin hukuk uzmanlarını kızdırdığına işaret ediyor ve bu tasarrufun soruşturmaya gölge düşürdüğünü kaydediyor.
AB Ankara Temsilciliği tarafından yılda 12 aylık rapor hazırlanıyor. Aylık raporlar, her yıl ekim ya da kasım aylarında kamuoyuna açıklanan yıllık ilerleme raporunun en temel kaynağını oluşturuyor. AB Komisyonu, 1998'den bu yana Türkiye'de bir yıl içerisinde yaşanan gelişmeleri sonbaharda yayınlanan ilerleme raporlarıyla kamuoyuna açıklıyor. Raporlar, Türkiye-AB ilişkilerinin fotoğrafını çeken en mühim belge olma niteliği taşıyor.
Mart ayı raporu, kısmî anayasa reformunda hükümeti, muhalefet ve sivil toplum örgütleri ile istişareye çok az vakit ayırdığı için eleştirirken, referandumu 'kaçınılmaz' olarak nitelendiriyor. Referandumun iktidar partisi için bir güvenoyuna dönüşeceğine işaret eden rapor, ülkedeki kutuplaşmayı da artıracağını savunuyor. Yargıtay'ın paketin anayasaya uymayan yönlerine ilişkin bir rapor hazırladığı belirtilen AB belgesinde, "Bu rapor, paketin Meclis'te geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edeceğini duyuran CHP için muhtemelen hareket noktasını oluşturacak." deniyor. Raporun işaret ettiği ilginç noktalardan biri CHP milletvekili Canan Arıtman ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 100 bin Ermeni'yi Türkiye'den sınır dışı etme teklifinde anlaşmış olmaları.
Rapor, Bugün gazetesinde yayımlanan askerî harcamaların Sayıştay tarafından denetlenmesi haberine atıf yaparken, Abant Platformu'nda konuşan Prof. Baskın Oran'ın "İfade hürriyetine en büyük engel, önyargılı yargı" sözlerine yer veriyor. Rapor, Today's Zaman'da yayımlanan AK Parti Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Genel Sekreteri Thomas Markert ile yapılan mülakatlardan da iktibas yapıyor.
AB'nin mart ayı raporundan bazı başlıklar: Balyoz soruşturmasına tartışmalı müdahaleler: 31 Mart ve 1 Nisan'da 28 Balyoz sanığının topluca salıverilmesi yeni tartışmalar başlattı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Balyoz Planı'nın 'çok ciddi' göründüğünü söylemesine rağmen hâkim, 'suça yönelik ciddi şüphe bulunmamasını' gerekçe göstererek 19 kişiyi serbest bıraktı. Kuban'ın nöbetçi iken neredeyse bütün sanıkları serbest bırakması, hukuk uzmanlarını kızdırdı ve devam etmekte olan yargılamaya gölge düşürdü. Ancak tartışmalı olarak salıverilmesinden bir gün sonra Doğan, GATA'ya yattı. Birçok sanığın da GATA'ya müracaat ettiği bildiriliyor. Tekrar tutuklanma kararına rağmen aralarında Çetin Doğan'ın da bulunduğu birçok sanık cezaevine gönderilmeleri gerekirken GATA'ya götürüldü.